1.Bölüm

324 165 45
                                    

  "Kıvılcımı söndürmezsen
                           ateşi zapt edemezsin."

Ben Meral normal bir hayatı olan sıradan bir kızım ama hayellerimle şekiklendiririm herşeyi hayalperestim yani. Ne çok neşeli ne de çok karamsar biriyim, ne çok sıkıcı ne de çok eğlenceliyim, ne çok a sosyelim ne de çok sosyal yani ben ya sonbahar ya da ilkbahar gibi hissederim hep kendimi. Onyedi yaşında lisede moda tasarım üzerine okuyorum. Müzik dinlemeyi, kitap okumayı, film- dizi izlemeyi ve sessiz ortamları seviyorum. Minyon tipli, kısa siyah saçlı, gür kaşlı, ela gözlü, minik burnum ve dudaklarım olan sıradan güzellikte bir kızım.

Tanıştığımıza menun oldum.


Annemle beraber kahvaltı ediyorduk.

Annem çok kusursuz bir insandır bana göre tabi. Gerçi herkesin bence annesi kendine kusursuzdur. Siyah omzuna kadar saçları, siyah küçük gözleri, bana benziyen burnu ama benim aksime büyük dudaklara sahip, orta boylu, hafif tombul, orta yaşlı bir kadın. Aşırı eğlenceli ve kıpır kıkpır biridir.

Tabi ki babamda var ama cumarteside çalışıyo o yüzden bizden daha erken kalkıp çıkıyor. Her baba gibi sıradan bir baba. Kel, şişman, bir erkeğe göre kısa boylu, ela gözlü,küçük burunlu, ince dudaklı bir adam.

Evet daha çok babama benziyorum.

Annem eski arkadaşlarıyla buluşmasını bana anlatıyordu;

"İşte senin ortaokuldan iki arkadaşının anneside vardı orda her zamanki muhabbetleri yaptık ama güzeldi"

"İyi anne değişiklik olmuş senin için"

"Aynen öyle oldu koca karı muhabbetleri boşver işte" dedi annem  ve göz kırptı bana konuşmasına devam etti;

"Sen bu gün arkadaşlarınla buluşucaktın değil mi?"

"Evet" dedim ve en yakın arkadaşım İnciden mesaj geldi.

"Ben çıkıp sizin eve geliyorum sonrada vapur iskelesinin orda bekleriz Sonay ve Selini"

İnci benim on senedir arkadaşımdı ve benden bir yaş büyüktü, onunla o okula giderken tanışmıştık. Yanındaki bir kıza "Okul nasıl bir yer" demiştim, o da "bok gibi" diye karşılık verdi. İşte o zamandan beri arkadaşız. O da benim gibi hayalperest biri benden farklı olarak, kıpır kıır heyecan dolu ve neşeli hep pozitif bir kız. Onu bu yüzden çok seviyorum, herşeye bir yol bulup mutlu olabiliyo ve çok meraklı biride ayrıca. Karamel rengi saçlı, zeytin gibi siyah gözlü, normal bir burnu var ama yamuk olduğunu söyleyip durur ve güzel dolgun dudakları var, orta boylu, balık etli bir kız.

Sonay ve Seline gelirsek.

Sonay o hiperaktif sorunları olan, hep gülenbiri sanki hiç üzgün olmucakmış gibi görünen insanlardan hep en, vurdum duymaz ve umursamaz biri. Üzülürsen bile iki dakika yanında otur hemen gülersin o tip. Kahverengi saçlı, kahverengi gözlü, yuvarlak siyah çerçeveli gözlükleri var, normal bir burnu ve dudağı, uzun boyu ve sportif bir vücudu var.

Selin ise hep en havalımız olmuştur, popüler, arkadaş çevresi çok ve aktiviteli bir kız hep. O sarışın, bal köpüğü gözlü, orantılı dudakları ve burnu olan, uzun ve fit vücudu var ki bana görede gurubun en güzel kızı o hep bakımlı.


Sonunda buluşup bir araya gelmiştik, ordan vapura bindik ve istediğimiz büyük avmye ulaştık.

"Benim karnım çokaç ya bişeyker yiyelim mi?" dedi İnci. Hep beraber yemek yerine gidiyorduk ki, çişli İncinin tuvaleti geldi ve ardından Sonayın bağırsaklar ona bağlandığı için onunda tuvaleti geldi, doğal olarak hep olurdu bizde alışmıştık. Birbirlerine "Bağırsak arkadaşı" diyorlardı ki bu çok garipti. Selinde benim elimden tuttu ve bizde tuvalete gittik, tuvaletimiz geldiğinden değil ordaki aynada fotoğraf çekilmek için. İnci ve Sonay tuvalet kabinlerine girdiler. Selinle bende fotopraf çekiliyoduk ve sonra Sonayda çıkıp bize katıldı. İnci hala hala çıkmamıştı. Sonay dayanamayıp kapısını çaldı.
"Tuvalete mi düştün kızım hadi" dedi gülerek.
"Merali çağırsana" dedi İnci kapının kilidini açarak ama Sonay çıktan içeri girmişti. Çok uzun sürmeden Sonayda çıktı gülerek.
"Bu kızın düşmesi kopmuş seni çağırıyo Meral" dedi.
"Nasıl yani" dedi Selin gülerek. Bende gülerek kabine girdim ve İnciye baktım. İnci yüzünü asarak.
"Düğmem elimde kaldı ya" dedi göstererek. Gülerek ona baktım ve "Halledicez" dedim. Kolumdaki tokayı çıkartıp onun düşmesine geçirdim ve düğmeyi bir süre orda tutmak için birşeyler yaptım üstündeki mavi çiçekli buluzuda biraz aşağı indirdim. Herşey normal gözüküyordu. Beraber çıktık ve yemek yerine giderken İnci yine konuştu, "Ben böyle gidemem sanki fermuarım aşağı iniyo" dedi.
"Yemek yiyelim sonra sana pantolon alırız lütfen çok acıktım" dedi Sonay ve ofladı. "İnci ben yiyemem siz istiyosanız yiyin ben kendime pantolon alıcam" dedi ve beni kolumdan kaptığı gibi götürdü. Tabi benim istediğimi yapma şansım yoktu. Selin ve Sonayda istemsizce arkamızdan geldiler. Birsürü yer gezdik ama İnci "Bu çok pahalı"
"Bu güzel değil" diyip duruyordu ve bende çok sıkılmıştım. Sonunda işte değişti, Selin beni aldı Sonyda İncinin yanına gitti. Sonayla İnci pantolon bakarlarken, benle Selin fotoğraf-video çekilmeye başlamıştık artık tamamen yolumuzdan sapmıştık artık İnciye kıyafet bakmıyorduk. Şapka, taç vb şeyler deniyorduk bazende ama çok eğleniyorduk. Sonunda İnci ve asonay geldi. İncinin yüzü biraz asıktı bu asıklık banaydı çünkü ona yardım etmemiştim. Sonunda mavi önceki giydiğine benzeyen bir pantolon bulmuşlardı.
"Bu da pahalı ama aralarından en ucuzu" dedi Sonay.
Selin "Sonunda, hadi artık yemek yiyelim karnım kazındı" dedi ve yemek yerine gittik. Burger yemek için oturduk. Selin ve ben yanyana İnci ve Sonayda önümüze oturdular. Yemek yiyorduk, konuşup gülüyor birbirimizle şakalaşıyorduk, Sonra ben mobil veriyi hikaye paylaşmak için açtım birkaç bildim gelmişti ve bilmediğim bir numara mesaj atmıştı, üstten baktım, profilinde sigara içen kapşonlu panda resmi vardı. 
"Merahaba nasılsın?"
Ama mesajı fazla sallamadım eve gidince kim olduğuna bakabilirdim arkadaşlarım daha önemliydi ve şuan çok mutluydum. Bildirimleri boşverip onlarla olduğuma dair fotoğraf attım hikayeye ve yer bildirimi atıp onları etiketledim.

Yemeklerimizi yemiştik ve biraz fotoğraf çekilip eğlenme zamanıydı. Kitap satan bir yere girip kitaplara baktık ordaki oyuncaklarla daha fazla fotoğraf çekildik ve çok eğlendik.

Eve gelmiştim ve çok yorulmuştum o kadar eğlenmiştim ki onlarla bir arada olunca çok mutlu oluyordum. Üstümü başımı değiştirip odama gittim ve mesajlara yeniden baktım. O pandalı kişinin medajlarına girdim ve
"Sen kimsin?" yazdım.
"Ben Baran" Baran ismini biryerkeden hatırlıyordum beni mutlu hissettirdiğini içimde kelebeklerin uçuşturduğunu birçok defa söylediğimi bu ismi. Sanki yeniden içimde bişeyler oldu uzun zamandır hissetmediğim bir heyecan ve kelebekler hissettim içimde.
"Üzgünüm çıkaramadım" yazdım.
"Ortaokuldan Baran Kırhan hani son yıl bırakıp gitmiştim ortaokulu"

Baran, benim ilk aşkımdı birden gözümde o siyah kıvırcık saçları ve kömür gözleri belirdi. Hatırlamıştım o benim karnımda kelebeklerin uçmasını sağlayan ilk kişiydi. Heniz çok saf ve temizken aşık olduğum ilk kişi.  Hayatta hep beklemediğiniz bir zamanda beklemediğiniz bir kişi gelir ve sizi alır başka yerlere götürür. Önemli olan götürdüğü yerde sizi bırakır mı? yoksa sizinle beraber devam mı eder? İşte bütün mesele burda saklı.

Kış Güneşi ve Ruhun Duyguları (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin