BEN KAZANDIM...

277 15 94
                                    

Benim değerli okuyucularım küçük bir not düşmek istiyorum. Eğer beni takip etmiyorsanız lütfen takip edin çünkü yeni ficlere başlayacağım ve bu güçlerle ilgili bazı şeyleri profilimde paylaşacağım hatta bazı şeyler paylaşıyorum. Teşekkür ederim 🤗🤗🤗

Akşam yaşanan kargaşayı Kyungsoo herkesi dağıtarak durdurmuştu ve böylece gece olaysız geçmişti.

Sabah yine herkesten önce Luhan kalkmış ve kahvaltıyı hazırlamaya koyulmuştu. Sofrayı hazırlarken Junmyeon da gelmiş ve ona yardım etmeye başlamıştı. Kahvaltıyı hazırlarken bir yandan da dünkü konserden konuşuyorlardı. Junmyeon hala heyecanını atlatamamış ve sanki kendisinden başka hiç kimse o konserde değilmiş gibi her şeyi anlatıyordu. Luhan onun bu heyecanına gülerken sofraya tabakları koydu ve kendine kahve koymak için yeniden tezgaha döndü.

Junmyeon masaya son eksikleri de koyduktan sonra Luhan'a döndü.

- Sen başla ben de diğerlerini uyandırayım.

Junmyeon Luhan onu onaylarken mutfaktan çıkıp merdivenlere yöneldi ve yukarı çıktı. Teker teker tüm kapılara vururken Minseok ve Jongdae'nin olduğu odayı es geçmişti. Onların çok yorgun olduğunu bildiğinden bu kadar erken kaldırmaya kıyamamıştı. En sonunda kendisine ve eşine ait olan odaya girdi sessizce. Oğlunu uyandırması için daha birkaç saati vardı o yüzden eşinin yanına gitti. Yavaşça yatağa çıktı ve örtünün üstüne yattı. Yüzünü Yixing'inkine hizaladı ve bir süre izledi.

Eşinin her zamanki gibi yakışıklı bir yüzü vardı. Bembeyaz melek gibi... Onu böyle uyandırmayı fazlası ile seviyordu... Öperek. Biraz daha yaklaştı ve tam dudaklarını birleştirecekken kendisini yatağa sırt üstü uzanmış bir şekilde buldu. Yixing ağırlığını vermeden onun üzerine çıkmış ve aniden dudaklarını birleştirmişti. Evet, onu uyandırmanın gerçekten de en iyi yanı buydu. Sabah öpücükleri...

Junmyeon' un elleri Yixing 'in çıplak göğsünden boynuna doğru çıktı ve ona karşılık vermeye başladı. Yixing'in ise elleri çoktan Junmyeon'un tişörtünden içeri girmişti. Nefesi kesilene kadar aralıksız öptü güzel eşini. Dudaklarını ayırdığı gibi de boynuna gömüldü. Küçük küçük öpücükler bıraktıktan hemen sonra burnunu gömerek kokusunu çekti içine. Junmyeon ise buna kıkırdamıştı. Kollarını biraz daha dolarken konuştu.

- Rüyanızda beni mi gördünüz Bay Zhang?

Yixing bir kez daha öptükten sonra başını kaldırdı ve Junmyeon'a baktı.

- Her rüyamda siz varsınız Bay Kim?

Junmyeon bir kez daha kıkırdarken aklına gelen hinlik ile yaramazca gülümsedi ve kıstığı gözlerini Yixing'e dikti. Yixing ise onun ne yapacağını anlamıştı ve kollarından kurtulmaya çalışı. Aynı zamanda da söyleniyordu.

- Hayır, Jun bak Ji Soo uyanır sonra. Aşağıda insanlar var. Yapma... Yapma.

Ama her zamanki gibi Junmyeon onun bu söylemelerini dinlememiş ve kendisine çektiği gibi boynuna öpücükler bırakmaya başlamıştı. Yixing'in en hassas yeri boynuydu ve oraya biri yaklaştığı an bunu hissedip gıdıklanıyordu. Hatta o kadar hassastı ki anında kendisini yerde buluyordu. Junmyeon ise bu zaafı kullanmaktan asla çekinmiyordu çünkü o zaman görebiliyordu Yixing'in kahkahalarla güldüğünü.

Luhan Jongin ve Baekhyun aşağı inerken kahvaltısını çoktan etmişti. Kahvesinden de bir yudum aldıktan sonra diğerleri ile vedalaştı ve ayakkabılarını giyip dışarı çıktı. Arabasına doğru ilerlerken başka bir arabanın sesini duydu arkasında. Sesin geldiği yere döndüğünde evin onüne park eden Seyhun'u gördü ve yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Sehun'un da gülümsediğini çok net bir şekilde görebiliyordu. En başta yanına gidip gitmeme konusunda ikilemde kalsa da daha sonra bunun anlamsız olduğunu düşünerek derin bir nefes aldı ve arabasından inen Sehun'un yanına yürüdü.

Now or LaterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin