Baekhyun ve Chanyeol'ün Büyük Elleri

347 28 6
                                    

Tam yerleştirememişte olsalar kendilerine kahvaltı hazırlayabilecek kadar düzenliydi evleri. En azından mutfak öyleydi. Baekhyun, Jongin ve Luhan sofradayken Min çantasını kenara bırakıp abisinin yanındaki yerini aldı. Sabahlarının vazgeçilmezi kahvesini bardağına boşaltırken abisine tatlı tatlı döndü.

- Bu gün beni okula bırakacaksın değil mi?

Jongin kardeşinin tatlı ses tonu ile sorduğu soruya karşılık ona döndü ve gülümseyerek onayladı. Onayını alan Min ise mutlu bir şekilde kavaltısına dönmüştü. Aslında onaya ihtiyacı yoktu abisi o ne isterse yapmaya her zaman hazırdı. Yemek ilk defa sessiz geçerken Baekhyun Jongin'e döndü

- Beni de hastaneye babamın yanına bırakır mısın? Aradı. Bakalım patron ne istiyor.

- Seni merak ediyor Baekhyun.

Baekhyun Jongin'in sözlerine sessiz kalırken başını sallamakla yetindi. Ortam sanki daha da sessizleşebilirmiş gibi sessizleşti. Onlar buna alışkın değillerdi. Genelde birbirlerine takılır, laf sokar ve gülüşürlerdi. Onların kahvaltı sofrasını neşelendiren ise genelde Baek olurdu. Herkese sataşır ve herkesi güldürürdü. Zaten herkes o eski Baek olsun diye uğraşıyordu. O yüzden taşınmışlardı.

Luhan daha fazla sessizliğe dayanamadı. Baek'in kendini iyi hissetmesini istiyorlarsa böyle davranamazlardı. Hemen yüzüne sahte bir sinir yerleştirdi ve gereğinden biraz yüksek bir sesle.

- Hey evi düzenlemeyi bana yıkıp gidiyor musunuz?

Herkes önce Luhan'a şaşkınlıkla bakmış dah sonra ise bu beklemedikleri yükselmeye gülmüşlerdi.

- Akşam gelince birlikte hallederiz. Merak etme Lulu sana kim iş yıkabilir ki.

Luhan herkese aynen böyle adam olun bakışları atarken Min telaşla ayağa kalkmış ve sıcak olmasını umursamadan bütün kahveyi fondip yapmıştı. Jongin'in kahveyi almak için uzattığı elleri ise birazcık geç kalmıştı. Jongin'in yüzünde sanki kendisi o kadar sıcak kahveyi içmiş gibi bir ifade varken Min' in yüzünde hiçbir değişim yoktu. Min mutfaktan çıkmadan önce abisinin omzunu patpatlamış ve içeri giderken:

- Derse geç kalacağım!

Diye bağırmıştı. Jongin her zaman aynı şeyi yapan kardeşinin arkasından göz devirerek ve biraz da kızarak baktı ve Baekhyun'a bir el hareketi ile kalkmasını işaret etti. Baekhyun hemen kalkmış ve üzerine bir şeyler giymek için odasına yönelmişti. Jongin Baekhyun'un arkasından çıkıp ayakkabılarını giyen kardeşinin yanına geçti ve askıdan montunu aldı. Çantasını yerden alıp kardeşinin omzuna kolunu atıp diğer eliyle de karıştırırken.

- Hep aynı şeyi yapıyorsun min bir gün dilin eriyecek.

Min abisinin söylediğine hoş bir kıkırtı bırakırken Baek gelmiş ve evden çıkmışlardı.

****
Min'i okuluna bıraktıktan sonra hastahaneye gelmişlerdi. Jongin hastahanenin önüne gelince durdu ve Baek inmeden konuştu.

- Evin musluklarında sorun var onun için bir usta ile konuşacağım. İşin bitince ara beni. Ve dikkat et tamam mı?

Baekhyun hiçbir şey söylemeden sadece bir kafa sallama ile Jongin'i onayladı ve arabadan indi. Jongin giderken bir süre arkasından baktı ve gözden kaybolan araba ile hastahane kapısına döndü. Bir kaç dakika sadece kapıya bakmakla yetindi. İçinde olusan acı ile yutkunmak istedi ise de yapamadı çünkü boğazında bir yumru oluşmuş gibi hissetti. Hastahane kapısına baktığında sanki o anları yeniden yaşıyormuş gibi hissetti. Ambulanstan indirilen sedyedeki kanlar icinde ve neredeyse nefes almayan adam geldi gözlerinin önüne. İzni olmamasına rağmen girdigi lanet ameliyat ve başarısızlığını tekrar hatırladı ve kalbi bir kez daha sızladı. Önce gözleri dolmaya başladı sonra ise ellerinin terlediğini hissetti. Başını yere eğdi ve bunu gerçekten yapamayacağını düşündü çalan telefonu ile irkilerek kendine geldi. Arka cebindeki telefonuna uzandı ve ekranında babasının ismini görünce derin bir nefesle aramayı cevapladı.

Now or LaterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin