Sanki başka bir boyuttaydım. acıkmıyordum. susamıyordum. birşey hissetmiyordum. babam da yoktu artık. ama üzülemiyordum. ağlayamıyordum. bunları düşünme gereği bile duymuyordum. artık sizden korkmuyorum! Diye bağırmaya başladım camdan dışarıya doğru. gerçekten de korkmuyordum. ölüceksem öleyim daha yaşamam için sebeb ne kalmıştı ki? 16 yaşında bu kadarını yaşamak çok fazlaydı. güneş doğmuyordu artık lanet olası yere. insan görmeyeli o kadar çok olmuştu ki, şehir ne onu bile unutmaya başlamıştım. kaç aydır buradaydık? Sanki ben 3-4 yıldır bu evdeymişim gibi. koca evde yapayalnız kalmıştım. karanlıktı ama korkmuyordum. tuvalete gidip saçımı falan toplamalıydım. biraz eşya alıp buradan gidecektim bir şekilde. başka çağrem yoktu. tuvalete gittim ve aynada kendime bakarken arkamda bi kadın belirdi. yüzü çok korkunçtu ve bana "bize yardım et" diyordu. korkmamam lazımdı. ne yapayım ne istiyorsun? Babamı annemi aldınız yapayalnız kaldım ne yapabilirim ki artık size? Beni rahat bırakın diye bağırmaya başladım. kadın birden ortadan kayboldu. 2 dakika geçmedi ayna çatlamaya başladı. koşarak odama çıktım. dışarısı zifiri karanlık odanın içi buz gibiydi. titriyodum. eşyalarımı toplayıp salona indim ve kapıyı kırmaya zorladım. bodrum katından bebek ağlama sesleri geliyordu. gerçekten bi bebek mi vardı orada? Onu öylece bırakamazdım. belkide kadın bu yüzden bize yardım et demişti. bodrum katının kapısını açtım ve yüzüme iğrenç bi koku geldi. o kadar havasız kalmış ki içerisi. aşağı inmeye korkmuyordum. bana bişey yapıcak olsalardı şimdiye yaparlardı diymi? Yavaşca elime gaz lambası alıp merdivenlerden asağı yürümeye başladım. ortada bebek yoktu. sandalye de oturan simsiyah giyinmiş birisi vardı. geri çekilmeye başladım yavaş adımlarla. bana iğrenç bir sesle "gitme" dedi. cevap vermeden daha hızlı şekilde yürüdüm merdivenlerden , hatta koştum. "sana gitme dedim" diye bağırdı ve kapı birden kapandı. o kişi kimse arkası dönüktü bana bakmıyordu. öylece kalmıştım.