2.9

6.1K 892 1K
                                    

Bana ulaşmak için:

instagram: purpledevias
twitter: iremaydinx

Kurguyu beğendiyseniz, beni takip etmeyi ve diğer çalışmalarıma bakmayı unutmayın...




"Jungkook birazdan gelir." dedi Namjoon saatine bakarken. Fazlasıyla saçmaydı ama Namjoon'a göre Jeon'la sık sık karşı karşıya gelmem gerekiyormuş. Bu şekilde benden etkilenmesini sağlayabilirmişim. Bana karşı olan duvarlarını yıkabilirmişim.

Anonimin ben olduğunu anladığında ne tepki vereceğini fazlasıyla merak ediyordum. Kesinlikle kızacaktı. Ama geçen gün aklının anonim kızda olduğunu, yeni kişiler istemediğini söylemişti. Onun ilgisini çekmem zor olacaktı. Belki de imkansız. Anonimin ben olduğunu söylediğimde, benden soğumasından korkuyordum. Bu yüzden ses çıkarmıyordum.

Okulun karşısındaki kafedeydik ve genelde öğrenciler çıkışta buraya gelirdi. Jennie ve Taehyung sessizce tatlı tatlı konuşurken onları bölmek istememiştim.

Rose'ye baktığımda biriyle mesajlaşıyordu ve sanırım bu kişi Jimin'di.

Jisoo ise... söylemiyorum...

Namjoon kaşlarını çatarak önündeki kahveyi dudaklarına götürdü. "Jisoo şu telefonu kapat da, sevgilinle ilgilen."

"Biz ne zaman çıkmaya başladık?" dedi Jisoo telefondan gözlerini ayırmadan.

Namjoon gözlerini devirerek başını iki yana salladı. "Bu kız beni sinir hastası edecek."

Jisoo kaşlarını çattı ve telefonu sinirle masaya vurdu. "Bu salak Jin oynamayı bilmiyor ki. Bıktım be! Yakışıklı ama beyin namına hiçbir şey yok!"

Namjoon gözlerini kıstı. "Sen Jin'le mi oynuyorsun?"

Jisoo şirince gülümsedi. "Evet, o benim bir tanecik arkadaşım."

Namjoon birdenbire kolunu hızlıca uzatarak, masadaki telefonu Jisoo kapmadan aldı ve cebine attı. "Oyun falan yok. Bak burada arkadaşların, en önemlisi sevgilin var."

Jisoo kaşlarını çattı ve yerinde zıpladı. "Ver şunu Namjoon. Bak imdat diye bağırır, seni dövdürürüm."

Namjoon gözlerini devirdi ve kahvesinden bir yudum daha aldı. "Kal öyle. Bir de utanmadan Jin'le oynuyorum diyorsun."

Jisoo sinirle soluk alarak gözlerini bana çevirdi. "Pijama takımlarımı hazırla."

Şaşkınca yüzüne baktım. "Niye ki?"

Jisoo, sinirle Namjoon'a baktı. "Namjoon'u öldürüp hapise gireceğim. Getirirsin."

"Sana telefon falan yok Jisoo, unut."

Jisoo kollarını göğsünde kavuşturup arkasına yaslandığında dudaklarını büzmüştü. Birdenbire yavaşça aşağıya kaydığında az daha yere düşecekti. Kafası oldukça aşığıda, bedeninin yarısından fazlası dışarıdaydı.

Ellerini gösterdi. "Ellerim boşta kaldı. Bir şeylerle oynamam lazım."

Namjoon serseri gibi gülümsediğinde başını iki yana salladı. "Bir şey derdim ama neyse, demeyeceğim."

Jisoo sinirle ayağa kalktı ve Namjoon'a vurmaya çalıştı. Gözlerim açılırken ben de ayağa kalkarak Jisoo'yu yerine oturttum. Ben hariç kimsenin umrunda olmamıştı zaten.

Jisoo gözlerini kıstı. "Sapık."

Namjoon güldüğünde başı geriye doğru gitti. "Bak nasıl anladı hemen."

pepsisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin