Merhaba ben hiç ummadığım kadar çok şey yaşadım. Kırıldım, üzüldüm ve yalnız kaldım.
Güvenim sarsıldı ve en önemlisi de kaybettim
Peki şimdi ne olacak kaybeden yine ben mi olacağım?
Yoksa verdiğim bu savaştan kazanarak mı çıkacağım?
Saklanan sırlar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(ALİN'İN ANLATIMIYLA)
Tam bir hafta geçmişti onu kaybetmemizin üzerinden koskoca bir hafta...
Ben tek onu değil onunla yaşadığım tüm anılarımı kaybettim. Biz aynı yetimhanede aynı odada korktuğumuzda birbirimize sığınan iki küçük kız... Biz sözler verdiğimiz birbirimizi asla bırakmayacağımız iki küçük kız... Ben çocukluğumu ben ailemi ben kız kardeşimi kaybettim peki neden? Kim bilir nasıl? korkuyor mu? ona zarar veriyorlar mı? Ben aklımda bir sürü soru ile elim kolum bağlı burada oturuyorum hiç bir şey yapamıyorum hiç bir şey yapamıyoruz...
Kendimiz bir şeyler araştırıyoruz fakat bunu engelleyen biri veya birileri var? Peki bunu neden yapıyorlar neden canımızı daha çok yakıyorlar? Ben şuan onun odasında onun yatağında oturuyordum derin düşüncelerle onu düşünürken kapı sesi ile kafamı kaldırıp kapıya baktım gelen Batu idi. Bir haftadır burada kalıyorduk birbirimize yardımcı olmaya çalışıyorduk. Batu'ya elimle gel işareti yaptım ve içeri girdi yanıma oturdu,
-İyi misin? dedi.
-Sence iyi gözüküyor muyum? dedim ağlamaktan gözlerim kızarmıştı.
-İyi değilsin iyi değiliz ama olmak zorundayız Alin onun için güçlü olmak zorundayız, dedi.
-Haklısın ama o olmayınca kendimi eksik hissediyorum ben gözümü ilk onunla açtım, dedim.
-Tanya şuan onun hakkında bu kadar ağladığımızı görseydi bu ikimiz için de iyi olmazdı, dedi.
Uzun bir aradan sonra ilk defa gülmüştük.
-Tamam o zaman kalk her zaman hep beraber yaptığımız o keki yapalım mı? dedim.
-Yapalım hadi hem belki hisseder, dedi.
Evet hissederdi Tanya'nın hisleri her zaman güçlüydü. Bir şey oluğunda anında bilirdi onun bu yönünü hepimiz severdik. Hissetmek onun için çok önemliydi hep şu cümleyi derdi bize,
"Hissettiklerinizden asla kaçmayın sizi her zaman doğru yola götürmese de size tarif edilemez bir duygu yaşattırır yaşadığınız her ne olursa olsun..."
"Hissetmek size anlam kazandırır hayatı yanlışıyla ve doğrusuyla öğrenirsiniz çünkü hissetmek bunu gerektirir.."
(TANYA'NIN ANLATIMIYLA:)
Tamı tamına üç gün olmuştu bu evde yaşamaya başlayalı. Saatler çok güzel ilerliyor onunla ama içimde kötü bir his var ve ben ona engel olamıyorum. Burada yaşamaya alışıyorum en çokta bundan korkuyorum ALIŞMAK ne yapacağım?
Oyuna son vermek istiyorum ama söz konusu abim ve arkadaşlarım. Sonra düşünüyorum aklıma arkadaşımın ihaneti geliyor neden yaptı bana bunu hiç mi değer vermedi bana? Hep mi sahteydi? Bu sorularla hayatıma devam etmek istemiyordum ama yüzleşmem gereken kişi kişiler vardı. Oturduğum koltuktan kalkıp mutfağa Kaan'ın yanına gittim. Tezgaha yaslanmış onu izliyordum daha beni fark etmemişti. Kulağında kulaklıkla yemek yapıyordu ve aşırı ciddi idi. Kafasını benim olduğum yere çevirince şaşkınca baktı. Ben de ona sorarcasına baktım. Bir anda yüzüne gülümsemesi yayıldı ve önüne dönüp işini yapmaya devam etti. Ne olmuştu ki az önce yaptığı hareket bir anda midemde kasılma oluşturdu açlıktandır açlıktan kesinlikle... Yanına yaklaşıp kulaklığın birini çıkardım,
-Niye beni takmadın, dedim dudaklarımı büzerek sonra yaptığım hareketi anlayıp kendimi düzelttim öksürerek devam ettim,
-Yani şey hmm ben, dedim. Kızım daha iki kelimeyi bir araya getiremiyorsun iç ses dur ya ne olur ya devreye girme. Kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu utanmıştım kafamı yere eğdim halı ile bakışma zamanı... Çenemi tutarak kafamı kaldırdı,
-Utandın mı sen? dedi öyle bir anda denir mi ya? Mavilikleri yeşillerimle tekrardan buluşmuştu ve ben yine bildiğimi okudum gözlerimi bütün mutfakta gezdirdim. Ciddi bir şekilde konuşmaya devam etti,
-Tanya yüzüme bakar mısın lütfen? dedi. Yüzüne baktığımda çok ciddi bakıyordu sinirlenmiş miydi?
-Neden öyle bakıyorsun? dedim sesim titremişti.
-Nasıl bakıyormuşum bakalım? dedi hala ciddiyetini bozmamıştı. Elini çenemden uzaklaştırıp bir iki adım uzaklaştım sırtım tezgaha değdiğinde kaçacak başka bir yer olmadığını gördüm. Yaklaşarak ellerini iki yana koymuştu artık gitmeme imkan yoktu. Biraz daha yaklaştı nefeslerimiz birbirine karışıyordu,
-Neden kaçıyorsun? dedi sesinde sakinlik vardı bir o kadar da bıkkınlık. Çok tuhaf olmuştum bir anda gözlerimi başka yere çevirip,
-Kaçmıyorum ki, dedim sesim neredeyse yok denecek kadar azdı.
-Yüzüme bakar mısın lütfen? dedi sonda biraz sesini yükseltmişti. Gözlerimi ona çevirerek baktım derin bir nefes alıp
-Bakıyorum ne oldu? dedim kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu ne olacak diye düşünürken Kaan'ın söylediği şeyle bayılmam bir oldu...