Hogwarts'ın yeni yılında bütün öğrenciler büyük salonda toplanmıştı. Ziyafete başlanmadan önce birinci sınıfların seçim töreni yapılıyordu. Minik bedenler sırayla tabureye çıkıyor, seçmen şapkanın kendilerini yerleştirdikleri bölümün masasına gidiyorlardı. Diğer öğrenciler ise bu sırada binalarına katılan öğrencileri büyük bir coşku ve alkışlarla karşılıyorlardı.
Tören bittikten sonra Dumbledore kürsüsüne geçti ve daha hiçbir şey söylemeden bütün salonun dikkatlerini ona vermesine ve uğultunun kesilmesine neden oldu. Köşeden olayları izleyen zümrüt yeşili gözlü genç buna pek de şaşırmadı. Babasından Dumbledore'u çokça dinlemişti.
"Hogwarts'ın yeni eğitim yılına hoşgeldiniz. Umarım hepiniz akademik olarak başarılı bir sene geçirirsiniz. Lafı dolandırmayacağım çünkü önemli bir duyurum var. Bugün birinci sınıfların dışında bir kişi daha seçilecek. Kendisi 16 yaşına kadar evde eğitim görmüş ancak yaptığımız testler sonucu eksik bir bilgisinin olmadığına-hatta fazlasını da bildiğine- ve Hogwarts'ın son iki yılını okumasında bir sakınca olmadığına kanaat getirdik. Harry Riddle! Bay Riddle, tabureye geçin lütfen."
Salondaki herkes duyduğu soyismiyle kendi aralarında fısıldamaya başlamışken, yeşil gözlü genç beklediği sütunun arkasından çıkmış ve donuk suratıyla tabureye geçip oturmuştu. Seçmen şapka kafasına yerleştirilmesine rağmen herkes kendi arasında konuşmaya devam ediyordu.
Şapka bir iki saniye düşündükten sonra hiç kimsenin şaşırmadığı evi haykırıverdi. Açıkçası yeşil gözlü genç bile eski ailesinden dolayı Gryffindor'a seçilebileceği ihtimalini göz önünde bulundurmuştu, ancak neyse ki Slytherin'e yerleştirilmişti. Şapka kafasından çıkarıldıktan sonra tabureden kalktı ve Slytherin masasına ilerleyerek arkadaşı Malfoy'un yanına oturdu. O oturduktan sonra bile devam eden fısıldaşmalar sinirini bozsa da sadece etrafına bakındı ve hiçbir Slytherin'in o geldikten sonra konuşmadığını fark etti. Onun masaya oturmasıyla hepsi susmuş ve oldukları yerde kaskatı kesilmişlerdi.
Ancak Draco Malfoy, küçüklük arkadaşı, kolunu onun omzuna attı ve gülümseyerek, "Tanrım, Hogwarts'a geleceğini bana bile söylemedin? İnsan bir mektup gönderip haber verir." dedi. Harry omuz silkti ve önünde beliren yemeklerden bir tanesini ağzına attı. "Her şey çok ani oldu. Ben de bu sabah öğrendim."
Draco kafasını anladığını belirtircesine salladı. "Bütün salon sanırım korkudan altına işeyecek."
Harry de salona küçük bir göz attı ve Draco'nun şaka yapmadığını anladı. Öğrendilerden bazıları kendisiyle göz göze geldiklerinde hemen bakışlarını korkuyla kaçırmışlardı. O da bunun üzerine sırıttığında ikili daha fazla konuşmamış ve ziyafetin tadını çıkarmışlardı. Yemek bittiğinde de herkes büyük salondan ayrılıp yatakhanelerine geçmişti.
Harry, Slytherin yatakhanesinin yerini ve dizaynını beğenmişti. Ona hitap eden bir şeyler görmek biraz da olsa ısınmasını sağlamıştı bu okula. Draco ile de aynı odada kalıyorlardı. İkilinin yanında tanımadığı iki kişi daha kalıyordu ancak Harry onları başka odaya postalamakta hiç zorlanmamıştı. Draco onların arkadaşları olduğunu söylese de umrunda olmamıştı.
Üzerine rahat bir şeyler geçirdikten sonra Draco'nun "Ben duşa giriyorum" demesine sadece kafasını salladı ve elindeki kitabı okumaya başladı. O sırada pencereden gelen sesi işittiğinde kitabını kapattı ve pencereye yaklaştı. Tanıdık baykuşu gördüğünde pencereyi açtı ve baykuşun ayağındaki küçük notu olduğu yerden çıkardı. Baykuş notu teslim ettiğinden, geldiği gibi göğe yükseldi ve gözden kayboldu.
Harry ise parşömeni açtı ve yazılan tek bir cümleyi okuduktan sonra mektubu büyüyle yakıp yatağına geri döndü.
Emirlerimi bekle.
-Bölüm Sonu-
Hikayeyi tamamen değiştirmeyeceğim. Sadece bazı fark ettiğim mantık hatalarını düzelteceğim o kadar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
