18. Bölüm

158 12 19
                                    





 Bir elimle kilitli tokmağı çevirmeye çalışırken diğeriyle kapıyı yumruklarken."jimin!" diye tekrar çığlık attım ve kapı hızla ardına kadar açıldı.Onca yer dururken onun odasına koşmamın nedenini bilmiyordum fakat jimin'in yargılayıcı tavırlarım, beni altına almaya kararlı sarhoş  bir çocuğa tercih ederdim.

"jen?" dedi jimin şaşkın bir tavırla. Eliyle gözlerini ovaladı.Üzerinde sadece siyah boxeri vardı ve saçları darmadağınıktı.Tuhaf bir şekilde, bana bir kez olsun, "jinnie" yerine "jen" diye seslenmesinden çok ne kadar yakışıklı olduğunu düşündüm."jimin, içeri girebilir miyim lütfen? Şu çocuk..."dedim ve ar­kama baktım. jimin yanımdan geçerek koridora bakındı. Peşimden gelen sarhoş çocuk onunla göz göze gelince korkutucu olmaktan çıkıp korkan haline geldi. Bana bir kez daha baktıktan sonra arkasını döndüve koridordan yürüyerek uzaklaştı.

"Onu tanıyor musun?" Sesim titriyor ve zayıf çıkıyordu."Evet, içeri gir," dedi ve beni kolumdan tutarak odaya çekti. Ya­tağına doğru yürürken dövmelerle süslü derisinin altında kaslarının nasıl hareket ettiğini fark etmekten kendimi alamadım. Sırtında hiç dövme yoktu ve göğsü, kolları ve karnı tamamen dövmelerle kaplıolduğu için bu tuhaftı. Yine gözlerini ovaladı.

 "İyi misin?" Uykudan uyandığı için sesi her zamankinden daha boğuktu.                                             "Evet... evet. Buraya gelip seni uyandırdığım için özür dilerim. Ben sadece..."

"Bunun için endişelenme." jimin dağınık saçlarını eliyle sı­vazlayarak iç çekti.                                        "Sana dokundu mu?" diye sordu, son derece ciddi  bir sesle."Hayır, denedi ama... Kendimi sarhoş bir yabancıyla aynı odayakilitleyecek kadar aptalca davrandığım için sanırım aslında hatalı olanbenim." O serserinin bana dokunduğunu düşününce içimden ağlamakgeldi.

"Bunu yapması senin hatan değil. Bu tür... durumlara... alışkın değilsin." Sesi nazikti ve her zamanki tavrından eser yoktu. Odayı geçerek onun yatağına doğru yürüdüm ve oturmak için sessizce izin istedim. Eliyle yatağa hafifçe vurdu ve ellerimi kucağıma koyarakoturdum.

"Alışmak gibi bir planım da yok Buraya ya da herhangi bir partiyegerçekten son kez geliyorum. Neden denediğimi bile bilmiyorum. Veşu çocuk... o kadar...""Ağlama, jen" diye fısıldadı jimin.İşin komik tarafı, ağladığımı fark etmemiştim. jimin elini kal­dırdı ve neredeyse geri çekilecektim ama bunu yapamadan başparmağı yanağımdaki gözyaşını yakaladı. Nazik dokunuşu karşısında dudakla­rım şaşkınlıkla aralandı. Bu çocuk kim ve kaba saba, sinsi jimin nereye gitmişti ...

AFTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin