💜
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğit
Akın: Yiğidim
Akın: Aslanım
Akın: Koçum
Akın: Ya bir baksana şuraya
Akın: Eooo
Akın: Başkan bir bakıver ya
Yiğit: Noluyo bebe
Yiğit: Niye sikiyorsun bildirimlerimi
Akın: Neredesin?
Yiğit: Dışarıdayım
Yiğit: Birşey mi oldu?
Akın: Ben de dışarıdayım
Akın: Hatta seni görüyorum.
(Görüldü)Akın: Bakma öyle etrafına beni bulamazsın gibi triplere girmeyeceğim
Akın: Çünkü görebilirsin
Akın: Hatta...
Akın: Gördün bile
Çatık kaşları ve ağzındaki bitmeye yakın sigarası ile acayip havalı duran Yiğit oturduğu yerden kalkıp arkasındaki tozları silkeledi ve yanıma doğru yürüdü.
Gerildiğimi hissediyordum. Yanıma ulaştığında ilk önce sigarasını atıp dumanını yan tarafa doğru iyice üfleyip bana baktı sonrasında beyaz dişlerini göstererek gülümsedi. Bekir abiye benziyordu biraz. Aynı onun gibi kalıplıydı.
İkimizde ayakta mal gibi beklerken ilk hamleyi o yapıp kaslı kollarını bana sardı ve sarıldı.
Kollarını gevşetirken " Telefonda göründüğünden daha da küçükmüşsün bebe'' diye fısıldadığında sırıtan yüzüne bakıp kaşlarımı çattım ve biraz önce oturduğum sandaleye çöktüm.O da kaşıma oturmuştu.
"Bana bebe demesene ya..! Alt tarafı 6 yaş var aramızda" Sanki altı yaş çok azmış gibi konuştuğumda ufak bir kahkaha attı.
Sonrasında biraz ciddileşti "Onu bunu boşver de.. Sen madem beni görüyordun mesaj atmak yerine yanıma gelseydin ya" dediğinde yutkundum. Ne diyecektim? Aslında yanına gitmeyi düşünmüştüm ama birazcık utanmıştım sanki. Çok azıcık.
" Heyecan katmak istedim" Omuzlarımı silktiğimde tekrar güldü.
"Buna cevap vereceğim ama önce.." Parmağını bana doğru tuttu. "Ne içiyorsun? Çay, kahve, oralet, süt, şerbet, ayran, meyve suyu..."
"Çay alayım.." dedim masanın üstündeki parmaklarımla oynarken. Kafa salladı ve arada gezinen garsona istinaden pekte yüksek olmayan bir sesle bağırdı;
"Arif bize iki çay gönder koçum"
İsminin Arif olduğunu öğrendiğim genç içeriye doğru " İbnenin masaya iki çay!" diye bağırdığında gözlerimi büyüttüm.
Bunu görmüş olacak ki kıkırdadı. "Katabildin mi bari heyecan" dediğinde gözlerimi dişlerinden ayırıp yüzüne baktım. Çok güzel dişleri vardı. Bembeyazdı ve parıl parıl parlıyordu.
"Bilmem..Katabildim mi?" Gülerek kafasını salladı.
"O kadar kattın ki heyecandan altıma kaçırdım"
Onunla birlike gülerken masaya konan iki bardakla kafamı kaldırdım Arif denen çocuk bardakları bırakıp gitmeden önce "Buyur ibnem afiyet olsun" demişti.
Yiğit ise bundan keyif aldığını belli edercesine " İbne sana kurban olsun götünü yediğim" diye seslendi.
Sonrasında tekrar bana döndü. Küp şekerlerin ambalajını yırtıp çayımın içine atarken ben de ona baktım.
Yine sırıtıyordu. Hiç ciddi kalamaz mıydı bu çocuk..?Düşüncelerimi dile dökerek konuştum;
"Sen her zaman böyle sırıtır mısın?"
İki şeker attığı ince belli çay bardağını sıkı sıkı kavrayıp dudaklarına götürürken bana baktı. Bir yudum içip bardağı tablasına baktı. Sırıtışı biraz...Tehlikeli bir hale mi bürünmüştü? Yoksa gözlerim bana oyun mu oynuyordu.
" Her zaman.." dedi, tehlikeli sırıtışını silmeden. "Her zaman sırıtırım."
--------------------------
Kısa yazacaktım ama kendimi durduramadım.
Çokta uzun olmadı aslında ama texting olduğu için çok uzatmak istemiyorum.
Sürekli yazasım geliyor. Ne yapsam bilemiyorum.
Sizi seviyorum muah😘
-Şeyma
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadi Yine İyisin - Gay (Texting-Düzyazı)
Short StoryAkın: Hadi yine iyisin koçum Akın:Dünyanın en mükemmel insanından özel mesaj alıyosun. 0535...: Kimsin? 0535...:Numaramı nereden buldun? Akın: Kaderin cilvesi diyelim. ...