1.6 | Aylar Sonra

1.8K 149 48
                                    

Hogwarts'ta günler haftaları, haftalar ayları kovalamıştı. Bu dönemin bitmesine, o lanet eve gitmesine yalnızca bir hafta kalmıştı. Sınavlarını vermişler, Harry en iyi notlarla sınıf birincisi olmuştu. Slytherin bu yıl, diğer yıllar olduğu gibi bölüm Kupası'nı kazanmıştı. Gryffindor ile aralarında sadece 20 puanlık bir fark vardı.

Bu süreçte, Harry Sirius ve Dumbledore'dan ufak da olsa bir haber almayı beklemişti ama ikisinden de ses seda çıkmamıştı. Sirius'un gittiği günün ortalarında Harry Dumbledore ile görüşmüş ve babasının ona verdiği görevden bahsetmişti. Dumbledore'u öldürme görevinden. Dumbledore yüzünden hiç silmediği gülümsemesiyle, "Dediğim gibi Harry, şu an sadece beklememiz gerekiyor. Zamanı geldiğinde bunları düşünürüz." demişti. Açıkçası Harry bu kadar bekleyeceklerini hiç düşünmemişti.

Ancak bundan pek de şikayetçi değildi. Kafasını hiçbir şeye yormadan derslere girip çıkmak, Quiddich antrenmanları yapmak, zamanının büyük bir çoğunlunu Draco ile geçirmekten memnundu. Hayatında hiç olmadığı kadar özgür, mutlu ve huzurlu hissediyordu.

Hatta bugün, senenin son Hogsmade gezisi vardı. Dönem boyunca bir çok kez gitmişlerdi ve yanlarında Pansy ve Blaise de olmuştu. Harry artık onlara ısınmıştı ve yanlarında olmalarından rahatsız olmuyordu. Ancak bu gezi, senenin son gezisi olacağı için, Harry ve Draco onlara yalnız kalmak istediklerini söylemişlerdi. Bunu dediklerinde, Pansy bıyık altından gülmüş, Blaise ise alaylı bakışlarını ve sırıtmasını saklama gereği bile duymamıştı. Hatta, "Sessiz yerde işi pişirmek isterseniz eğer, sessizlik tılsımı kullanmayı unutmayın, birisi sizi duyabilir." demişti. Bunun sonucunda da Draco'dan bir lanet yemişti ve on beş, yirmi dakika kadar kendine gelmemişti.

Harry ve Draco, Hogwarts arazinde yavaş yürüyorken Draco bir anda, "İki hafta sonra okul bitiyor ama Fırtık ve Dumbledore'dan hala ses seda yok." dedi. "Fırtık'ın başına bir şey gelmemiştir, değil mi?"

Sirius, onlara insan içinde kendisinden bahsederken "Fırtık." demelerini istemişti. Böylelikle kulak misafiri olan biri onları anlamazdı.

"Gazetede illaki görürdük." dedi Harry. "Yakalandığını sanmıyorum."

"Doğru." dedi Draco. "Okul neredeyse bitmek üzere ama bir plan varsa bile bunu sana söylemiyorlar. Bu çok garip."

Harry omuz silkti. "Şu an kafamı bunlarla yormak istemiyorum. Farkında mısın bilmiyorum ama son Hogsmade gezimize gidiyoruz. Boşver bu konuları."

Draco gülümsedi ve kolunu Harry'nin omzuna atıp onu kendisine çekti. "Haklısın. Ayrıca başbaşayız. Bunun keyfini sonuna kadar çıkarmamız gerek."

Harry de onun gibi gülümsedi ve kafasıyla onayladı. Sonra birbirlerine yapışık bir halde, Hogsmade'in kalabalık caddesinde yürüyerek Üç Süpürge'ye geçtiler. Mekan ağzına kadar doluydu ama kendilerine kolaylıkla  bir yer buldular. -Harry, Riddle olmanın avantajıyla beşinci sınıf Slytherin'lileri bir masadan kaldırmıştı- Sonra da Kaymak Birası sipariş ettiler.

İçeceklerini beklerlerken Draco, "Daha sakin bir yere geçseydik keşke." dedi dudak büzerek. "Burada rahat rahat konuşup, rahat hareketlerde bulunamayız."

"Uslu dur." diye uyardı Harry onu. "İki hafta kalmışken patlamayalım."

"Tamam, demedim bir şey." dedi Draco hemen. "Tek isteğim, şu babanı halletmek. Sonrasında sana istediğim gibi dokunabileceğim."

"Duyan da sadece bunun için istiyorsun sanar." dedi Harry.

Draco omuz silkti. "Eh, sanırım sadece bu yüzden istiyorum." Harry ona yargılayıcı bir bakış attığında ise, "Şaka yapıyorum." dedi. "Hemen bakma bana öyle."

Riddle's Son | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin