Sabah olmuş, güneş çoktan doğmuştu. Güneşin ışıkları hastane kokusu sinmiş perdelerin kenarından Selin'in yüzüne vuruyordu. Yavaşça gözlerini aralayıp etrafına baktı. Muhtemelen annesi ve kardeşi dün ona haber vermeden eve gitmişti. Babasının kuralları çok katıydı. Annesine hak vermekten başka çaresi yoktu. Sağ köşedeki masanın üzerinde birkaç ilaç vardı. Hemşire Selin uyurken ilaçlarını masasına bırakmıştı. İlaçların yanında bir sürahi ve bardak duruyordu. Susuzluktan ağzı kurumuştu. Kolunu yavaşça kaldırıp sürahiye uzanmaya çalıştı fakat sadece parmakları değiyordu. Biraz daha uzanmaya çalıştıktan sonra pes etmişti. O sırada Doktor Gökhan içeri girdi. Pes etmiş Selini görmüştü ve halinden ne istediğini anlamıştı. Bir bardak su doldurup Selin'e uzattı. Selin bu teklifi geri çevirmedi ve suyu kana kana içti. Ardından doktorun uzattığı ilaçları da yavaş yavaş yuttu. Selin'e fırsat vermeden doktor direk söze girdi: "Bu gün düne göre nasılsın bakalım? Umarım gece ayağa kalkmamışsındır.." Selini dehşet bir utanç kapladı. Uykusunda geziyor ve sürekli bayılıyordu. Utanç vericiydi onun için. Normal hayatında da pek bir şey becerememesi onurunu kırıyordu. Gökhan Doktor' a ruhsuzca bakarak: "Düne göre çok daha iyiyim. Hiç bu kadar iyi olduğumu düşünmüyorum" dedi dalga geçer gibi. Doktor Gökhan pek tatmin olmamıştı bu cevaptan. Biraz bozulmuş gibiydi. Normal bir ciddiyet takınarak Selin'in suratına bakmadan konuştu: " Bu gün taburcu olabilirsin. Fakat kullanman gereken birkaç iğne ve ilaçlar var. Bu iğneler tek başına yapılabilecek türden iğneler değil. Evde seninle bu konuda ilgilenebilecek birileri var mı?" Selin daha da çok üzüldü ve doğrularak konuştu: "Hayır bu konuda yardım alabileceğim kimse yok. Yalnız yaşıyorum." Doktor bu olaya sevinmişti. Garip bir gülümseme takınmıştı. İstemsizce bir gülüştü muhtemelen. Selin Gökhan Doktor' a çok dikkatli bakıyor, her yüz ifadesinde bir anlam arıyordu. Baktıkça korkuyla karışık huzura kendini kaptırıyordu. Doktor söze girmeyince Selin konuştu: "İğne konusunu nasıl halledeceğiz?" Doktor cevap vermek için bekledi: "Her Pazartesi burada ol adımı söyle ve gerekli iğnelerinin olduğunu belirt. Ben sana iğnelerini yapacağım. Eğer bir aksilik olursa beni bu numaradan arayabilirsin" Selin Gökhan Doktor' un uzattığı kağıdı aldı ve kaybolmamasını umarak çantasına koydu. Doktor yeniden konuştu: Şimdi dinlenmeye devam et sana yardım etmesi için bir hemşire yollayacağım. Ben de gerekli evrakları bitirdiğimde taburcu olabilirsin." Selin anladım şeklinde kafasını sallamıştı. Doktor da işleri halletmek üzere kapıya yöneldi. Fakat sanki Selin'i böyle bırakmak istemiyordu. Arkasına baktı ve Selinle göz göze geldi. Sonrasında yoluna devam etti. Selin bu anı fırsat bildi ve olanları düşünmeye başladı. Dün gördüğü çocuklar. Bir rüya olduğunu düşünüyordu. Yoksa değil miydi? Sadece basit bir halüsinasyon da olabilirdi. Bir rüya da olsa gördüğü şeyleri ciddiye almalı mıydı? Derin düşüncelerle saat ilerlemişti bile. Saat bir civarına ulaşmadan doktor içeri girdi. "Çok geçmiş olsun tekrardan Selin. Eşyalarını hemşireler hazırladı. Şuraya bir imza attıktan sonra çıkabilirsin." Genç doktor elindeki kağıdı Selin'e verdiği gibi kapıdan dışarı çıkması bir oldu. Bir hışımla sanki uçarmışçasına çok hızlı bir şekilde gitti. Selin şaşırmıştı. Fakat buna anlam vermeye çalışacak zamanı yoktu. İmzayı attıktan sonra üzerini değiştirdi ve eşyalarını alıp evin yolunu tuttu. Geniş hastane kapısından geçti ve merdivenleri yavaş bir şekilde indi. Tam Selin'in yanında 2 adet ambulans durmuştu. Biri erkek diğeri kız tam iki çocuk vardı. Yanmışlardı. Suratlarına bakıp hangisinin kız hangisinin erkek olduğunu teşhis etmek çok zordu çünkü çocuklar öyle yanmıştı ki neredeyse tanınmıyordu. Ağızlarından bir ağlama sesi bile çıkmıyordu. Acılarını içlerinde yaşamaya mahkum edilmişlerdi adeta. Selin çocuklara baktığında bile canlarının ne kadar acıdığını hissedebiliyordu. Maalesef hayat bu kadar basitti. Ne zaman öleceğinin ne kadar yaşayacağının garantisi yoktu. Selin üzgün bir şekilde yürümeye devam etti. Gelen ilk otobüse bindi ve yola koyuldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kontrol Altı
ParanormalKoridorda yavaşça yürümeye başladım. İleride gördüğüm küçük kız çocuğu bana masumca bakıyordu. Muhtemelen kaybolmuştu. Yanına yaklaştıkça ona bir yakınlık hissediyordum. Sanki aramızda önceden beri var olan bir bağ varmış gibi. Ben gittikçe arka ta...