" Mor saçla da iyiydin ama Jaemin, abartmıyorum sen siyah için doğmuşsun. "Siyaha boyadım saçlarımı karıştıran Seonghwa'ya gülümseyerek cesaretlendirdiği için duyduğum minneti dile getirdim.
" Parti dokuzda başlıyor sakın geç kalma. "
" Merak etme. İlk ben geleceğim. "
Sıra bendeymiş gibi Seonghwa'yı evine bırakmış, evimin yolunu tutmuştum. Partinin başlamasına iki saat vardı zira okul bitiş saatinden beri bütün kasabayı dolaşarak epey vakit harcamıştık.
Kısaca duşumu alıp dolabımın karşısına geçtim. Seul'deki Na Jaemin olacaktım. Umursamaz,rahat...
Yer yer yırtıkları olan siyah kotumu geçirdim. Üzerine beni çekici gösterdiğini düşündüğüm satenimsi bir kumaşla yapılmış siyah gömleğimi giyinip yeni boyadığım siyah saçlarıma şekil verdim. Boynuma ve parmaklarıma taktığım aksesuarların yanı sıra teki delik olan kulağıma da küpemi takıp memnuniyetle kendime baktım. Aynı onun gibi görünüyordum. Lee Jeno gibi, simsiyah...
Saatin gelmesi ile abime Dönmeyeceğimin haberini verip ayrıldım evden. Karanlık sokak boştu. Garip kasabanın insanları erkenden yine evlerine çekilmişlerdi. Tek başıma geçtim sokakları. ışıltıları ve yüksek müzik sesiyle parti eviyim diye bağıran eve girdim. Tamam belki de kasaba halkının hepsi sıkıcı değildi?..
Okulda görmeye alışık olduğum bütün simalar etrafımda çılgınlarca içiyor, dans ediyor, birbirlerini apaçık düzüyorlardı. Kalabalığın arasından süzülüp parti çocuğuna ulaşmam epey zor olmuştu.
"Selam. Düşündüğümden kalabalık."
"Ben de bu kadarını beklemiyordum. Millet resmen bunu bekliyormuş."
Bana uzattığı şişeyi heyecanla kavrayıp yıllanmış şarap şişesini kafama diktim. Bu gece, bu partide kimse kibar kadehleri umursamayacaktı.
"Hey Jaemin, beni takiş et. Şişe çevirmece oynayacağız."
Mutfağın bağlı olduğu salon kısmındaki masanın etrafına toplanmış, kendilerine sorulan soruları cevaplayanların arasına katıldık.
Şişe çevriliyor, sorular soruluyor, sınırlar zorlanıyordu. Doğruluk hakkım bittiğinde mecburen cesaret demiştim ve ilk kural olarak önce bir şişe vişneli likörü içmiştim. Ardından adı Lucas olan çocuğun sorusunu beklemeye başladım.
"Okulun en ulaşılmaz çocuğunu, hepimizi bildiği Jeno'yu arayacaksın. Ve şuan grup seksi yaptığını söyleyip davet edeceksin."
"Başka soru bulamadın mı Lucas?"
"Mızıkçılık yapma. Hem aranızda yaşanmışlık var da mı kaçınıyorsun?"
'Ooo'lar ve kahkahalar eşliğinde bana uzatılan telefonu elime aldım. Bilincim açık olsa da hafiften uçan zihnim yardımcı olurken numaranın üzerine basıp hoparlöre verdim.
' Ne var Lucas?'
'Hey Jenoshii, biz Seonghwa'nın evindeyiz ve...'
Telefon açılınca sessizliğini koruyan ekibin ben konuşurken çıkarttıları inleme sesleri yüzümü kızartırken birinin erotik tonlamayla bağırması lafımı kesmişti.
'Anlarsın işte, grup yapıyoruz Jenoshii, sende gel.'
Kelimemin bitmesiyle telefonu kapatıp Lucas'a uzattım . Benim haricimde herkes oldukça eğleniyor gibiydi. Kafama falza takmamaya çalışarak oyuna döndüm.
Oyun boyu sayısız şişe dibe vurulmuş, inanılmaz sıralar açığa çıkmıştı. Örneğin masum görüntüsü ile öne çıkan Renjun, okulun Çince öğretmeni ile kırıştırıyor, Yangyang Hendery ile iki yıldır düzenli yatak arkadaşlığı yaşıyordu. Dahası Lucas matematik öğretmini Jungwoo hocanın sunumuna erotik görüntüler koyduğunu itiraf etmiş, yanımızda Tişörtünü çıkartıp hocayı görüntülü aramıştı. Bu ekip sandığımdan daha tehlikeli ve sınır tanımazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rumours°nomin
Fanfiction"Seni incitmek istemiyorum ama sen acı çekmek için yaşıyorsun." -Xuehua ❄️