1 "pinokyo"

1.5K 73 50
                                    

"Kovuldun"

Ondan bu kelimeleri duyabileceğimi asla beklemiyordum. Bakışlarıyla uzun bir süre tepkimi ölçtü. Gözlerim yavaştan dolmuştu. Ağlamak istemiyordum, kendimi sıkıyordum.

"Dürüstlüğün için seni işe almıştım. Şimdi ise aynı sebepten çıkarıyorum. Sebebini merak ediyorsan."

Sebebi o kadar da saçma değildi. Benim dürüstlüğüm insanların başına iş açıyordu. Hayatım boyunca bu dürüstlüğümden nefret etmiştim. Hastalıktı. Asla durduramadığım bir hastalık.

"Solhi, ne düşünüyorsun?"

Uzun bir süre sessiz kalmam onu meraklandırmış olacak ki bana soru sorduğu an kendimi tutamayıp cevap vereceğimi biliyordum.

"Haklı olduğunuzu düşünüyorum Bay Daniel. Fakat anlamıyorum, uzun bir zamandır sizin yanınızda çalışıyorum beni bu kadar kolay işten çıkaracağınızı düşünmedim. Beni sevdiğinizi düşünüyordum."

Son cümleyi söylerken yaptığım imayı anladı mı bilmiyordum.
Ellerini cebine koydu ve beni baştan aşağı süzdü.

Dürüstlüğüm için özür dilerim Bay Daniel. En nefret ettiğim şey bu hayatta dürüst olmak ama buna zorunluyum.

"Bakar mısınız?"

Kafede olduğumuzu yan masadan seslenen kız sesiyle hatırlamıştım. Oraya baktığımda bir takım genç yeni gelmiş ve merakla etrafına bakınıyordu. Bakışlarım tekrar Daniel'a kaydı. O benden bir kaç yaş büyüktü fakat müdürümdü. Şanslıydı çünkü benim onun kadar iyi bir hayatım yoktu.

Hem yakışıklı hem de zengin biriydi. Hayatta hep kazanan taraftı. Beni işe almasının sebebi bana acıdığından olduğunu biliyordum. Çünkü tecrübesizdim ve tek yapabildiğim şey dürüst olabilmekti. Beni bu yüzden işe almıştı.

Kafasıyla işaret yaptı. "Git hadi, son müşterilerinle de ilgilen. Yarın işten çık ve anahtarı teslim et."

Kaba biri olduğunu biliyordum ama en azından bugün de çalışmama izin verdiği için memnundum. Kafamı sallayıp emrine uydum. Bana acırcasına bakan gözlerini görmezden gelip arkama döndüm.

Beni bekleyen kız erkek dolu masaya doğru ilerledim. Hepsi de okuldan çıkmış gibilerdi. Biri hariç hepsinin üzerlerinde okul forması vardı. Benim ise iş önlüğü.. Hayat acımasızdı.

"Hoşgeldiniz.."

Zorla gülümseyerek onlara baktım. Az önce ağlayacak kadar kötüydüm ama bence şu an iyi rol yapıyordum. Tiyatrocu olmalıydım. Hayır, hastalığım yüzünden onu da olamazdım.

"Menüsü yok mu bu kafenin?"

Bana seslenen kız kibar olmayan bir ses tonunda konuştu. Onu inceledim.
Çok güzel bir kızdı, isim yaka kartında Lisa yazıyordu. Benim aksime bakımlı, pahalı kıyafetler ve süslü bir makyajlaydı. Kıskanmamak elde değildi.

Hemen yan masadaki menüleri alıp onların önüne koydum. Masada 2 kız 2 erkek vardı. Sanırım ikili buluşma yapıyorlardı, gerçi pek samimi ortam yok gibiydi.

Lisa, önündeki menüyü kibirle okurken karşısında oturan siyah sweatshirtlü serseri tipli çocuk telefonundan başını kaldırmıyordu. Tam yanında diğer sarışın erkek karşısındaki kızıl saçlı kızla cilveleşmekle meşguldü.

Second Lead Boi ¦ JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin