3 "sevgilim"

673 66 185
                                    


İlk 3 bölüm ön okuma olarak düşünebiliriz, bu yüzden arka arkaya yayınladım.

Votelerinizi eksik etmeyin, güzel bir kurgu olacak ❤️

Yerleri silme işim biter bitmez kendimi masaya bırakmıştım. Ciddi ciddi masanın üzerinde yatıyordum. Sonuçta daha erkendi ve kafeyi açmamamıştık.

Daniel her gün kontrol için gelirdi fakat bugün akşam geleceğini söylemişti. Açıkçası onu az görme işinden memnun değildim.

1 hafta önceki yaşanan olaydan sonra Daniel haklı olarak bana karşı çok değişmişti. Öncesinde de pek kibar sayılmazdı ama bana bu kadar kaba davranmıyor ayrıca çok fazla iş vermiyordu. Şu aralar yorgunluktan özel hayatıma zaman bile bulamıyordum.

Kapıdan bir ses geldiğinde yattığım yerden o kadar üşendim ki kalkmadan açılan kapıya karşı konuştum.

"Henüz açmadıkk..."

Kapı kapanma sesi geldiğinde müşterinin öylece gittiğini düşünüp rahatladım. Fakat ayak sesleri duymamla birlikte başımı o tarafa doğru çevirdim.

"İzinli olduğun bir gün yok mu senin?"

Jungkook'u bu aralar o kadar sık görüyordum ki hep bizim kafeye gelip akşam yemeği yiyiyordu. En son bir kaç gün önce beraber yosun çorbası içerken aramızda saçma bir diyalog geçmişti ve bir daha konuşmamıştık. Fakat o gelmeye devam ediyordu, akşam yemeğini sessizce yiyip parasını ödeyip gidiyordu.

Yattığım yerden kalkmadım ve kafamı duvara doğru çevirdim. Sorusuna cevap vermek istemiyordum. Sessiz kalmıştım. Bazen doğruyu söylemek yerine sessiz kalabiliyordum, eğer kafamda çok düşünce olmazsa.

"Senden başka biri bakmıyor herhalde buraya?"

Hala buraya doğru geliyor olduğunu hissedip sinirle yattığım yerden kalktım. Oturur bir pozisyona geçtim ve tam karşıma sandalye çekip oturmasını izledim.

"Bakıyor ama ben daha çok bakıyorum. Ayrıca şu an açık değiliz, çıkarsan sevinirim." Zoraki bir şekilde gülümseme yerleştirdim yüzüme.

Umursamadı hatta oturduğum masaya ayağını koyduğunda şaşkın bir ifadeyle ona baktım.

"Ne? Sen insanların yemek yediği yerde uzanıyorsun, ben ayağımı koyunca mı sorun oldu?"

Sinirle ayağa kalktım ve elimle fazla ağır olan bacağından tutup yere attım. Bacağını tutmuş olmam yüz ifadesini biraz değiştirmiş gibiydi.

"Ben bu masaları müşteriler oturmadan çoğu kez siliyorum. Tamam mı?"

Bu çocuğun yanaklarımı kızartacak kadar beni sinir etmesi hoşuma gitmemeye başlamıştı. Ben kolay sinirlenen biri değildim.

Telefonuna mesaj geldiğinde cebinden çıkardığı telefonu eline aldı. Ekrana ciddi bir ifadeyle bakıyordu. Sebepsiz merak etmiştim.

Bakışlarımı yakaladığını fark ettiğimde elim ayağıma takıldı. Sırıtıp telefonunun ekranını kapattı.

"Merak mı ettin?"

Gözlerim kocaman oldu. Büyük bir şekilde reddetmeye hazırlanmışken.. "Evet" Kelimesi ağzımdan çıkmıştı.

Dişlerimi sıktım. Bu halime sırıttı ve heyecanla ayağa kalktı.
"Yuh.. Sen harbiden yalan söyleyemiyor musun yani?"

Bu halim onu zevklendirmiş olacaktı ki ben oldukça sinirli ve rahatsızdım.
Ellerimi belime koydum. "Evet! Yalan söylememe hastalığım var!"

Second Lead Boi ¦ JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin