Ryujin tüm gece sağına soluna dönerek uykusunu alamamış bir şekilde uyandı dakikalarca tavanı izleyip yatağında doğruldu ayağa kalkıp duşa ilerledi. Duştan çıktığında ayna karşısında bornozuyla durarak kendini inceledi, kısa saçları küçük burnu kalın dudakları... Kendini incelemeyi bırakıp üzerini değiştirdi ve saçlarını taradı önce kahvaltı yapıp sonra derslerine başlayacaktı. ilk dersine girdiğinde odaklanamadığını farketti kendini ne kadar toparlamaya çalışsada bunu beceremedi çoktan akşam olmuştu gitmek istemeyip istemediğine karar bile vermemişti ama eğer gitmezse tekrar kıza nasıl ulaşabilirdi ki? Evden çıkmak onu korkutuyordu ama asıl korktuğu eğer anlarsa annesinin vereceği tepkiydi. Yeji çoktan kafeye gitmiş olmalıydı eğer gitmezse ayıp olurdu ve bu görgü dersinde öğrendiği şeylere aykırıydı. Odasının ışığını kapatıp üzerine ceketini aldı geçen sefer olduğu gibi camdan kaçacak sonra geri dönecekti. Yolda yürüdüğü sırada titremeye başladı ama soğuktan değil korktuğu için. Yeji'nin bahsettiği yere geldiğinde camdan içeriye baktı kız orada oturmuş bekliyordu. Bir iki dakika tereddüt etti tam içeri giriyordu ki Yeji'yi karşısında kocaman gülümserken buldu. "Hey içeri gelmiyor musun?" Şaşkın şaşkın bakıp Yeji'nin çekiştirmesi ile içeriye girdi. Oturduğu yerde bir kahve ile başlayan muhabbet saatlerce sürdü. Ryujin ilk defa evde aldığı eğitimden hiç arkadaşı olmamasından bahsetti. Yeji kendinden çok bahsetmedi ama Ryujin'in hayatını daha da öğrenmek istiyordu. Saatin çok geçtiğini bile anlayamayan Ryujin şaşkınca saate bakıp bir anda koşarak oradan uzaklaşmaya başladı arkasında ona gülümseyen bir adet Yeji'yi bırakarak. "Kül kedisi falan sanıyor herhalde kendisini prenses gibi olmasına rağmen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
radio
FanfictionRyujin elinde kulaklığı ile ağacın altında güneşin batışını izlerken kime ait olduğunu bilmediği kızın sesini aylardır yaptığı gibi dinliyordu.