Kunpimook Bhuwakul Bambam!

256 19 100
                                    

Sehun kendisini odaya kapattıktan sonra kapısını çok kişi tıklamış ve onunla konuşmaya çalışmıştı. Sehun ise kendisi ile bile konuşmak istemiyordu. Sevdiği insana nasıl öyle bağırmıştı... o sözler bir o kadar öylesine  ama bir o kadar da can yakıcıydı ki... Pişmanlık damarlarındaki kana karışırken Luhan'ı düşündü. Pişmanım demişti... korktum demişti ve belki de hala korkuyordu ama gelmişti ayaklarına kadar. Affetmek kolay değildi fakat o sözlerin ağzından çıkması o kadar kolaydı ki. Bir anda dökülüvermişti... pişmandı. Geri dönüp bakmadığı için pişmandı... 

Sesler kesildiğinde ve kendisi ile baş başa kaldığında düşünebildiği tek şey Luhan olmuştu. Kalbi paramparça olan Luhan'ın yapabileceği şeyler alına geldi...gözünü kırpmadan söylediği şey geldi ve gözlerini kapatıp kafasını arkaya attı. Kafasının yaslandığı kapıya vurması ile bir tok sesi çıkarken kapı tıklandı. Sehun cevap vermedi ve gitmesini bekledi gelen kişinin. Ama gelen kişinin öyle bir düşüncesi olmadığını seslerden anlamıştı. Gelen kişi de Sehun gibi yere çökmüş ve kapının diğer tarafına yaslanmıştı. Sehun derin bir nefes verdi. Boğazındaki yumru bir türlü gitmiyor ve onu zorluyordu... yutkunamıyordu...

- Sehun...

Sehun duyduğu ses ile kapattığı gözlerini açtı. Tao'nun hala gitmemesi onu şaşırtmıştı. Yine de cevap vermedi ve gitmesini bekledi. Eninde sonunda giderdi öyle değil mi.

- Kapının oradaysan çekil bir şey atacağım sana. Ondan sonra yalnızsın.

Sehun yine cevap vermedi fakat kapıda biraz yana kaydı. Gözlerini yeniden kapatıp başını kapıya yaslamıştı ki kapının altından atılan kağıtları gördü. Luhan'ın sinirle ona fırlattığı kağıtlardı. 

- Biraz düşün Sehun... ama ben aslında öyle söylemek istemediğini biliyorum.

Sehun'un dudaklarında alaycı bir tebessüm oluşurken aslında Tao'nun haklı olduğunu biliyordu.Öyle söylemek istememişti...kıskançlık etmişti ve öyle şeyler çıkmıştı işte dudaklarından. O kızı hala seviyor olma ihtimali delirtmişti Sehun'u. Hatta hala onu etkiliyor olması bile yetmişti. Ama şu an ne o kız ne de Luhan'ın onu seviyor olma olasılığı umurunda değildi. Luhan'ın kendine bir şey yapmasından deli gibi korkuyordu. Gözleri yanında duran kağıtlara kaydı. En üstte kendisine ait bir ifade çizilmişti. Hem de fazlası ile özenilmişti. 

Derin bir nefes aldı ve kağıtları eline aldı. Tek tek bakarken yüzünde oluşan gülümsemenin farkında bile değildi. Farkında bile olmadan verdiği tepkileri çizmişti Luhan resmen. Her yerde ve her şekilde her oynayan mimiği resmedilmişti. O an fark etti Luhan gerçekten de en ufak ayrıntısına kadar biliyordu onu. Sıkıntı ile nefes verdi ve başının kapıya vurmasına izin verdi. Luhan onun her zerresine aşinaydı peki ya Sehun onun neyini biliyordu... Sadece gülümsemesinin kendisini nasıl büyülediğini biliyordu. Sadece sürekli mutlu olmasını istediğini biliyordu peki ya devamı... Luhan hakkında ne biliyordu ki. 

Elindeki çizimleri bir kenara bırakıp sıkıntı ile yüzünü sıvazladı. Ne yapacağını, ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Gözleri tek ışık kaynağının içeri girmesini saplayan pencereye kaydı. Saat kaç bilmiyordu ama hava çoktan karardığı için geç olduğunu tahmin edebiliyordu. Ayağa kalktı ve pencere yöneldi. Gözleri yıldızlı gökyüzünü bulurken içini büyük bir endişe kapladı yavaşça. Sanki dediği sözlerin ne kadar tehlikeli olduğunu yeni fark ediyordu.

Acaba gerçekten yapar mı diye düşündü. 'yaparım' derken ne kadar ciddi olduğunu hatırladı. Gözünü bile kırpmadan söylemişti o sözleri. Luhan'ın ciddi yüzü gözleri önüne gelirken dudaklarını kemirmeye başladı. Odanın içinde dolanmaya başlarken nerede olabileceğini düşünmeye başladı. Öyle kötü gitmişti ki bir şeyler yapacağından korkmuştu Sehun. 

Now or LaterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin