Şafak Vakti Bozkurt Bölüm 8

6.1K 300 9
                                    

Elimde telefonum bağdaç kurduğum yerde instegramda gezerken bizimkilerin hazırlanmasını bekliyordum. Tabiki duşa ilk girenlerden biri bendim. O kadar süre bekleyemezdim ıslak ıslak o yüzden tabana kuvvet koşmuştum. O sırada bana seslenen Enesle kafamı telefondan kaldırdım.

Enes: Hadi gidelim.

+ Tamam. Bizimkiler hazır mı?

Enes:Gelirler beş dakikaya.
Dedikten sonra elini uzattı. Uzattığı eli tutup kalktım.

+ Nereye gideceğiz? diye sorarken ben, yürümeye başlamıştık.

-Enes:Bilmem ki. Mustafa abinin bildiği bir yer varmış gidelim köfte ekmek yiyelim dedi.

+ Eee ben sana tantuni ısmarlayacaktım. O ne oldu?

Enes:Yarında tantuni ısmarlarsın.

+ Tamam o zaman.

Enes:Mert nasıl?

+ İyi nasıl olsun. Görevden göreve koşuyor.

Enes:Sultanım ne durumda? Kızıyor mu hala?

+ Evet. Çok ihmal ediyormuşuz onu. Öyle diyor.

Enes: Haklı Asena. En son ne zaman gittiniz yanına Allah bilir.

+ Şu görevden bir dönelim hayırlısıyla, şahadet nasip olmazsa gideriz.

Enes: Git tabi.

+ Senide soruyor, hatta tüm ekibi. Çocuk gibi azarladı beni, sizi de alıp gelecekmişim en kısa zamanda.

Enes: O zaman görev dönüşü hep beraber gidelim.

+ Gidelim ya, gidelim, özledim sultanımı.

Alp: Nereye gidiyoruz?

Beklemediğim sesle irkildim. Sonrada cevap verdim.

+ Sultanım hepimizi İzmir'e bekliyor. Ona gidelim diyorum görev dönüşü.

Alp: Gidelim tabi, bayadır ev yapımı yemek yemiyordum.

Burak: Aç it seni.

Alp: Sg abicim sanki sen yemiyorsun sultanımın yemeklerini.

İşin aslı tüm tim İzmir'e gidince kilo almadan dönmezdik. Annem yemek yapar, bizde löp löp götürdük.

Herkes gelince çağırdığımız üç taksiye bindik. Ben enes alp aynı taksideydik.

Alp: Komutanım nasıl?

+ Gayet iyi. En son gittiği görevlerin havasını atıyordu bana.

Alp: He yaw biz boş boş otururken adam dağda geziyordu.

Enes: Sanki biz istedik boş boş oturmayı.

O sırada telefonum çaldı.
Limanım⚓ arıyor.

+ Yazıyı yanlış okuyorum herhalde.

- Neden?

+ Bir ay olmadı daha önceki aramadan. Hayırdır?

- Dalga geçme Asenam, vaktim yok biliyorsun.

+ Biliyorum, biliyorum.

- İstanbul'a çekmişler sizin timi? Bir sorun mu var?

+ Sorun yok, timi geri topladılar. Görev varmış, onu bekliyoruz.

- İyi bari. Sevinmişsinizdir.

+ Sevindik tabii.

- Asena'm, dikkat et kendine. Göreve gitmeden de beni ara.

+ Ararım seni de merak etme, ilk görevim değil bu.

- Olsun, korkuyorum be kızım sana birşey olacak diye.

Yutkundum, biliyordum bu korkuyu. İnsan kendi canından değil de, değer verdiklerinden korkuyordu. Zordu asker olmak ama daha zoru asker yolu beklemekti. Yıllarca babam göreve gittiğinde annemin ne kadar korktuğunu biliyordum. O yüzden hiç istememişti bizim asker olmamızı.

+ Abi, öleceksem bu vatan uğruna olsun ama dikkat edeceğim emin ol. Daha seni bırakmaya niyetim yok. O kadar kolay kurtulamazsın benden.

- Kurtulmak isteyen kim? Eee şimdi ne yapıyorsun?

+ Arabadayım, Alp ile Enes var. Timle beraber yemek yemeye gidiyoruz.

- İyi bari, telefonu hoparlöre alsana. Birde onlarla konuşayım.

+ Tamam.

dedikten sonra hoparlörü açtım.

Alp: Vayy komutanım siz bizi sorarmıydınız?

Mert: Niye sormayayım ben senin gibi hayırsız mıyım?

Alp: Ben mi hayırsızım komutanım, ben?

Mert: Evet

Güldüm.

Enes: Kardeşim, nasıl gidiyor?

Mert: Her zamanki gibi zor ama zevkli.

Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattık. Zaten geleceğimiz yerede gelmiştik. Taksinin ücretini verip indik.

Bizimkiler de aynı anda gelmişti hemen hemen. Tahta masaları birleştirdikten sonra taburelere oturduk. Genç bir çocuk da gelip siparişlerimizi aldı.

Mete: Komutanım.
demesi ile hepimiz ona döndük (timdeki rütbesi en düşük olan be yaşı en küçük olan mete)

Mete: Yarın Elif'i istemeye gideceğiz de, sizlerde gelirmisiniz?

+ Elbette

Enes: Biz gelmeyeceğiz de kim gelecek.

Mustafa Abi: Geliriz tabi koçum.

Giray: Tüm tim yanındayız.

Alp: Eee Burak, benim saati ne zaman alıyorsun?

+ Ne saati?

Burak: Biz bununla iddaya girdik. Ben dedim isteme aile arasında olur,Mete bizi çağırmaz bu dedi çağırır. Sonuç olarakda Alp kazandı.

Mustafa Abi: Biz bir aileyiz zaten.

+ Keşke daha önce söyleseydin Mete.

Mete: Neden komutanım, bir sorun mu var? Bir işiniz mi var o gün?

+ İşim yokda elbise falan getirmedim.

Alp: Vay Asena sen elbise giyermiydin?

+ Niye giymeyeyim Alp? Sonuçta bende bir kadınım.

Enes: Bos ver Asena benimde gömlek filan almam gerek yarın biz gider alırız.

+ Tamam o zaman.

Enes: Hem sen bizim tantuniyi ısmarlarsın.

Mete: Ne tantunisi komutanım?

Enes: Arkadaş atış da beni geçeceğini idda etti ve kaybetti. Yemek borcu var.

Bu bölümünde sonuna geldik. Sizi seviyorum Şafak Vakti Bozkurt ailesi ❤️

Şafak Vakti Bozkurt ~ Nemrudun Kızı ~ Bordo BerelilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin