5.BÖLÜM: BÜYÜK OYUN

7 2 2
                                    

Artık gücüm kalmış mıydı? Canım da çok sıkılmıştı arkadaşlarımı, abimi çok özlemiştim. Bir anda oflayarak ayağa kalktım YETER diye bağırdım beni duyacağını biliyordum ve tahmin ettiğim gibi de oldu beni duydu. NE OLDU diye karşılık verdi sesi o kadar farklı geldi ki bir an kendimi çok farklı hissettim.  Güldüğüne o kadar emindim ki benimle çok eğleniyordu anlaşılan. Ama yenilmeyecektim gülerek GERÇEKTEN AŞIRI EĞLENİYORSUN DEĞİL Mİ? dedim ve sessizce yerime oturdum. Vereceği tepkiden az da olsa korkuyordum bir anda ayağa kalkarak NE KORKUYORSUN YA O KİM, dedim. Şimdi bittin kızım ya ilk defa içimden değil dışımdan tepki vermiştim ve aşırı şekilde utanmıştım  yerime sessizce oturdum bir anda kahkaha sesi geldi. Cidden yaptığım şey akıl sır erdirilecek bir  şey değildi. Bu sefer iç sesimle savaş veriyorduk  kendimi tutmak zorundaydım. Beni izlediğine o kadar eminim ki nefesini hissediyorum. Saçmalama kızım etkilenmedin tabi ki de  iç sesim uyarı veriyordu sanki. Burada daha fazla durursam gerçekten kafayı yiyecektim kendimi tutamayarak,

-Ne zaman söyleyeceksin kim olduğunu?

-Bu kadar çok mu merak ediyorsun neden burada olduğuna bu kadar takmadın da benim kim olduğuma taktın ki sonucunda önemsiz ve kötü biriyim, dedi.

-Tamam söylemezsen söyleme be daha sormam.

-Bu kadar mı? Gerçekten sormayacak mısın? dedi şaşkın bir sesle.

-UMURUMDA DEĞİLSİN dedim bağırarak. Bir anda derin nefes aldı,

-KAAN dedi kesik bir sesle. Yok artık yüz ifadem o kadar çabuk değişti ki  kameradan görmüş olacak aniden,

-Öğrendin mutlu musun? dedi ama sesi eskisi kadar neşeli gelmiyordu aksine bir şey bunu engelliyordu.

-Hayır ama söylediğin için teşekkür ederim emin ol ki daha zor duruma düşürmem seni, dedim. 

Fakat ses gelmedi neden gitmişti ki, neden ismini söyledikten hemen sonra... Artık düşünmekten çok yoruldum, tek başına değildi zaten o yaşta da olamazdı arkasında biri vardı büyük ihtimalle... Hem de onu çok etkileyecek biri. Neden
bu kadar etkilenmiştim ki? Neyse biraz uyumam gerekecek galiba başım ağrımaya başladı o yüzden dinlenmem gerek. Tam kendimden geçiyordum ki kapının açılması ile irkildim. Gelen oydu adamlarının dışarda kalmasını söyleyerek içeri girdi. İlk bu odaya girdiğinde ki ifade yoktu, görebildiğim kadarı ile yüzünde aksine belirsizlik, acı ve pişmanlık vardı. Ayağa kalkarak ona doğru yavaş adımlarla yürüdüm fakat çok ışık olmadığı için olduğum yerde durdum. O arada belli belirsiz geri adım attığını gördüm yorgun bir sesle,

-YAKLAŞMA, dedi. İrkilerek geri çekildim ve sesim titreyerek şu soruyu sordum,

-Ne oldu? çok gerilmiştim fakat bunu belli etmemem gerek eğer oyun ise yaptıkları beni tuzağa çekebilirdi o yüzden temkinli olmalıydım. Bu sefer korkmadan bir adım attım. Bu sefer biraz bağırarak,

-Sana yaklaşma diyorum beni anlamıyor musun? dedi. 

Odanın karanlığı yüzünden yüzünü tam göremiyordum ama tahmin edebiliyordum yüz ifadesini. İlk gördüğümde gözleri o kadar derindi ki ama şuan daha farklı olduğunu hissedebiliyordum. Kızım ne diyorsun sen ya yıllardır tanıyorsun sanki, evet iç sesim yine harekete geçmişti. İç sesim bana uyarı vermekten vazgeçmemiş ben de onu dinlememekten vazgeçmemiştim. Bunları düşünürken onun bana bir iki adım yaklaştığını duydum nefesi kesik kesik geliyordu bana bir şeyler anlatmak istiyordu ama bunu yapamıyordu. Bir anda telefonunun ışığını açtığında gözlerinin şiştiğini ve kıpkırmızı olduğunu gördüm. Yoksa günlerdir uyumuyor muydu? Birisi bir şey mi yapmıştı? Hayır ya saçma saçma sorular bunlar neden kafanı bunlara yoruyorsun ki, dedi yine iç sesim.  Kendimi tutamayarak of ama yeter diye bağırdım aslında bunu kendime demiştim ama  Kaan ona dediğimi düşünerek dik dik bana baktı. Bir anda titreyen sesimle,

-Şey... Sana demedim yani işte... dedim. Hafif gülümsediğini fark ettim sonra güldüğünü gördüğüm için ciddileşerek,

-Sorun yok fakat dikkat et bu iki oldu, dedi. Gülmemek için kendimi zor tuttum nedensizce şuan nefret edemiyordum ondan. Bir anda ciddileştim ve yerime oturup ona doğru baktım,

-Neden geldin bir sorun mu var?

-Hayır öyle gelmem gerekti geldim, dedi tereddütle. Buna kendi bile inanmamıştı benden inanmamı beklemezdi ya. Ona sinirli bir şekilde bakarak ve sert ses tonumla,

-Benden buna inanmamı bekleme istersen şimdi gerçekten soruyorum neden geldin? dedim. O anda gözümden bir damla yaş aktığını hissettim. Bana biraz daha yaklaşarak üzgün bir ses tonu ile,

-Ne oldu? Aileni mi özledin yoksa arkadaşlarını mı? dedi ve bir anda geri çekildi. Yemin ederim beni kaçırmasaydı ona sarılıp şuan hüngür hüngür ağlardım fakat bunu yapamam yapmamam gerek.  Sesim titreyerek cevap verdim,

-E-EVET dedim ve bir anda kendimi tutamayarak ağlamaya başladım o kadar canım yanıyordu ki kelimelerle ifade edilemezdi. Sesi titreyerek,

-AĞLAMA dedi öyle bir demişti sanki bu yaşanılanlardan çok pişmanmış gibi ama ben ona asla inanamazdım. Buraya neden geldiğimi daha bilmesem de onun benim buraya geldiğimde bana nasıl davrandığını unutamazdım. Ona dönerek,

-Neden bunu yapıyorsun? Görmüyor musun halimi neden ya neden? dedim  bir anda kendimi tutamayıp ona bağırmıştım. Aslında bunu istememiştim fakat artık çok dolmuştum. Benden bir iki adım uzaklaştı odadan çıkmak için. Sonra bir anda durdu arkasını dönük,
- Çok özür dilerim çok, dedi ve odadan hızlıca çıktı. Neye uğradığımı bilemeyerek arkasından bakakaldım. 

(SELİM'İN ANLATIMIYLA)

Çocuklardan ayrıldığımda içimde tedirginlik vardı nereye gideceğimi düşünmemiştim. Sadece uzaklaşmak istemiştim. Şuan kesinlikle beni arıyorlardı ama ben tabi ki de telefonumu kapatmıştım.  Bu oyun hepimizi mahvetmişti fakat yapacak başka bir seçeneğim yoktu. Ama onun güvende olduğuna emindim çünkü karşılıksız hiç bir şey olmaz değil mi? Hızlı adımlarla ilerlerken bir anda bir ses duydum ve hızlıca arkama döndüm gördüğüm kişi... 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
GÜVEN BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin