9.Bölüm

116 98 5
                                    

"Hayatına DOĞRU  anda gelen YANLIŞ insana gösterdiğin toleransı, YANLIŞ zamanda gelen DOĞRU kişiye göstermezsen, üzülen hep sen olursun."

Sonunda 1 gol atmıştım ve bu onu çok öfkelendirmişti.  Öfkeden ne yaptığını bilemiyordu ve ben sonunda bir tane daha, bir tane daha... Maçımız 5-3 bitmişti. Ben kazanmıştım. Gülerek ona baktım kaşlarımı kaldırarak. Şu an tek kaşı kaldırmanın tam zamanıydı ama maalesef tek kaşımı kaldıramıyordum. Ben zaferle sinsi sinsi gülerek "Yarın görüşürüz o zaman köleciğim" dedim yanına zıplıyarak gittim. Bana sinirli bir şekilde gülerek tek kaşını kaldırdı "Fazla alışma" dedi. "Ha bu arada sana Özkan, abi dediğine göre sen baya yaşlısın. Kaç yaşındasın yirmibeş mi?" dedim gülerek. Gülerek bana baktı yine ukelaca "Yaşım yirmibir eğer çok öğrenmek istiyosan, bende seni alet ve edavatın olmasa on yaşında sanırdım" dedi. Alet edevat derken ne demek istemişti, ona anlamsızca baktım ve bana gözleriyle göğüslerimi gösterdi. Ellerimi çiçek yapıp göğüslerimi saklamaya çalıştım. Bana utandırıcı derecede gülerek bakınca tokadı çakıp oradan utanarak ve sinirle kaçmaya karar verdim, hızlıca yürüdüm. Arkadan gülme sesleri geliyordu, o ve yanındakilerin özellikle o yanındaki yılışık kız tuğçenin itici gülüşü. Beni çok utandırmıştı ama o yarın görecekti. Tam dışarı çıkarken, İnci kolumdan tuttu gülerek. "Doğuşla konuştum." dedi. Gülerek ona baktım "ne oldu?" dedim. Beni ordaki küçük büfe önündeki sandalyelere oturttu.  (Özkanın kafe dediği yer) İnci de anlatmaya başladı; "Ben şimdi onun yanına gittim, kitap okuyodu. "Doğuş naber?" dedim. O da "Git başımdan" dedi. Bende yanına oturdum ve kendimden emin bacak bacak üstüne atarak "Sen arkadaşıma adını söylememişsin ama ben öğrendim" dedim. "Nerden?" dedi kitaptan sakince kafasını kaldırdı. Bende ona biraz yaklaştım "kaynaklarım sıkıdır" dedim ve beni takmadan kitabına döndü okumaya devam etti Meral." dedi İnci. Gülerek İnciye baktım, "seni umursamadı yani" dedim. "Yüzüme bile bakmadı" dedi İnci arkasına dönüp tekrardan Doğuşa bakarak. Büfedeki "Çalışçak bir kişi aranıyor" yazısına baktım. İşte aradığım fırsat ayağıma gelmişti, eğlenceli bir yerde iş. Kağıdı alıp çıkardım. "Özkan" dedim ve etrafıma baktım. Özkan,Aslıyla yarım kalan konuşmasını sürdürüyordu galiba. Özkanın yanına gittim, İnci de benle geldi "Ne oldu?" diyerek. "Özkan bu büfede ben çalışabilir miyim? Teyzene söyle yarın başlıyım saatlerde ve parada anlaşırsak" dedim. Özkan gülümsiyerek bana baktı "Olur çalış zaten 9-5 saatler ve günde 80 tl" dedi. "Tamam" dedim gülümsiyerek. "Hayırlı olsun" dedi. Gülerek Özkan. "Cidden çalışıcak mısın?" Dedi İnci. Doğuş bir an içi kafasını kitaptan kaldırıp bana bakmıştı, sonra geri kitabına döndü. Çevik yanımıza geldi "Her gün mü görüşçez şimdi Dobby" dedi. Ona şaşkınlıkla baktım HP hayranı olarak bana seslendiği isim biraz hoşuma gitmişti. Sinirlenmiş gibi yaptım ama dobbyi severdim bu sadece onla yakın olmamak içindi,  kaşlarını çattım ve "Telefon numaranı versene" dedim. Gülerek "fazla hızlı gitmiyo musun?" dedi. "Seni kölem olduğun için arıcam sadece aklında başka senaryolar yazma" dedim. Kaşlarını çatarak o da telefonunu çıkardı ve bana telefonunu  verdi. Alıp kendi numaramı yazdım ve kendimi çaldırıp kapattım, onun da numarasını kendime kaydettim. "Seni Dobby diye kaydettim yani aslında o da bir köle ayrıca kısa cılız ve çirkin" dedi gülerek ve giderek. "Bir kere Dobby çok tatlı, sen nerden biliceksin senin gibi dış görünüşe önem veren kaba , gürültücü sende Peevessin" dedim sinirle ve o garajdan çıktım. Cidden aklıma sadece Peebrs gelmişti ama cuk oturmuştu.


Ondan sonra, ders çalışmam gerektiği aklıma geldi, maalesef mezuna kalmıştım.

Yalnız olunca insan sorunlarının içine gömülüyordu. Baranı düşünmeden edemiyordum, şuan napıyor nasıl  aşırı merak ediyordum mesela, biliyorum beni umursamayan birini merak etmek aptallık ve bu yüzünden de kendimden nefret ediyor ayrıca kendime üzülüyordum zaten, tam acınası biriydim ama ilk defa karşı cinsten birine bu kadar bağlanmıştım. İçim sıkılıyordu, ruhum bunalıyordu, hani hava sislenir ve sıkıcı bir havada çok boğulursunuz ya o ruh halindeyim ve depremden spnraki yıkıntı kalıntıları gibi...

Kış Güneşi ve Ruhun Duyguları (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin