Now or Later

Yüzümü İzlemek Hoşuna Gidiyor Herhalde

Okunma yükseliyor ama yorum ve oy sayısı olduğu yerde sayıyor neden? T^T

Neyse umarım bölümü beğenir ve bolca yorum yaparsınız :) :) (: (:

Chanyeol kollarında iyice mayışmış olan sevgilisine daha çok sarıldı ve kulağına eğildi.

- Eve gitmek ister misin?

Baekhyun yüksek sesli müziğe rağmen sevgilisini duymuştu. Chanyeol'ün kollarındayken her zaman hissettiği güveni ve sıcaklığı hissediyordu. Bu durumda mayışmaması imkansızdı. Başını kaldırıp uykulu gözleriyle sevgilisine baktı ve hafifçe gülümsedi.

- Benimle uyuyacak mısın?

Chanyeol de yumuşakça gülümserken başını olumlu anlamda sallamıştı. Baekhyun yeniden gözlerini kapatıp başını Chanyeol'ün göğsüne yaslarken kendini hem mutlu hem de tuhaf hissediyordu. Gecelerin adamı olan Baekhyun bir deve aşık olmuş ve tamamen değişmişti. Pişman değildi yeni hayatına çünkü eski hayatında eksik olan bir şeyi Chanyeol de o kadar çok hissediyordu ki... Güven... Chanyeol'e omzunda rahatça uyuyabilecek kadar çok güveniyordu.

Chanyeol yarı uykulu haline dönen Baekhyun'u kucaklarken Dj kabinine yaklaştı. Gitmek için onlara haber vermesi gerekiyordu. Dj kabinin'in yan tarafında durunca Minseok onları görmüş ve şarkısını Jongdae'ye devrederken onlara doğru adımlamıştı.

- Eve gidiyoruz Minseok. Baekhyun'un uykusu gelmiş. Jongdae sabaha kadar gelmez eve. Seni de götüreyim mi?

Baekhyun kollarını biraz daha Chanyeol'ün boynuna dolarken bu düşünceli davranışını duyduğu için gülümsüyordu. Minseok da gülümseyip kafasını olumsuz anlamda salladı ve kendisine soran bakışlarla bakan Chanyeol'e cevap verdi.

- Sorun değil Hyung. Jongdae ile kalacağım.

Chanyeol anlayışlı bir şekilde gülümsedikten sonra başını 'tamam' anlamında sallamış ve kucağındaki Baekhyun'u düzeltip daha sıkı tutarken çıkışa yönelmişti.

Sehun ve Luhan ise hala aynı pozisyonda dans etmeye devam ediyordu. Luhan Sehun'un sayamadığı kadar çok içmiş ve bunu yaparken kendini Sehun'a emanet etmişti. Sehun Luhan'ı belinden kavramış ve burnunu da saçlarının arasında gezdiriyordu. Okyanus gibi kokan saçlarını koklayıp biraz daha aşağı indi. Yanağına burnunu sürttü ve teninin kokusunu içine çekerken aniden Luhan kolları arasında kendisine döndü ve elleri yakalarını buldu. Bakışları baygın, yanakları kıpkırmızı, saçları darmadağın ama bir o kadar düzenliydi ve Sehun onun bu görüntüsüne ölüp ölüp diriliyordu. Luhan'ın elleri Sehun'un göğsüne inerken Sehun'un bir eli belinde kalırken diğeri ile Luhan'ın alnına düşen saçlarına çıktı. Luhan gözlerini Sehun'un yüzünden ayrılmazken Sehun da Luhan'ın saçlarında olan bakışlarını gözlerine indirdi ve yüzünde bir gülümseme oluştu.

Luhan derince nefes aldı ve hülyalı bakışları ile Sehun'un yüzünü incelemeye devam etti. Elleri gömleğinin açık bıraktığı çıplak göğüse dokunurken parmak uçlarının karıncalandığını hissetti. Avuç içlerinin yandığını. Sertçe yutkundu ve alt dudağını dişleri arasına alırken gözlerini yeniden Sehun'unkilere çıkardı. Yavaşça daha önce tattığı dudaklara ilerlerken gözleri yavaş yavaş kapanıyordu.

Dudaklarını Sehun'un dudaklarına yaslarken onu deli gibi özlediğini itiraf etmedi kendine ya da Sehun'un dokunuşlarını ne kadar çok istediğini. Sehun'un yanağına dokunmasını ve saçlarını sevmesini ne kadar çok sevdiğini de inkar etti... bakışlarının içinde kaybolduğunu da. Aşık olmaya başladığını kabullenmedi ya da yediremedi kendine böyle bir hata yaptığını... yeniden böyle bir deliğe düştüğünü... ve içinden yine tekrarladı...