4.BÖLÜM: İLK YIKILIŞ

9 2 2
                                    

Her şey anını bekler umutlarımız, hayallerimiz gibi... Ama bazen ansızın da gelir hem de öyle bir zamanda öyle bir darbeyle ya da öyle bir güzellik ile gelir ki inanamazsın... Şuan bu güzelliğin ve bu darbenin tam ortasındayım. Tam bir çıkmazdayım bulamıyorum, göremiyorum nefesim kesiliyor. O yokken hayat tatsız hiç bir şeyin anlamı yok. Ama hissediyorum o yakınlarda ve ben onu bulacağım. Kiminlesin ne yapıyorsun en ufak bir fikrim yok ama iyisin biliyorum.

(15:17)

Bir gün daha bitmek üzereydi ve ben bu odadan hala çıkamadım beni kimin kaçırdığını bulamadım. Onları çok özlüyorum keşke yanımda olsalar ama ben bile kendimin nerede olduğunu bilmediğim bir yerde iken onların yanımda olması imkansız... Buradan çıkmam gerekti neler olduğunu bulmam gerekti. Sevdiklerime zarar verebilirlerdi ama ben burada eli kolum bağlı hiç bir şey yapamıyorum. Ama çıkacağım buradan bunu kendim için değil sevdiklerim için yapacağım. Kaçmanın bir yolunu düşünürken bir anda kapı aralandı içeriye siyah ceketli 180 boylarında bir genç girdi. Bu da kimdi? Ben yaşlı birini beklerken böyle birinin gelmesi beni çok şaşırtmıştı. Bana yaklaşarak;

"Hoş geldin güzellik biraz geç oldu ama değdi "dedi. Bir anda kahkaha atmaya başladı. Ben neye uğradığımı şaşırarak sen kimsin neden beni kaçırdın ne istiyorsun benden diye bağırmaya başladım. Korku bütün vücudumu kaplamıştı. Adamlarına odadan çıkmalarını söyleyerek sandalye ile karşıma oturdu. Acımasız gözlerle bana bakıyordu sanki intikam almak istiyordu benden. Ama ben onu tanımıyordum bile... Aklımdaki soruları sorma vakti gelmişti. Ona yaklaşarak,

-Sen kimsin? dedim. Gülerek bana bakıyordu sinirlendiriyordu beni.

-Ben kimim? diyerek soruma soruyla cevap verdi ve ben böyle şeylerden nefret ederdim beni çok iyi tanıyan biri galiba...Cesaretimi toplayarak ve biraz bağırarak,

-Söylesene kim olduğunu pislik herif bu kadar mı korkuyorsun benden söyle. Bu söylediklerim onu sinirlendirmişti bir anda ayağa kalktı ve öfkeli gözlerle bana yaklaşarak,

-Evet prenses güzel denemeydi ama ben böyle şeyleri pek takmam bir dahakine güzel plan yap. dedi. Gerçekten çıldırmak üzereydim ne biçim konuşuyordu benimle. Ben de sinirlenerek ayağa kalktım artık içimde en ufak bir korku kalmamıştı. Madem bana oyun oynanıyordu. O zaman kuralına göre oynayacaktık. Sinirli bir şekilde üstüne yürüyerek,

-Kim olduğunu bilmiyorum ama senden zerre kadar korkmuyorum korkmayacağım da madem oyun oynamak istiyorsun hadi söyle planını oynayalım. Benden böyle bir şey beklemiyor gibi şaşkın gözlerle bana baktı. Ve sakin bir sesle,

-Beni şaşırtıyorsun Tanya, gerçekten hiç mi korkmuyorsun sana yapacaklarımdan hiç mi? AAAA unuttum bak, sevdiklerine bir şey yapmamdan da mı korkmuyorsun? dedi. İşte o an kan beynime sıçradı bana zarar verebilirdi ama sevdiklerime asla bunu yapamazdı asla. Sakinleşerek yerime oturdum. Bana dönerek,

-Tahmin etmiştim sevdiklerin araya girince nasıl da pes ediyorsun ama. dedi. Gerçekten fazla olmuştu ama sakinliğimi koruyarak ona sorular sormam gerekti. Öbür türlü cevap vermeye tenezzül bile etmeyecekti. Ses tonumu ayarlayarak sakin bir şekilde,

-Beni neden tutsak ettin kimden ne istiyorsun neden yapıyorsun bunu neden? gözlerime o kadar acımasız baktı ki fısıldayarak şunu dediğini duydum,

- İnan neden yaptığımı bilmek istemezsin. dedi. O an kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Ama yenilmeyecektim sorularıma devam ettim.

-Tamam söylemek istemiyorsun o zaman bana kim olduğunu söyle ki ben de burada kafayı yemeyeyim. O an bana gülerek baktı. Sinir olmuştum doğru dürüst bir soru sordum ama o bana gülüyordu. Odadan çıkmak için arkasını döndüğünde bir anda durdu ve arkası dönük bir şekilde,

GÜVEN BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin