25. BÖLÜM~RÜYA

345 37 15
                                    


Güneş ışınları cömertçe odayı dolduruyordu. Bulunduğum odada çok huzurluydum. Kalp atışlarım ritmini biraz arttırmıştı. Yumuşacık bir örtüyle sarılmıştı kalbim. Yüzümdeki gülümsemeyi atamıyordum. Ben nerdeyim bilemiyorum. Ama çok mutluyum... İçime yerleşen heyecanla ellerimi birbirine kilitleyip küçük bir kız çocuğu misali yerimde yükseliyordum. Heyecanla gözlerimi etrafta gezdirdiğimde gözüme bir çocuk ilişti. Allahım bu ne güzel nimet...

Çocukları çok severim. Onlara olan bağlılığım, mutluluğuma bir sebep. Kendime gelmeye çalışıp yüzümdeki gülümseme eşliğinde yanına gittim. Mavi gözü ve dalgalı saçıyla çok tatlı gözüküyordu. Sekiz-on yaşlarında bir erkek çocuğuydu. Ona gülümseyerek bakarken konuşmasıyla dinlemeye koyuldum.

"Seni bir yere götüreceğim..."

Sözleri üzerine içime tedirginlik çökse de önemsemeyip başımı salladım. Elini uzatıp çok tatlı gülümsemişti. Uzattığı elini tutarak onu takip etmeye başladım.

Uzun merdiven yolculuğumuzun ardından bir kapının önünde durduk. Başımı ona çevirdiğimde gülümseyerek elimi bıraktı.

"Seni ait olduğun yere getirdim..."

Anlamaz hâlde yüzüne bakmaya başlamıştım. Uzunca bana baktığında yaptığımın farkına varıp gülümsemeye çalıştım.

"Burası neresi?"

Tatlı çıkmasını istediğim sesimle konuşmuştum. Soruma karşı gülümsemesini büyütüp kollarını bana sardı. Ellerim havada asılı kalmış hâlde saçına bakakalmıştım. Kendime gelmeye çalışıp ürkekçe saçını okşamaya başladım.

Kollarını benden ayırdığında elimi saçından çektim. Dolu gözlerle bana bakıyordu. Tedirgin hâlde dudağımı aralayacağım vakit konuşmasıyla duraksadım.

"Çok mutlu olacaksınız..."

Sözleri üzerine şaşırıp ne diyeceğimi bilememiştim. N-nasıl...

Gülümsemesini büyütüp koşar adım merdivenlerden inmeye başladı. Elim istemsiz öne giderken ayaklarım sabitlenmişti. Burada beni çeken bir şey vardı. Görüş alanımdan ayrıldığında ayaklarımın sabit oluşu daha çok kendini göstermişti. Gidememiştim. Gitmemiştim...

Aklıma gelenle ürkek hareketlerle yüzümü yanımda kalan kapıya döndüm. Derin nefes alıp verdikten sonra titreyen elimle kapının kolunu indirip usulca aralamaya başladım.

Gözüme gelen ışıkla gözlerimi hızla kapatmıştım. İki elimi gözlerime siper edip gözlerimi yavaş yavaş aralamaya başladım.

Işığa alışan gözlerimi aralayabilmiştim. Gözlerimin önünde bembeyaz uzun elbisesiyle bir kız duruyordu. Kızın yüzünü seçemiyordum. Bir adım yaklaşıp daha dikkatli bakmaya başladım. Beni fark etmemişti. Yan duruyordu bana. Birkaç adım daha atıp daha dikkatli bakmaya başladım. İçimde onu görmek için can atan bir şey vardı. Ama ben ne olduğunu bilmiyordum. Yüzünü yavaş yavaş seçebildiğimde nefesimi tutmuştum. Ama o b-ben...

"Çiçek'im..."

Kulağıma dolan sesle gözlerimin dolmasına engel olamadım. Mavi...

Başımı hızla sesin geldiği yöne çevirdim. O kızın karşısında duruyordu. Y-yani b-benim... Ama b-ben...

Onu gördüğümde göz yaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı. Boğazımın düğümlenmesi ve ayaklarımda hissettiğim soğukluk bana hüznü yaşatmıyordu. Aksine sevgi ile sarmalanmıştım sanki. Görünmez bir el okşuyordu beni...

RÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin