Durduramıyorum artık kalbimi,
İçi senin aşkınla dolup taştı çünkü.
O günden beri seviyordum seni,
Ama saklamak zorundaydım.
Daha fazla tutamıyorum kalbimi.
Söyleyeceğim sana,seni ne kadar çok sevdiğimi.
Korksam da canımın yanmasından,saklamayacağım artık...☆☆☆☆☆☆☆
Bazı olaylar vardır ki artık onlara karşı bağışıklık kazanmışsınızdır. O yüzden sizi şaşırtmazlar.
Madam Pomfrey artık şaşırmıyordu Harry Potter ve arkadaşlarını revirde gördüğünde,bu üç genç bir şekilde belaya bulaşmadan duramıyordu. En azından bu yılın daha az olaylı geçmesini umuyordu yaşlı kadın ama ne yazık ki işler her zaman istediğimiz gibi gitmezdi.Harry ve Ron,yan yana iki yatakta uzanıyorlardı.Hermione ise iki yatağın arasında ki boşlukta bir sandalyede oturuyordu. Genç kızın kahverengi gözlerinde endişe kol geziyordu.Her iki gençte onun rahatlaması adına iyi olduklarını söylemişlerse de,genç kız pek de ikna olmamıştı. Arkadaşlarının suratında ki morluklar aksini düşünmesinde epey yardımcı oluyordu.
Madam Pomfrey genç kızın endişeli haline ve yaralarına rağmen kızı neşelendirmeye çalışan gençlere bakarken,zihnine geçmişin anıları doluşmuştu. Kendilerine çapulcular diyen dört gencide revirde çok fazla ağırlamıştı. Remus Lupin "küçük tüylü sorunu" yüzünden her dolunay sonrasını revirde geçirmek zorunda kalırdı. Arkadaşları ise yaşlı kadının onları kovmasına rağmen,bir yolunu bulup geceyi Lupin'in yanında geçirirlerdi. Onların dostluklarına hep hayran kalmıştı yaşlı kadın,şimdi karşısında duran üç gencin dostluğuna da aynı derecede hayranlık duyuyordu.
Hazırladığı iksirleri yatakların yanında ki komodinlerin üstüne bıraktı. "Bunları iki saat sonra içeceksiniz." Sesini olabildiğince otoriter tutmaya çalışsada gözleri merhametini ele veriyordu.
"Merak etmeyin efendim,ben zamanında içeriklerinden emin olacağım."
"Hayır genç bayan,sen yatakhanene dönüyorsun." Genç kızın yüzünde ki cılız gülümsenin sönmesi, yaşlı kadının hafifçe gülümsemesine yol açtı. Hermione ne kadar kavgadan fiziksel olarak zarar görmemiş olsada,ruhsal olarak yorgundu ve dinlenmesi gerekiyordu."Arkadaşların ile ben ilgileneceğim."
Hermione gittikten bir süre sonra, Madam Pomfrey iki saat sonra geleceğini söyleyerek revirden çıkmıştı. Şimdi yanlız kalmış olan Ron ve Harry birbirlerinin suratına bakıp sırıtıyorlardı.
"Yanlız çok iyi dayak yedik dostum,"derken Ron'un sırıtışı genişlemişti.
"Onlarında bizden pek farkı kalmadı."Harry'de aynı sırıtışla karşılık vermişti turuncu saçlı gence.
Ron,ağrıyan kemiklerine rağmen şen bir kahkaha attığında,Harry'de kendini tutamamıştı. Onların dostluğu böyleydi işte.
Birlikte güler,birlikte ağlar ve gerekirse birlikte dayak yerlerdi. Peki, sonuncusu çok da tercih ettikleri bir durum değildi. Lakin onlar altın üçlüydü,bela onları bulmayacaktı da kimi bulacaktı.☆☆☆☆☆☆☆☆
Draco Malfoy,Blaise ile paylaştığı odada deyim yerinde ise dört dönüyordu. Harry'nin suratının hali gözünün önüne geldikçe kanın damarlarında kaynadığını hissediyordu. Bir ara gidip o aptalları lanetlemeyi ciddi ciddi düşünmüşsede,kendini sakinleştirmesi gerektiğine karar vermişti.