ÖZEL BÖLÜM

390 37 62
                                    


🤍

Gözlerimi hafif araladığımda o tam karşımda ellerini önünde birleştirmiş çaresiz bir şekilde bana bakıyordu.

Kim bilir ne kadar süredir orada oturuyor ve beni izliyordu..
Hiç değişmemişti.

Fazlasıyla zaman geçmişti ama yeniden onu karşımda görmek sanki daha dün liseye gidiyorduk, daha dün çocukluk arkadaşıydık....

Gözlerimi açtığımı fark ettiği an yerinde hareketlendi. Doktoru çağırmak için ayaklandığı an elimi uzatıp kolunu tutmaya çalıştım. Ceketinin yakasını sıkıca tuttum.
Duraksadı ve bana baktı.

Hiçbir şey söylemesem de beni anlayacağını biliyordum. Eskisi gibi, sadece gözlerime bakarak beni anlayabiliyordu. Oturdu sessizce. Elimi çektim ve zor bir şekilde yutkundum. Her yerim ağrıyordu.
Kalbim çok hızlı çarpıyordu fakat bunun sebebi ağrıdan değildi.

Gözlerini ağır ağır kırpıştırdı, bana öyle bir bakıyordu ki şu an ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Yazık etmiştik. Onca zamanı... Onca anıyı... Sırf yanlış bir karar sırf bir gurur meselesinden dolayı...

Yazık etmiştik.

"Özür dilerim."

Neden?

Ağlamayacaktım fakat tek bir kelimesi iliklerime kadar geriyordu beni. Ona bakmakta bile zorlanmaya başlamıştım artık. Gözlerim yavaştan dolmaya başladığı an zaten çok geçti.

O da yutkunduğunda anlamıştım ki konuşmak onun için de zordu. Bu hale gelecek kadar ne yaşamıştık sanki? Hiçbir şey olmamıştı ki aramızda. Hem de hiçbir şey. Sadece ufak bir hata bunca zamanın geçmesine sebep olmuştu...

"Sana arkamı dönüp gitmemeliydim."
Gözlerini kaçırmadan konuştu. "Ne şimdi ne de öncesinde."

Şu an onun da bir şeyleri fark ettiğini anlamıştım. Sanki benimle aynı düşünüyordu.

Ne gerek vardı böyle olmaya?

Derin bir nefes aldı ve elini yavaşca kaldırıp alnıma koyduğunda irkildim. Hafifçe dokunduktan sonra saçımı okşamaya başlamıştı.

"Hepsi benim hatam.. Solhi senden çok özür dilerim."

Hayır. Değildi. Benim hatamdı. Şu an kendimi iğrenç birisi gibi hissediyordum. Sırf bu yatağa düştüm diye kendini suçluyordu. Onun hiçbir suçu yoktu. Ben yapmıştım bunu bize.
Anlık öfkeyle, anlık bir kararla ben mahvetmiştim bizi, olasılıkları...

Gözümden düşen yaşlara engel olamadığımı fark ettiği an elini tereddütle saçımdan geri çekti. O elini yavaşca çekerken parmağındaki parlayan alyansla göz göze gelmiştik.
O an tekrar vurmuştu gerçekler...

Hayır tek suçlu ben değildim. Ben hata yapmış olsam da en azından ben onu sevmiştim. Fakat o yine diğer kadına gitmişti. Onunla evlenmişti.

Vücuduma geri yüklenen kin zaten hiçbir zaman gitmemişti. Her zaman kendimi suçlasam da bir tarafım hep onu da suçluyordu.

Kaşlarımı çattım ve kalkmak için hareketlendim. Yatakta doğrulmaya çalışırken her yerim ağrıdığı için biraz zorlanmıştım. Kolumdaki serumu tutup çekmeye çalıştığım an Jungkook elini kolumda hissettim.

"Solhi ne yapıyorsun, canın yanacak."

Ona bakmadan sadece kolumu tutan eline odaklandım. Alyansında L harfini görmek bir yara daha açmıştı kalbimde. Bir kez daha...

Second Lead Boi ¦ JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin