Nasıl Derler Bilirsin - Sevilmemişim
~~~~~~~~~~~
İnsan hayatı ne garip değil mi? Öyle anlar oluyor ki mutluluktan göklere çıkıyorsunuz. Ve yine öyle anlar oluyor ki o gökten yere çakılıyorsunuz.
Şu anki durumum tam olarak bu.
Birkaç dakika önce şaşkınlıkta dilim lal olurken; şimdi sinirden gözüm seyiriyordu. Kutudaki not ve resim sehpanın üzerinden bana göz kırparken sinirle elimi saçımdan geçirdim.
"Her kimsin bilmiyorum ama seni öldürmezsem Güneş değilim!" Sinirle söylediğim söz beni daha da sinirlendirirken salonda volta atmaya başladım.
Gece'nin kaçırılması imkansızdı. O çok dikkatli birisiydi ve kaçırılacağı zaman bana bir şekilde haber verirdi. Bu sefer haberimin olmadığı bu durumun üzerine gelen bu not ve fotoğraf beni delirtmeye yetiyordu. Aklım almıyordu resmen. Gece kaçırılmıştı. Gece! Benim ikizim! Benim canım! Sinirle tekme attığım kutu yere düşerken bu umrumda bile değildi.
"Sakin ol! Bunun Gece'ye bir faydası yok!" Barın'ın öfke dolu sesi kulaklarıma ulaşırken haklılığıyla yerimde durdum. Etrafta gözümü gezdirirken sonunda bulduğum telefonuma zaferle ilerledim. Koltuktaki telefonu elime alıp hızlı aramalardaki kişiye bastım. Telefon 3. çalışta açıldı.
"Gece kaçırıldı." Bodoslama söylediğim şeyle karşı tarafın duraksadığını hissettim.
"Konum at!" Güçlü sesiyle telefonu kapatıp ona konum attım. Mavi tik olan mesajla telefonu kilitleyip koltuktaki yerine tekrar atarken kendimi de ikili koltuğa bırakmıştım.
"Kimi aradın?" Berkin'in sesiyle bakışlarım ona dönerken boş bakışlar atıyordum.
"Bir dost." Kafa sallayarak başka yöne dönerken bende yerdeki kutuya baktım. Gece'nin duvara iki yandan bağlı kollarıyla olan fotoğraf beni daha da çok sinirlendirirken bakışlarımı duvara çevirdim.
• • •
Aradan geçen yarım saatin sonunda kapı zilinin çalmasıyla bakışlarım kapıya döndü. Koşarak kapıyı açan teyzenin ardından içeri girenlerle ayağa kalktım.
"Alaz?" Uzun zamandır görmediğim kişiyi gördüğümde şaşırmıştım. O ise şaşkınlığımı görmezden gelerek yanıma gelip bana sarıldı. Ellerimi beline dolarken sakin kalmaya çalışıyordum. Alaz'a ne zaman sarılsam ağlıyordum çünkü. Kısa sarılmasından sonra geri çekilerek ellerini yanaklarıma koydu.
"İyi misin?" Gözlerimin içine bakarak sorduğuyla zorlukla kafamı aşağı yukarı salladım. Bakışları etrafa kaydığında yerdeki fotoğrafları görmüş olacak ki benden çekilerek sehpanın yanına ilerledi. O fotoğrafa tekrar bakmak istemediğimden kapıda duran dört kişiye döndü. Tanımadığım kişide çok durmayan mavilerim; Ilgın ve Buray'ı es geçerek, tanıdık siyahlarla karşılaştı. Bakışımla hızla yanıma gelirken kollarımı açarak fısıldadım.
"Gece." Yanıma gelerek bana sıkıca sarıldığında aynı şekilde ona sarıldım. Gözümde zor duran yaşlarım bir bir boynuna akarken bana daha sıkı sarıldı. Sessizce gözyaşlarımı ona sarılarak akıttığımda biraz olsun rahatlamıştım. Hafifçe geri çekildiğimde hızla yanaklarımdaki yaşları sildim. Belimden itekleyerek beni ikili koltuğa oturttuktan sonra hemen yanıma oturdu.
"Nasıl oldu bu?" Sorusuyla burnumu çekerek ona döndüm.
"Bilmiyorum. Biz sabah depoya Kara'nın yanına gitmiştik onu konuşturmak için. So-"
"Kara'yı yakalamak yerine takip ettiriyordu Leyal. Bunu niye yapsın ki?" Hızla sözümü kestiğinde zorlukla yutkundum.
"Çünkü Kara, Ne-Nergis Teyze'yi öldürdü." Söylediğim şeye şaşkınlık bakan Gece'den bakışlarımı kaçırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyl-i Evren (Leyal 1) Düzenleniyor
Fiksi Remaja• • • Hayatın bize neler getireceğini kimse bilemez. Geçmiş bazen öylesine yakamıza yapışır ki ondan bir türlü geçip gidemeyiz. Geçmişin aralanan perdeleri Gece ve Güneş'in yakasına öyle bir yapışıyor ki; yakalarını çekip ondan kurtulamıyorlar. O...