1.7

7.1K 928 817
                                    

"Lisa bırak şu çocuğu yetti artık." dedi Rosé gözlerini devirerek tahtaya yazı yazarken. "Süt çocuğu, bir havası yok."

Ayağa kalkıp tahtaya doğru yürüdüm. Öğlen arası sınıf yine bomboştu. Sadece ben, Jisoo, Jennie, Taehyung, Rosé ve Taehyung'un yakın arkadaşlarından Mia vardı.

En arka sırada öpüşen Taehyung ve Jennie'yi umursamadan, Rosé'nin yanında durdum. "Jeon, Yeri'yi bırakmalı."

Rosé gözlerini devirerek, tahtaya gül çizmeye başladı. "Boş ver. Tencere kapak olmuşlar."

"Boşveremem," dedim kaşlarımı çatarak. "Jeon, onu sevmiyor. Yeri ajitasyon yaparak onu yanında tutuyor."

Rosé temeşiri bırakarak bana doğru döndü. "Jeon da salakmış demek ki." Sadece ikimizin duyacağı şekilde sessizce konuşuyorduk.

Gözlerimi devirerek sinirle önüme döndüğümde arkada yiyişen Taehyung ve Jennie'ye bakıp, elime tebeşir aldım ve kafalarına doğru attım. "Yeter be, görmek zorunda mıyız?"

Taehyung aniden dudaklarını, Jennie'nin dudaklarından çekerek bana baktı. "+18 yaş kısıtlaması getiriyorum, bakma."

"Ben zaten 18 yaşındayım." diye söylediğimde Taehyung dilini çıkardı. Jennie ise gözlerini kıstı. "Kıskanmayın."

Aniden sınıfın kapısı açıldığında içeriye dudaklarımı uçuklatacak biri giriş yaptı. Derin bir soluk çekerek yüzüne baktığımda, göz göze geldik ama bakışlarını hemen çekti. Jeon'dan başkası değildi. Kapıyı kapatıp içeriye geçtiğinde, sınıfta derin bir sessizlik hakimdi. Neden gelmişti? Beni bulmuş muydu yoksa diye düşünmeden edemiyordum.

Jeon'un hayat bulmuş hali Jungkook, yürümeye devam ederken herkes gözünü kırpmadan onu izliyordu. Rüzgarını hissettirerek yanımdan geçtiğinde başımı arkaya doğru çevirdim.

Mia'ın başında durarak, "Biraz konuşabilir miyiz?" diye sorduğunda kaskatı kesilmiştim.

Mia gülümseyerek ayağa kalktı. "Tabii ki."

Jeon, hiçbir şey söylemeden yürüdüğünde Mia da arkasından gidiyordu. İkisi beraber sessizce sınıftan ayrıldığında, kapıya doğru bakakalmıştım.

"Beni Mia mı sandı?" diye sordum hâlâ kapıya doğru bakarken. Hislerimi tarif edemiyordum. Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordum.

"Galiba öyle oldu." dedi Rosé dudaklarını büzerken. "Yoksa Mia ile tanışmıyorlar bile."

Taehyung gülümsedi. "Boş ver. Sana erkek mi yok? Gel Sehun'u ayarlayalım. İnat etme."

Taehyung'a doğru dönerek, "Kes çeneni!" diye bağırdığımda fazlasıyla yüksek sesle bağırdığımı fark etmem kısa sürdü. Ancak elimde değildi. Şu an sadece ağlamak istiyordum.

Jisoo oyuna girdiğinden dolayı, fark etmeden sırada çırpınıyordu. "Jin, Tanrı aşkına vursana adamı. Ayrıca yakışıklı yüzünü ekrandan çek, odaklanamıyorum piç seni."

Gözlerimi devirdim. Rosé yaklaşarak bana sarıldı. "Üzülme Lisa. Jungkook salağın teki bunu anlamış olduk. Bırak artık şu çocuğu."

"Jungkook zengin mi acaba?" diye sordu Jennie kaşlarını çatarken. "Fakir olan salaklar çekilmez ama zengin olanlar iyi sömürülür."

Taehyung aniden kahkaha patlattığında dudaklarımı büzüp kollarımı birbirine bağladım. Herkes benimle dalga geçme derdindeydi.

Jisoo aniden sıradaki kalemi duvara doğru fırlattı. "Piç, adamı vursana. Beni niye vurdun? Ben sendenim! Yakışıklı olduğun kadar, malsın."

pepsisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin