Hikayenin kurgusunda ciddi anlamda değişiklik yapıldı. Lütfen tekrar okuyun.
[...]
Çalan telefonun sesiyle gözlerini açtı.Telefonunun ekranına baktı ve tekrar yerine koydu.Gözlerini ovuşturup kalktı. Telefonu aldırmadan banyoya doğru gidiyordu ki bakışları aynadaki yansımasına takıldı. Aynanın önüne geldi ve kızarmış ıslak gözlerine baktı.
-Bu kabusu görmeye alışmış olmama rağmen neden her seferinde ağlıyorum? Yavaşça göz yaşlarını sildi.Çalan telefon da susmuştu.Banyoya gidip elini yüzünü yıkadı.Havluyla kuruladıktan sonra odasına geri döndü.Dolabı açtı ve hiç düşünmeden koyu yeşil tuniğini giydi.Dizinin üstünde kesilen siyah ceketini ve koyu kahve botlarını da giyince işi bitmişti.Son olarak kemerini taktı ve kemerinin üzerine her zaman taktığı şeyleri taktı.Aceleyle telefonunu kaptı ve dışarı çıktı.Ormanın ortasındaki evinin merdivenlerinden inerken telefonuna baktı:6 cevapsız arama.
-Bu kadar çok aradığına göre geç kalmış olmalıyım,diye mırıldandı.Hızla kalan merdivenleri indi ve bir kaç adım attı.Kemerine takılı olan bir şeyi eline aldı ve parlayan ışığın içinde kayboldu.
***
Hızla dev binanın merdivenlerinden çıkarken telefonu tekrar çaldı.Bu sefer açtı.
-Alo.
-Nerdesin sen!?Geç kaldığının farkında mısın?
-Evet 6 kere aramandan toplantı olduğunu fark ettim.Bitti mi bari?
-Hayır ve hemen buraya geliyorsun.Bu işkenceyi yanlız başıma çekmeyeceğim!!!
-Biraz açım görüşürüz.
-Hey ne...
Telefonu kapattı.Biraz yürüdükten sonra sağ taraftaki kafeye girip her zamanki yerine oturdu.
-Günaydın Gwen-san size ne getireyim?
-Her zamanki kahvaltıdan istiyorum.
-Peki hemen getiriyorum.
10 dakika sonra sonra kahvaltısını yaparken telefondaki ses karşısında belirdi.
-Çok zalimsin Gwen!Beni o sıkıcı toplantıda yalnız bıraktığına inanamıyorum!
Karşısında hafif uzun sarı saçları ve mavi gözleri olan bir genç duruyordu.Siyah deri ceket ve kırmızı bir tişört giymişti.Siyah pantolonu ve tişörtüyle uyumlu spor ayakkabıları vardı.
-Kendini ateşe atınca beni de sürüklemeye çalışma Y. Ve hafifçe gülümsedi.
-Ama sen yatağında mışıl mışıl uyurken ben o aptalların konuşmasını dinledim! Ellerini göğsünün üzerinde bağladı ve kafasını yana doğru çevirdi.
-Hadi otur birlikte çay içelim.
-Offfff her neyse.Seninle konuşmanın faydası yok.Başkan bi dahakine mutlaka gelsin dedi.Sonra yanından geçen garson kıza işaret etti ve çayını istedi. Bir süre sonra çayı geldi. Çayını yudumlarken yüzünde tatlı bir gülümseme belirdi.
-Hep aynı şeyi söyüyor zaten. Toplantı falan umurumda değil. Y'nin yüzündeki gülümsemenin yerini ciddi bir ifade aldı.
-Bir daha ki sefere önemli olabilirmiş. Gwen de ciddileşti.