3.BÖLÜM

100 22 157
                                    

Ravenna
Hâlâ aklım almıyordu. Bu nasıl olabilirdi. Tamam mantıklı düşünmek istiyorum. Kurt adam olabilirim. Vampir de olabilirim ama nasıl ikisi aynı anda olabilirim. Aklım almıyordu. Şu an sınıfa bu hâlde gidemem. Zaten en son beni sivri dişli olarak gördükten sonra daha doğrusu vampir olarak gördükten sonra ucube deyip benimle hiç kimse konuşmamıştı.

Şu an bu hâlde gidersem kim bilir beni değil bu okuldan attırmaya çalışmak benden kurtulmaya çalışacaklardı kesin. Kira ve Valencia keşke burada olsaydı. En azından onlarla bu konu hakkında konuşabilirdim. Ama hayır onlarında bilmemesi gerek yoksa onlarda benden kaçarsa eğer bu sefer ben gerçekten bu acıya dayanamazdım.

Bir süre daha aynada yüzüme baktım. Gözlerimi yumup ondan geriye saydım ama yok yok yok hâlâ türü belli olmayan bir canavardım. İçimden keşke bunu kamufle edebilsem diye geçirdim. Aniden etrafta ışıklar saçıldı. O ışıklar yüzüme geldiler ve yüzüm yine eski şeklini aldı. Yüzüme ve dişlerime dokundum ama dişlerim hâlâ sivriydi bu da demek oluyorki sadece bir illüzyonmuş. En azından beni o şekilde görmeyecekler diye içimden geçirdim.

Lavabonun kapısı açıldı. Kapıyı kilitlediğimden adım gibi emindim. İçeriye Valencia ve Kira girdi. Bana dehşetle baktılar. Yüzümü pardon canavar yüzümü gördüklerine artık yemin edebilirdim. Bir süre hiç konuşmadılar. Sessizliği bozan Valencia oldu.

“Eee... şeyy... nasılsın?”

Bu da ne biçim bir soruydu. Yüzümü görmediler mi? Kira Valencia’nın omzuna kolunu geçirdi.

“Haydi sınıfa geçelim birazdan ders başlayacak gitmemiz gerek”

Bende demek ki yüzümü görmemiş dedim. Başımı salladım ve lavabodan çıktık. Derse girince hocanın dersi başlattığını ve bize ters ters baktığını gördük. Hemen sıramıza oturduk ve dersi dinlermiş yaptım. Derslerle alakam bile yoktu. Hiç sevmezdim okulu. Ama mucizevi bir şekilde sınavlarımdan her zaman en yüksek notu alırdım. Ben de koruyucu meleğim olduğuna inanırdım. Sonunda okul bitti ve okuldan çıktık.

Kira ve Valencia’nın ortasında duruyordum ve böyle bir şekilde yürüyorduk. Elim dudaklarıma değdi. Hâlâ sivri dişlerim vardı. Ama kimse görmüyordu galiba. Ben de bunu düşünüp yürümeye devam ettim. Kira ve Valencia beni evimin önüne kadar eşlik ettiler. Normalde yol ayrımında hemen giderlerdi ama bugün içimden bir his onların kesinlikle benim yüzümü gördüklerini düşündüm.

Evet kesinlikle görüyorlardı ama bunu bana söylemiyorlardı. Söylemeleri mi söylememeleri mi daha fazla canımı incitirdi bir türlü karar veremedim. Ben tip tip onların suratına bakıp düşüncelere dalmışken Valencia konuştu

“Çok mu güzelim de gözlerini benden alamıyorsun. İltifatın için teşekkürler gerçektende çok güzelim. Ay canım sende çok güzelsin merak etme. Elbette benim kadar değil ama sende güzelsin yani deme istiyorum ki...”

“Valencia kes sesini”

“Ay tamam ne dedim ki ben. Güzelim ve Ravenna bile gözlerini benden alamıyor. Bu benim suçum değil ki.”

Kira sabır dilercesine ellerini açtı ve tekrar kapattı.

“Neden sen benim arkadaşımsın onu bile anlamadım ki”

“Ayy Kiracım sende ne safsın ben senin arkdaşın değilim ki ben senin kardeşin...”

Valencia aniden cümlesini yarıda kesti ve bana dönüp baktı. Valencia Kira’nın arkadaşı değilse neyiydi. Bende onlara baktım.

“Evet Valencia sen Kira’nın arkadaşı değilsen eğer tam olarak nesi oluyorsun?”

“Yani ben biz arkadaş değiliz diyorum çünkü biz kardeş gibiyiz onu demek istemiştim. Ayy Ravenna ne anlamlar çıkartıyorsun hemen bu cümlelerden.”

OREAD'IN KEHANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin