Bir yaz daha geride kaldı soğuk bütün benliğiyle kendini gösteriyordu. İliklerime kadar üşüyor ve hissediyordum. Evden çıkmak için hazırdım. Uzun bir tatilden sonra okula gitmek zor olacaktı. Evden çıktığımda yağmur yağmaya başlamıştı bile... Yağmur beni kendime getiriyor ve huzurlu hissettiriyordu. Sokaklarda bir telaş vardı herkes bir yere gitmek için acele ediyordu insanlar bu güzel yağmurun tadını çıkarmıyor, onun yerine yoğun stresli bir yol seçiyorlardı. Peki bu yolun sonu var mıydı? Kendime garip garip sorular sorarak o uzun yolu bitirmiştim bir anda kendimi okulun bahçesinde buldum. Aşırı dalgın olduğumu okula geldiğimde anladım. Herkesin gözünden anlaşılıyordu okulu sevmedikleri. Bizimkiler daha gelmemişti ben de kenara geçip müziğimi dinlemeye başladım hem onları bekliyor hem de sabahın tadını çıkarıyordum. Her ne kadar uykuyu sevsem de sabah erken uyanmaya bayılıyorum. Okula gerçekten erken gelmiştim dersin başlamasına daha yarım saatten fazla vardı. Güzel yağmurun altında düşüncelere dalmaya devam ettim...
O kadar dalmışım ki arkadaşlarımın geldiğini görmedim bile. Peki bu dalgınlık nereden geliyordu bir şey olmuştu ama bunu ben bile bilmiyordum. Bizimkiler bir şey olduğunu anlamışlardı fakat ne olduğunu ben bile bilmediğim için sormadılar. Bugün bir sıkıntı bir huzursuzluk vardı. Derin düşüncelerle sınıfa doğru yürüdüm. Arkadaşlarım aşırı eğleniyordu ben de onlara katılmaya çalışıyordum fakat beynim bunu engelliyordu. Derslere başlamıştık artık, ah bu dersler kolay olsada sıkıcı gelirdi bana... Okulun ilk günü de bitmişti biraz garip bir gün olmuştu ama mutluydum yani öyle hissediyordum. Arkadaşlarımın yanından ayrılarak eve doğru yavaş adımlar atmaya başladım. Aslında o adımlar eve gitmek için hep hızlı olurdu. Fakat bugün hiç canım istemiyordu. Hissetmek galiba... O an devreye girdi hissediyordum ve yaşıyordum bir şey oluyordu ama anlayamıyordum. Bir anda istemsizce durdum yakınlardan fakat anlaşılamayan bir müzik sesi geliyordu. Melodi çok tanıdık idi. Müziğin olduğu yere gitmek istesem de beynim buna izin vermiyordu fakat kalbim evet diyordu. Peki neden duygularım buna engel olmuyordu? Ya da hissettiklerimiz bizi doğru yola götürüyor muydu? En iyisi kalbimin sesini dinlememekti. Çünkü biliyordum dinleyince neler olacağını... Neden oluyordu böyle şeyler ? Benim başıma hep böyle şeyler gelmek zorunda mı? Yoksa ben mi fazla düşünüyorum? Çok soru çok soru çok soru... Bunlar hep bende kalacak peki bu soruların cevapları var mı? Ve eve gelmiştim artık, tabiki de mantığımı dinledim hep yapardım bunu... Kalbin bir kere kırılınca yüreğin acı çekince sevdiklerini kaybedince anlıyorsun mantığını dinlemen gerektiğini hissettiklerinin doğru olmadığını... Fakat hislerin bazen ön planda oluyor hem de hiç beklemediğin zamanda. Akşam yemeği için hazırlandım. Uzun bir aradan sonra abimle yemeğe gidecektik bugünün durgunluğunu atmak istiyordum üstümden. Güzel bir akşam bizi bekliyordu. Abime o kadar bağlıyım ki bu zamana kadar nerelere geldiysem başardıysam onun sayesinde. Onu kaybetmekten çok korkuyorum ya bir şey olursa ya beni bırakıp giderse bu düşünceler beni mahvediyordu. Sakin ve kalabalıktan uzak bir akşam geçirdik gerçekten kendimi huzurlu hissettim sabahtan beri üstümde olan o durgunluk gitmişti. Abim bunu başarmıştı beni kendime getirebilen tek kişiydi. Artık huzurlu bir şekilde eve gidip uyuyabilirdim.
...
Sabah bir anda kan ter içinde uyandım nefes almakta zorluk çekiyordum. Bir anda irkildim ne olmuştu öyle dün akşam eve mutlu gelmiştim yine aynı şeyi yaşıyordum. Daralıyorum, kimse beni duymuyor, görmüyor sanki kendi kendime bitiyorum ve bambaşka biri oluyorum. Saat 7'ye geliyordu daha erkendi neden böyle olmuştu kalkıp biraz kendime gelmeye çalıştım bu ikinci kez oluyordu. Abime bir şey dememiştim onu telaşlandırmak istemiyordum. Güneş yavaş yavaş kendini gösteriyordu sabahın ilk ışıkları pencerenin kenarından sızıp gözüme geliyordu. Bu saatten sonra uyku tutmazdı beni... Gördüğüm şeyi hatırlamıyorum neden böyle olduğuma anlam veremiyorum. Bir terslik vardı bunu çok iyi bir şekilde hissediyordum. Okula gitmeme 1 saatten fazla vardı. Kahvaltımı yapıp abimi uyandırdım olan biteni anlatmamıştım. Neden erken kalkdığımı sorduğunda uyku tutmadı dedim sabah uyanmayı sevdiğimi bildiği için sorgulamadı. Okul saatim gelmişti evden çıktım düne göre daha iyiydim yani böyle hissediyordum en azından... Sabahki durum hala karışıktı. Okula vardığımda Alin bir anda koşarak yanıma geldi yüzünden bir şey olduğu anlaşılıyordu fakat kötü bir haber yok gibiydi. Bana alan seçimlerinin belli olduğunu ve aynı sınıfta olduğumuzu söyledi. Bu haber beni mutlu etmişti sabah ki durumumu çok önemsemedim. Alin yanımdaydı fakat diğerleri görünürde yoktu. Alin'e sorduğumda yolda olduklarını söyledi. Bugün bizim günümüzdü her hafta salı günü toplanıp gezmeye giderdik. Bugün de galiba bunun için bu kadar huzurluydum. Okul çıkışını iple çekiyorum...
Okuldan çıktığımızda gök gürüldemeye başladı. Hava çok karanlıktı böyle havaları çok seviyorum bana huzur veriyor kendimi buluyorum böyle havalarda... Ama bugün gezecektik havanın böyle olması moralimizi bozdu biraz bizde bir yerlerde oturup sohbet etmeye karar verdik. Çok büyük bir çevrem yoktu abim ve arkadaşlarım bana yetiyordu, fazla insan sevemiyorum. Yağmur şiddetini arttırdı bir anda yağmaya başladı hızlı adımlarla bir cafeye girdik, üşümüştüm. Sıcak bir şeyler alıp yuvarlak masanın etrafında oturduk, samimi ortamı yağmurun sesini ve o toprak kokusunu aşırı özlemişim. Bu ortamı yakalamak için çok uğramıştık birbirimizi tanımamız zaman aldı ama sonucunda artık hep birlikteydik söz vermiştik kimse kimseyi bırakmayacaktı. Peki bu sözler tutulacak mıydı acaba? Böyle şeyler hep aklıma gelirdi. Ama inanırdım onların beni yarı yolda bırakmayacaklarına ya da inanmak isterdim. Akşam oluyordu yavaş yavaş, yağmur bitmiş güneş batıyordu. Bugün çok eğlenceli geçmişti, o durgunluğumdan eser kalmamıştı. Bizimkilere dönüp bugünün çok güzel olduğunu söyledim fakat Anıl sanki benimle aynı fikirde değildi yüzünden bir şey olduğu anlaşılıyordu. Bir şey saklıyor gibi telaşlı idi ona baktığımda bir anda gözlerini kaçırdı benden. Evet kesinlikle emindim artık ama söylemeyeceğini çok iyi biliyordum. Anladığımı anlamasın diye gülerek baktım. Diğerleri daha bir şey anlamamıştı fakat yakında ortaya çıkacak gibiydi.
Mutlu ve düşünceli bir şekilde arkadaşlarımın yanından ayrıldım. Merak etmiştim acaba Anıl ne saklıyordu böyle şeyleri kurcalamayı pek sevmezdim ama bu sefer durum çok farklı idi. Kendisi ile ilgili değil sanki bizden bir şey saklıyordu bu soruların sonu asla gelmeyecekti. Sokaklarda insanlar azalmaya başlamıştı artık herkes yorgun bir şekilde evlerine dönüyordu ben ise o insan seslerinin doğa ile birleşimini dinliyordum aşırı hoşuma gidiyordu. Artık hızlanmıştım hava iyice kararıyordu. Şuan evde olmam gerekirdi ama ben değildim bu durumdan da memnundum yani... Böyle havalarda evde durasım gelmiyor yapacak bir şey yok. Kendi kendime düşünürken eve yaklaşmıştım. Fakat geçen gün duyduğum o ses... Evet tekrardan duyuyordum aynı melodi, aynı uzaklık, aynı düşünce kafam karışmıştı bu sefer ne yapmalıyım? Mantığımı mı dinlemeliyim yoksa hissettiğimi mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜVEN BANA
AdventureMerhaba ben hiç ummadığım kadar çok şey yaşadım. Kırıldım, üzüldüm ve yalnız kaldım. Güvenim sarsıldı ve en önemlisi de kaybettim Peki şimdi ne olacak kaybeden yine ben mi olacağım? Yoksa verdiğim bu savaştan kazanarak mı çıkacağım? Saklanan sırlar...