1.2 | Hogwarts'a Dönüş

2.2K 178 59
                                    

Harry'nin eve gelmesinin üzerinden tam tamına on üç gün geçmişti. Bu süreçte babasıyla çok iletişim halinde olmamıştı. İkisi de genelde yemeklerini kendi odalarında yemiş, sadece bir kaç kere aynı masada yemek yemişlerdi. Harry gün içinde kütüphaneye gitmek dışında odasından çıkmamaya, etrafta dolaşmamaya özen göstermişti. Babasıyla yediği bir kaç yemek seansı bile ona işkence gibi gelmişti çünkü. Odasının dışarısına çıktığında ev üstüne üstüne geliyor, nefes almakta zorlanıyordu. Eğer Hogwarts'a tekrardan döneceğini bilseydi anıları izlemez, en azından bu inkence gibi geçen iki haftayı yaşamamış olurdu. Ancak az da olsa içi rahattı. Çünkü Draco'yla yaşadıkları şeyden sonra eve gelip de babasıyla konuşana kadar içindeki korku bir gram dahi azalmamıştı. Neyse ki zihnini kontrol etmeyi başarabilmişti ve Draco şu anda tehlikede değildi. Güvendeydi. Bir gün sonra onu görebilecekti. Bu açıdan her şey yolundaydı.

Kapısı tıklatıldığında pencereden dışarıyı izlemeyi kesti ve kapıya döndü. "Gir." komutunu verdiğinde cılız bedeniyle Dobby içeri girdi ve hafifçe önünde eğildi.

"Efendi Riddle, efendi Harry'yi çalışma odasına çağırıyorlar, efendim."

"Tamam, Dobby." dedi Harry derin bir iç çekerek. "Çekilebilirsin."

Ev cini kapıyı kapattığında Harry birkaç saniye olduğu yerde durdu ve boş boş kapıya baktı. Bir kaç kere babasıyla yemek yediği zamanki gibi midesi kasılmaya başlamış, nefesi daralmaya başlamıştı. İster istemez aklından annesinin yalvardığı ve öldürüldüğü anı geliyordu her seferinde. İçinden o odaya gidip babası olacak şahısa lanet fırlatmak geliyordu ancak yaparsa işleri yokuşa süreceğini biliyordu.

O yüzden bir kaç dakika sakinleşmek için bekledikten sonra odasından çıktı ve koridorun sonundaki odaya doğru adımlamaya başladı. Odanın önüne geldiğinde, kapıyı tıklattı ve komutu duydudunda kapıyı açarak içeri girdi.

"Beni çağırmışsın baba."

"Evet, Harry." dedi Tom. Sırtı Harry'ye dönüktü ve bir cam fanusun önünde duruyordu. "Bunu senin de görmen gerektiğini düşündüm. Gel."

Harry yavaş adımlarla babasına yaklaştı ve fanusun içine baktı. Nefesi boğazına kaçarken gözleri gördüğü şeyle kocaman açıldı. Şaşkınlıkla önündeki nesnelere bakarken o an ne düşüneceğini, ne diyeceğini bilememişti.

"Eminim ki neden bunların burada olduğunu merak etmişsindir ve şaşırmışsındır." dedi Tom, Harry'nin suratını incelerken. "Bunları buraya toplamamın amacı asıl oldukları yerlerde çok da güvende olmamalarıydı."

"Bence oldukları yerde daha da güvendeydiler baba." dedi Harry. Üzerindeki şaşkınlığı atıp Tom'a döndü. "Eve baskın olsa bunları götürürler."

"Yıllardır eve baskın yapmak için uğraşıyor zaten Sihir Bakanlığı. Sence başarılı olmuş gibi mi duruyorlar?"

"Hiçbir şeyin garantisi olamaz." dedi Harry. "Ama siz bunun daha iyi olacağına karar verdiyseniz benim diyecek bir şeyim yok, baba."

"Emin ol burada daha güvendeler. Nagini şu an burada değil ama diğer bütün hortkuluklarım güvenli bir şekilde bu odada kalacak bundan sonra."

"Zaten bir yılanı odada tutamazdınız." dedi Harry hafifçe gülümseyerek. "Beslenmesi lazım."

"Elbette." Tom, fanusun önünden çekildi ve mamasına doğru yürüyerek koltuğuna oturdu. "Geldiğinden beri pek fazla konuşamadık. Bu nesneleri toplamakla meşguldüm. Biraz konuşalım istiyorum."

"Tabii ki de konuşalım baba." Harry hafifçe yutkundu ve içinde yavaş yavaş büyümeye başlayan korkuyu göz ardı etmeye çalıştı. "Ne hakkında konuşmak istediniz?"

Riddle's Son | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin