Merhaba ben hiç ummadığım kadar çok şey yaşadım. Kırıldım, üzüldüm ve yalnız kaldım.
Güvenim sarsıldı ve en önemlisi de kaybettim
Peki şimdi ne olacak kaybeden yine ben mi olacağım?
Yoksa verdiğim bu savaştan kazanarak mı çıkacağım?
Saklanan sırlar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uyandığımda hava aydınlanmaya başlıyordu tahtalarla kapalı pencerenin açık olan kısmından güneş sızıyordu içeriye. Ben orada öylece uyumuştum ve sabah olmuştu. Kendime geldiğimde önümde kahvaltılık birkaç atıştırma vardı. Zar zor yedim önümdekileri sonra düşünmeye başladım. Buradan nasıl çıkabilirdim o insanlara nasıl kendimi güvendirebilirdim. Bir yolu olmalıydı ve vardı da ama ne yapabilirdim ki?
Olduğum yerden kalktığımda hiç bir yerimi bağlamamışlardı. Bana güvenmişler miydi? Kaçmayacağımı biliyorlar mıydı? Bu soruların cevapları onlardaydı. Bir anda aklıma arkadaşlarım ve abim geldi. Acaba ne olmuştu beni arıyorlar mıydı? Çok merak etmişler miydi? Abimin ne halde olduğunu tahmin edebiliyordum. Bu durum onun ilk kez başına gelmemişti. O acıyı bir kere daha yaşıyordu hem de benim yüzümden benim...
(22.12.2006,KIŞ)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(YAZARIN ANLATIMIYLA)
Karlı bir güne uyanmışlardı kış tüm benliği ile kendini göstermeye başlamıştı. Hava aşırı şekilde soğuktu sokakta oyun oynayan çocuklar artık evdelerdi. Her ne kadar bu durumdan hoşnut olmasalar da mecburlardı.
Selim uyandığında saat daha 9 idi. Karlı havalara bayılırdı ama çok şiddetli kar fırtınası olduğu için çıkamıyordu. Bugün onun için en mutlu gündü bugün babasının doğum günüydü. Kendini bildiğinden beri babasının doğum gününde annesi ile birlikte pasta yaparlardı. Hızlıca odasından çıkıp mutfağa doğru adım attı. Annesine neşeli bir sesle günaydın dedi. Sonra hızlı hızlı konuşmaya başladı. Annesi kahkahalarla ona bakarken bir anda, "Oğlum sessiz ol kardeşin uyuyor uyanırsa sana baktırırım" dedi. Selim yüzünü düşürerek, "Tamam anne ya ben sadece eğlenmek istemiştim" dedi. Mutfağa bir anda küçük adımlarıyla Tanya girdi. Yürüyüşü aynı penguenleri andırıyordu. Selim kardeşinin yanına giderek, "Sen ne zaman uyandın ufaklık?" dedi. Tanya daha 3 yaşında olmasına rağmen abisinin öyle demesini hiç sevmezdi. Hemen mızmızlanmaya başlardı.
Nermin Hanım kahvaltı hazırlamaya başlarken Tanya ve Selim içerde oyun oynuyorlardı sesleri o kadar neşeliydi ki duymanız lazım... Osman Bey merdivenlerden yavaş yavaş indi. Önce Tanya'yı kucağına aldı kokusunu içine çekti sonra Selim'e sıkı sıkı sarıldı. Kahvaltı masasına hep beraber geçtiler. Masada konuştukları konu tabi ki de ev konusu idi buradan taşınmaları gerekti. Ama Selim bunu hiç istemiyordu şiddetle karşı çıkıyordu ve bu da durumu zorlaştırıyordu. Osman Bey onu ne yapıp edip ikna edecekti. Kiracıları ısrarla evi boşaltmalarını istiyordu. Güya Almanya'dan oğlu gelecekti. Osman Beyler oraya yeni ayak uydurmaya başlarken çıkacak şey miydi? İşte nasipte olmayınca olmuyordu. Kahvaltı bitince Osman Bey hızlıca hazırlanmaya başladı, işe yetişmesi gerekti. Selim babasının eve gelmesini dört gözle bekleyecekti akşam için çok heyecanlı idi. Osman Bey bu dururumu anlamasına rağmen oğluna bir şey belli etmeyerek sıkıca sarılarak evden çıktı.
Ne olduysa o saatten sonra oldu zaman bir daha akmamak üzere durdu sanki...
Nermin Hanım pastayı yapmak üzereydi bile Selim bir anda içeriye girdi üzülerek, " anne beni niye çağırmadın hani birlikte yapacaktık." dedi. Nermin Hanım oğluna yaklaşarak, "bu seferlik affet beni bitmek üzere zaten unutmuşum seni çağırmayı" dedi. Pastanın kekini yapıp fırına attı. O arada Tanya uyanmıştı ağlıyordu. Nermin hanım koşarak yanına gitti o arada Selim de dışarı kar topu oynamaya gitmişti. Nermin Hanım Tanya'yı uyuturken yanında uyuya kalmıştı. Tanya uyanınca yürüyerek dışarı çıktı abisi onu görünce, "ne oldu annem nerde" dedi ve o ses duyuldu. Evlerinde patlama oldu dumanlar her yere sıçramıştı kalabalık Selim ve Tanya'yı korurken Selim bağırıyordu, "anne bizi bırakma" diye... Tanya ise hiç bir şeyden habersiz yanan eve bakıyordu.
Koşarak eve doğru gelen Osman Bey yangınlara aldırmadan içeri daldı. Herkes bağırıyordu Osman Beye ama o dinlemedi. Bir süre sonra itfaiye ekipleri gelmişti fakat o kadar şiddetliydi ki içeri kimse giremedi. ev yerle bir olmuştu. V e o evden iki cansız beden çıktı bir aile daha yıkılmıştı bir yuva daha yıkılmıştı. Selim o gün çocukluğunu kaybetti en değer verdiği insanları kaybetti. Selim o gün büyüdü ve kocaman adam oldu. Gözünün önünde ailesi ölmüştü. Her şey bitmişti.
"BİR UMUT DAHA BİTTİ. ZAMAN DURDU HER ŞEY,HERKES KAYBOLDU. O GÜZEL YILLAR KENDİNİ KARANLIĞA BIRAKTI AYNI GECE GİBİ..."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.