"Biraz heyecan, biraz da
düşecekmiş korkusu"Rüzgar geldiğinde annemle beş on dakika havadan sudan sohbet ettiler. Hava iyice karamıştı. Havalar yavaş yavaş soğumayada başlıyordu, Annem tahmin ettiğim gibi biyerlere gitmemize izin vermedi ama evimizin önündeki parka oturmaya izin verdi oda Rüzgarın müthiş ikna kabiliyeti sayesinde oldu. Parktaki banklardan birine oturduk, "Keşke içeri girseydik" dedim. "Ben içeri girmem boşver uzun hikaye, belki sonra" dedi gülerek Rüzgar. Gözüne gözlük takmıştı. "Gözlük mü kullanmaya başladın" dedim konu açmak için. Biraz alkol ve sigara kokuyordu, gözleri uykulu gibiydi sanki, azcık sarholtu ama bilincinin yerinde olduğu belliydi. "Yoo şekil olsun diye" dedi ve gözlüğü çıkardı. O an elinden ben aldım gözlüğü, gözlük Harry Potterın gözlüğü gibiydi. "Biliyo musun ben bu gözlüklerden alabilmek için gözümü bozmaya çalışmıştım televizyon telefona falan abanıyodum artık" yüzümü asarak "ama bir işe yaramadı tabi" dedim. Güldü "Manyak mısın " dedi. Gülerek karşılık verdim "Bir HP hayranı olarak evet" dedim. Gözlüğü kendime taktım. "İşte bu yüzden geldim" dedi gökyüzüne bakarak iç çekti "ne kadar kötü olsam beni güldürmenin bir yolunu buluyosun, aslında çok kimseyke takılmıyosun ama yanındakilere sahip çıkıyosun" bana baktı gülümsiyerek "O kçücük boyunla yapıyosun bide bunları..." biraz durakladı elini yavaşça elime doğru getirdi, "Bunu seviyorum" dedi. Rüzgarı sevmiyordum ama sanki heyecandan kalbim çıkıcakmış gibi hissediyordum, sanki kalbim kulaklarımda atıyordu. Bana yavaşça yaklaştı ama ben hemen kafamı sağa çevirdim ve önüme döndüm. Ucuz kurtulmuştum tam da burnu yanağıma değiyordu. Bunun heyecan olmadığını şimdi anladım bu korkuydu. Ne yapıcam korkusu,ondan hoşlanmıyordum ama bunu söylersem yeni topladığımız arkadaşlığımıza yeniden mesafe giricekti. "Sana birşey itiraf ediyim mi?" dedi birden. Ona baktım, ne dicektim şimdi ben konuyu değiştirsem öyle konuyu hemen değiştirebilen insanlar gibi yeteneğim yoktu, sakin sessiz bir kızdım ben ne bulucaktım. "Ortaokuldan mezun olmadan önce senden hoşlanıyordum" dedi. Ona baktım sadece azımdan dığrular çıktı, "biliyordum" dedim ve güldüm. Oda güldü "Ben diyordum da deneyebilir miyiz biz" dedi. Ona bakakaldım ve kelimeleri kafamda toparlamaya çalıştım, "Ben... Ne desem şuan gerçekten bilmiyorum yani arkadaş olarak kalsak ben sana hiç o gözle bakmamıştım." dedim. "Tamam ben beklerim" dedi. Böyle sanki açık kapı vermiş birini severken diğerine sende bekle dermiş gibi oldum aslında içim rahat etmedi ve direk patladım. "Ben Barandan hoşlanıyorum Rüzgar... Özür dilerim ama birini severken ben diğeriyle bişey düşünelim falan diyemem sana yapamam bunu." dedim. Güldü ve ayağa kalktı, "Ciddi misin sen o oyun delisi piskopatı mı seviyorsun gerçekten, bişey diyim mi beş para etmez Meral ciddiyim tamam onunla arkadaşım ama çok yakın değiliz ayrıca cidden iyi biri değil" dedi. Biliyordum artık iyi biri değildi, ama başkalarında korum içgüdüm beni rahat bırakmadı "O o kadar kötü biri değil tamam mı" dedim ve kalktım, "Hem bunu sen mi diyosun yanıma içki içip gelmişsin leş gibi kokuyosun" dedim. Gülerek "Kafam yerinde, bunları söylerkende öyle" dedi ve durdu arkasını dönüp havaya baktı, sanki bana bişey söylemek istiyodu ama söyleyemiyor gibi. Bana geri döndü ve konuşmaya devam etti sinirle ama hakim olarak konuşma vurgusundan sinirli olduğu anlaşılıyordu "Biliyır musun neden içtiğimi çünkü cevabını biliyordum "hayır" diyceğini biliyordum!"dedi. "Özür dilerim Rüzgar yapamam yalan söyliyemem sadece arkadaşlığımızın bitmesini istemiyorum ve Baranın bilmesinide" dedim. Çünkü Baranı sevdiğimi kendisinide bilmesini istemiyordum. "İyi" dedi. "Hadi Rüzgar soğuk yapma seninle birsürü güzel anımız geçti saç..." dedim ve sözümü kesti. "Seni eve bırakıyım hem geç olmuş" dedi telefondan saatine bakıyomuş gibi yaptı ama bakmadığını biliyordum. Gözlüğünü ona verdim yarım saatir bunları cidden o gözlüklemi konuştum. Beraber eve doğru yürümeye başladık. Hiç bişey demedim oda demedi sessizlik olmuştu ve bir el bileğimi tuttu sıkıca hatta canım acıdı bile denebilir, tam Rüzgar beni tutucaktı ki, ikimizde beni tutan elin sahibine baktık ve o Barandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Güneşi ve Ruhun Duyguları (TAMAMLANDI)
Teen Fiction" Aslında her insanın içinde yazda vardır kışta, hep mutlu olamazsın hep üzgünde" Arkadaşım İnciden çıkmıştım, hava kararmıştı. Metronun demir sandalyelerine oturdum ve çantamı kenarı koydum, treni bekliyordum. O anda bu aralar aklımdan çıkmayan tek...