7. Bölüm

48 17 12
                                    

Merhabalar nasılsınız Kehanet Bekçileri? (Okurlarıma artık Kehanet Bekçisi diyeceğim🤝)

Ravenna
Elimde olan altın tüye uzunca bir süre baktım. Neydi bu şimdi?
Rüyamda yaşlı bir adam görüyorum elime bir altın tüy bırakıyor sonra... Sonra uyandığımda elimde bir altın tüy oluyor. Kesinlikle aklımı kaçırmam gerekirdi. Anlamadığım bir şeyler
Vardı. Altın tüy ne işe yarıyordu? Yaşlı adam bana neden vermişti? Neden açıklama yapmadan gitmişti? Tüm bu soruların cevabını öğrenecektim. Hemen yataktan fırladım ve sarayın koridoruna çıktım. Koridoru inceledim. Thalia'nın odası nerede bilmiyordum. Yoldan geçen bir hizmetçi periyi durdurdum.

"Merhaba"

"Merhaba"

"Thalia'nın odası nerede?"

Peri bana şüpheyle baktı.

"Thalia'nın odasını ne yapacaksın?"

"Thalia ile acil konuşmam gereken bir mesele var. "

"Sabah olunca konuşsan. Gece gece Thalia uyandırılmaktan nefret eder."

"Bak çok acil diyorum. Eğer acil bir konu olmazsa ben gece gece uyanıp Thalia ile konuşur muyum?"

Peri sözlerimi aklında tarttı. Şu an periyi inceleme fırsatı buldum. Peri pembe saçlı,mavi gözlüydü. Başına ağaç dallarından yapılmış boynuz şeklinde taç takmıştı. Bir doğa perisi olduğu o kadar belliydi ki uzaktan bile bakıldığında belli olurdu bu detay. Peri kısa bir süre durdu ve başını salladı.

Peri onu takip etmem için eliyle işaret verdi ve koridorda yürümeye başladı. Ben de onu takip ettim. Beraber yerde kırmızı halılar serili, duvarları altın detaylı olan koridorlardan geçtik. Çok gösterişli olan bir kapının önünde durduk. Peri kapıyı tıklattı. İçeriden ses gelmediğinde bir kere daha tıklattı. Thalia geceliğinin ön tarafını iki eli ile tutarak uykulu gözlerle kapıyı açtı.

"Ne oluyor? Gece gece beni uyandırmanız için umarım sağlam bir bahaneniz vardır."

"Thalia seninle konuşmam lazım."

Thalia uykulu gözleriyle bana baktı ve baştan aşağı doğru süzdü.

"Ravenna. Gel içeri konuşalım. Sen de gidebilirsin Navi."

"Peki kraliçem."

Navi gözlerini üstümden ayırmadan konuşmuştu. Bana bakması beni rahatsız etmişti. Sonra Thalia'nın odasına girdim. Thalia'nın odası muhteşemdi. Yatağı prenseslerin şu klişe olan tüllü yataklardandı. Odası pespembeydi. Aman tanrım çok güzel bir odaydı.

"Evet, Ravenna bana söyleyeceğin şey nedir?"

Gerçeklere dönme vaktiydi. Rüyamı Thalia'ya anlatmam gerekiyordu.

"Rüyamda yaşlı bir adam gördüm. Bana rüyamda altın bir tüy bana verdi. Uyandığımda..."

Sustum. Thalia bana inanır mıydı?

"Evet , Ravenna sen uyandığında..."

"Ben uyandığımda altın tüy elimdeydi. Yaşlı adam bana bir şeyler söyledi ama hatırlayamıyorum. Ne kadar hafızamı zorlasam da hatırlayamıyorum."

Thalia'ya arkamı dönmüş bir şekilde pencereden dışarıyı izliyordum. Ne kadar da sakin sessiz bir gece. Aya imrenerek baktım. Gecenin karanlığında muhteşem bir şekilde parıldamayı başarıyordu. Ben de kendimi aya benzetirdim hep. Karanlıkta kimse yokken,sessiz sakin bir ortamda parıl parıl parlardım ama güneşin doğuşu ile parıldamam bir işe yaramazdı artık. Benim ışığım başkasının parlaması ile ortaya çıkardı. Soluğumu alıp verdim. Thalia gelip yanımda durdu.

OREAD'IN KEHANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin