Minik Kuzu

182 22 32
                                    

Bu bölüm diğerlerine göre daha kısa oldu ama sadece Hunhan ile ilgili olacak birkaç bölüm. Diğer çiftler biraz daha arka planda kalacak. Umarım bölümü beğenirsiniz diğerini de elimden geldiğince kısa bir sürede atacağım. İyi okumalar. :) :)


Koridorda birilerine çarpmayı pek de umursamadan koşuyordu. Arada bir hızı sekteye uğrasa da koşmayı asla bırakmıyordu. Etraftaki insanlar ona acıyarak bakıyordu, bazıları ise düşeceğiz sırada yardım eli uzatıyordu. Ama o hiçbirini istemiyordu. Tek istediği şey onun iyi olduğunu görmekti, onu yine görmek...

Her adımında biraz daha sarsılıyor ve gözlerindeki yaşlar daha da artarak görüşünü imkansızlaştırıyordu. Bedeni artık taşıyabileceğinden daha ağır gelirken duvardan destek aldı ama asla hızını kesmedi. Bir süre daha koştu ve en sonunda koridorun başında durdu. Junmyeon, Yixing ve Jongin'i gördüğünde her şeyin gerçekliğini yeni yeni fark etmiş gibiydi. Öylece durdu bir süre olduğu yerde çünkü gerçekler canını o kadar çok acıtmıştı ki bütün beyin fonksiyonları işlevini yetirmişti. Gözlerinden, zaten ıslak olan yanaklarından bir yol çizerek boynuna aktı. Arkasından ona yetişemeyen Jongdae ve Minseok gelmişti. İkisi de Sehun için endişeleniyordu elbet ama  Luhan'ın delirdiğine de şahit olmuşlardı. Şimdi ise Luhan'ın sessizliğine korku ile bakıyorlardı.

Luhan'ın gözünden yaşlar hızla akmaya devam ederken ameliyathanenin kapısından bir saniye bile ayırmadı gözlerini. Kalbi sıkışıyordu ve lanet ediyordu. Sehun'u o kadar kırmıştı ki her şey onun suçuydu ve şimdi de yüzsüzce onun arkasından ağlıyordu.

Nefesleri sıklaşırken aynı anda da nefes alışları zorlaşmıştı. Minseok yıkılacak gibi görünen Luhan'a uzanacakken acı dolu bir çığlık duyuldu. Duyan kişinin sesin sahibinin sesindeki acıyı iliklerine kadar hissedebileceği bir çığlıktı.

- Sehun!!!!!

Ve ardından koşmaya başladı yine var gücü ile çoktan geç kaldığı kişiye yetişmeye çalışarak. Minseok ve Jongdae ona endişe ile bakarken Jongin ve diğerleri onu çoktan fark etmişlerdi. Hepsi birden ayaklanırken Luhan hepsini geçmiş ve kapıya dayanmıştı.

Bir kez daha haykırdı onun ismini ve kapıya ilk yumruğu indirdi. Kalbi paramparçaydı ve Sehun'u görmeliydi. Yalvarmalıydı ona affedilmek için... Onu bırakmaması için ayaklarına kapanmalıydı... Yeniden ona bakması için.

Kimse onu durduramazken ardı ardına vurdu kapıya. O kadar gözü dönmüştü i Yixing bile durduramıyordu kapıyı yumruklayan çocuğu.

- Neden?! Sehun ,neden?

Bir yumruk daha acı çığlıkları arasında... O kadar sert vuruyordu ki eli yarılmaya başlamıştı. 

- Niye dikkat etmedin kendine? Neden yaptın bunu neden? Sehun!!

Daha sert vurdu kapıya ve kapıda hafif bir çatlak oluştu daha sonra ise çatlaktan aşağı kan süzüldü. Herkes korku ile Luhan'a bakarken Luhan artık kendini taşıyamayan dizleri üzerine bıraktı. Eli hala kapıdayken ve kapıyı boydan boya kana bulamışken güçsüzce vurmaya devam etti kapıya. Artık hıçkırarak ağlıyordu tüm gücünü kaybetmişti.

- Neden dikkat etmedin Sehun? Ben seni bırakamıyorum sen neden bırakmadın? Bunu kendine nasıl yaparsın.

Herkes onun sakinlemesi ile rahat bir nefes vermişti. Onun daha fazla kendine zarar vermesini istemiyorlardı. Junmyeon derin bir nefes alıp kendini toplamaya çalıştı ve Luhan'a bir adım attı. Ama duyduğu ses ile durdu. Olmaması için dua ettiği şey oluyordu resmen. Herkes gibi o da döndü sesin geldiği yöne.

Now or LaterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin