Fazla Sinirli ve Fazla(!) Güçlü Kyungsoo

361 33 9
                                    

Merhabaaa! Yeni bölümle birlikte geldim. Sanırım bu hafta iki tane bölüm atacağım. Elimde hazır bölümler varken neden atmayayım çünkü. Mutlu okumalar 😘😘

Yorum yapmayı ünce oy vermeyi unutmayın elimden geldiğince cevap vermeye çalışacağım.

***** 

Minseok acele ile elinde tepsiyle eve koşturdu. Içeri girdiği an abisinin sinirli bakışlarına maruz kalmıştı. Jongin elleri belinde ve bir ayağını yere vurarak kardeşine sinirli bakışlar atıyordu. Minseok gerildiğini hissetti. Gözleri abisi dışında heryerde dolanıyordu. Abisinin gözleri onun üstündeyken Luhan' a 'yardım et bana bakışları atıyordu.'. Luhan ise kendi derdinde ödüllerini topluyordu. Min'e bakmamıştı bile. Abisinin sinirli sesiyle ona döndü.

- Bir daha o çocukla görüşmeyeceksin.

Min abisi sanki çok tuhaf bir şey söylemiş gibi ona baktı.

- Çocuğun adını az önce öğrendim abi. Sanki dersin sevgilimle bastı ya.

Jongin tam yine sinirle gözlerini açmış ve bağıracakken Baekhyun merdivenlerde göründü. Ellerini açmış bağırıyordu.

- En büyük hayalim birinizi sevgilisi ile basmak hele Minseok abin ile tehdit edeceğim seni.

Minseok elindeki tepsiye aldırmadan ellerini öne uzattı. Sinirle ne yapacağını şaşırmış kendi kendini yiyordu.

- Herkes üstüme oynuyor ya.

Jongin sinirinden  hiç bir şey kaybetmemiş kardeşinin saçma sapalak hareketlerini izlerken sözünü kesti ve yine bağırdı. Min elinde tepsi olmasa kulaklarını tıkardı.

- Adını sanını unut o zaman Min. Ben de yavşaklara kaptıracak kardeş yok. Ayrıca baek sen zaten Luhan'ı yakalamadın mı?

Baek merdivenlerden aşağı inerken kendini savunma moduna geçmişti.

- O sayılmaz daha başlamışlardı merdivende yakaladım. Ayrıca düşünsene Min öyle yakalarsam abine söylerim dersem istediğim herşeyi yaptirabilirim

Min'in  şaşkınlıkla gözleri açılırken korku ile abisine baktı. Abisi ise dönmüş bir şekilde ve yüzünde düşünceli bir ifadeyle öylece duruyordu. Önce gözleri kısıldı sonra da çenesi kasıldı. Yüzü gitgide sinirli bir hal alırken en çok ne kadar kızarabilirse o kadar kızardı. Baek kıs kıs gülerken Luhan ise aklına gelenle piç bakışlarını Min'e yöneltti. Min ise abisinin ağır çekim değişimini izlerken koltuklarla kapanan yol yüzünden nereye kaçacağını düşünüyordu. Elinde tepsiye daha sıkı tutundu. Jongin  derin bir nefes aldı ve geri verirken işaret parmağını Min'e yöneltti.

- Min çık git şuradan bir süre seni görmeyeyim.

Min abisinin yanından geçmeye korkarken ölümcül bakışlarını Baek'e yöneltti. Mutfağa girerken abisinin bu ev için ilk koyduğu kuralı duymuştu.

- Peşin peşin söylüyorum kimse bu eve erkek kız farketmez kimseyi atmıyor.

Jongin hala düşündükleri yüzünden küplere binerken aklındaki görüntüler yüzünden gözlerini kapayıp başını iki yana salladı. İnsanın kardeşini böyle düşünmesi bir abi için sinir edici bir şeydi. Hayır bir de düşündüklerinde o piç kılıklı dinazor pijamalı şerefsiz vardı. Onu dövmeden rahatlayamayacağını anlayan Jongin gördüğü ilk yerde ona bir tane geçirmesi gerektiğini aklına not etti. Bu sırada Luhan gerçekçi bir merakla kaşları havada sordu.

- Jongin peki onları kendi evlerine atsak.

Jongin tam da daha ne kadar sinirlenebilirim derken Luhan'ın bu sorusuyla sakin tavrını bir kenara atıp bağırdı.

Now or LaterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin