Dilaver hızla masadan kalkıp Yasemin'i düşünceleri ile baş başa bıraktı. Doğrusu Dilaver'e fazla yüklenmiş ona karşı önyargılı davranmıştı. Belki de kendini ona aşık olmaktan korumak için doğal bir savunma mekanizması kurmuştu.
Neden böyle davrandığının açıklamasını yapamıyordu ama hayatında ilk defa aşık olabileceği birini sonsuza kadar kaybettiğini düşünüyordu. Dilaver çıktıktan beş dakika sonra Yasemin de pastaneden çıktı ve yürümeye başladı, kafasında Dilaver'le arasında neden bir aşk olamayacağını mantıksal bir çerçeveye oturtmaya çalışıyordu. Bu sırada arkasından gelen bir sesle irkildi.
-Yasemin? Kız nerelerdesin sen vefasız?
-Ay Feride canım benim ya, vallahi okul o kadar çok zamanımı alıyor ki, ama inan aklımdasın.
Feride Yasemin'in lisedeki en yakın arkadaşıydı, yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi, okuldan sonrada birbirlerinden kopmayacaklarına dair sözleşmişlerdi, ama çoğu insanın başına gelen onlarında başına gelmişti ve farklı okullarda okuyup yeni arkadaş çevreleri edinmelerinin etkisiyle birbirlerinden uzaklaşmışlardı.
-Gel şurada biraz oturalım vaktin var mı?
-İyi olur benim de konuşacak birine ihtiyacım vardı, eskiden olduğu gibi en ihtiyacım olduğu anda hızır gibi yetiştin.
Uzun süredir görüşmemiş olmalarına rağmen, sanki daha dün ayrılmışlar gibi içten ve sıcak bir sohbeti paylaşabiliyorlardı.
-Ne oldu, neyin var?
-Önce bir oturalım anlatacağım.
Küçük bir kafeye girip rahat rahat konuşabilecekleri arkalarda bir yere oturdular ve konuşmaları başladı.
-Hadi bakalım Yasemin seni dinliyorum?
-Şey nasıl söylesem ben birinden hoşlanıyorum galiba...
-Eee bunda üzülecek ne var ne kadar güzel işte.
-Ama bu olmayacak bir ilişki, birbirimizden çok farklıyız.
-Türk filmi mi bu kızım sen zengin kız o fakir genç mi yoksa?
-Yok o da zengin ama durum biraz karışık.
-Valla ben onu bunu bilmem, eğer birbirinizi seviyorsanız o farklılıkların ortadan kalkıp, birbirlerini tamamlayacak özellikler olacağından eminim.
-Ama bunlar çok keskin farklılıklar anlıyor musun?
-Anlamıyorum, sen bir anlat bakalım, nasıl tanıştınız, kim bu adam?
Yasemin yaşadıklarını en ince ayrıntısına kadar anlattı, Feride Yasemin'in anlattıklarını bir solukta okunan romanlar gibi merakla ve heyecanla dinlemişti. Yasemin'in anlatacakları bittiğinde Feride Yasemin'in gözlerine biraz daha anlat dercesine baktı.
-Ne bakıyorsun Feride her şeyi anlattım işte.
-Yasemin kusura bakma ama bence sen durumu biraz abartmışsın.
-Abartmış mıyım?
-Abartmışsın tabi nerden çıkardın bi kere adamın karanlık işlerle uğraştığını?
-Nerden mi çıkardım, sence hangi normal iş adamı Taksim'in ortasında kurşunlanır?
-Bence çoğunun başına böyle bir şey gelebilir, ayrıca bu olay Dilaver'in değil Dilaver'in iş yaptığı kişilerin karanlık kişiler olduğunu göstermez mi?
-Peki adamların başına kötü bir şeyler geleceğini ima eden cümlesine ne diyorsun?
-Bunu o durumdaki herkes can acısıyla söyleyebilirdi, bence bu çok insancıl birşey.
-Buna da kabul ama adamlarının hiçte sıradan çalışanlara benzemediğinden eminim.
-Bence sen Dilaver'e çok önyargılı yaklaşmışsın onu dinleme zahmetine bile girmemişsin.
-Aman boş ver be Feride zaten ortada hiçbir şey yoktu ki, olmayan ve olmayacak bir şey hakkında bu kadar çok konuşmak gereksiz, hadi sen biraz kendinden bahset neler yapıyorsun nasıl gidiyor hayat?
-Hep aynı şeyler, beni de okul çok yoruyor, okul dışında da arada bir sinemaya gidiyorum, arkadaşlarla dolaşıyorum bildiğin şeyler işte.
-Senin hayatında özel birisi var mı peki?
-Üç dört ay öncesine kadar hoşlandığım biri vardı ama birbirimizi biraz yakından tanıyınca bu işin olmayacağını anladık ve bitirdik.
-Bana abartıyorsun diyene de bak sen kim bilir ne kadar ufak tefek şeyleri sorun edip o çocuktan ayrıldın.
-Ben ayrıldığım andan itibaren ne o çocuğu ne de bu konuyu düşünüp kendime dert ettim ama sen daha başlamamış bir şey için bu kadar kafa patlatıp üzülüyorsan senin verdiğin kararlarda benden çok daha dikkatli davranman gerekir.
-Ben senle konuşup içimi boşaltınca rahatlarım sanıyordum ama sen beni iyice bunalıma soktun Feride.
-Ben sadece gerçekleri söyledim Yasemin, ayrıca korkma hiç yaşanmamış bir ilişki için daha ne kadar üzülebilirsin ki, benim sana bunları söyleme sebebim bir daha böyle bir durumla karşılaşırsan daha dikkatli davranmanı istemem.
-Tamam artık bu konuyu kapatalım, ee anlat bakalım liseden kimseyi görüyor musun?
-İyi ki sordun Yasemin bak sana neler anlatacağım?
İkisi kalan zamanlarını eski okul arkadaşlarından ve okul anılarından bahsederek keyif içinde geçirdiler bu keyifli sohbet Yasemin'in kafasının dağılmasına yardımcı olmuştu.
-Allah iyiliğini versin Feride yine çok güldürdün beni, bak saat kaç olmuş hadi ben artık kaçıyorum.
-Tamam canım bende kalkıyorum zaten bak ama arayı soğutma böyle arada bir buluşalım olmaz mı?
-Doğru söylüyorsun bizimki gibi dostluklar kolay kurulmuyor, böyle zor kurulan şeyler kolay yıkılmaz ama arada sırada buluşup bakımını yapmazsak da eskisi gibi olmaz.
-Çok güzel söyledin tatlım hadi en kısa zamanda görüşmek üzere...
-Görüşürüz Feride sağ ol canım iyi ki sana rastladım.
İkisi de suratlarında oluşan tanıdık bir gülümsemeyle birbirlerine el sallayarak yollarına devam etti. Yasemin gördüğü ilk taksiye bindi ve şoföre Emirgan'a gideceklerini söyledi. Kararmaya başlayan havada boğaz daha güzel gözüküyordu.
Karşı yakadaki evlerin ışıkları yanmaya başlamıştı, Yasemin birden taksiciye durur musunuz dedi ve evine daha oldukça uzun bir yol olmasına rağmen taksiden inip yürümeye başladı, boğazın dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri olmayan havasını her içine çekişinde rahatlıyordu. Dünyadan kendini soyutlamış bir şekilde yürümeye devam ederken birinin kolunu kavramasıyla irkilerek kendine geldi.