3. Bölüm: Mavi Fısıltı

258 116 12
                                    

Arkadaşlar bu bölümden sonra hikayeye güzel bir giriş yapacağız olaylar gerçekleşmeye sırlar ortaya çıkmaya başlayacak takipte kalmayı unutmayın.

Önünde iki çizim vardı, biri on iki yıl öncesine aitti diğeriniyse her nekadar hatırlamıyor olsa da o çizmişti. İkisinin ortak yani aynı tilkinin olmasıydı ;sarkık kulaklar, kızıl bir kürk, parlak mavi gözler ve nemli bir burun.

Sayfalar arasındaki benzerliğe bakılırsa kutudaki diğer tüm çizimleri de Ediz çizmiş olmalıydı. Kutuyu alıp içinde ne varsa yatağa boşalttı. Tüm çizimleri tarih sırasına göre eskiden yeniye doğru sıraladı, şimdi bunları yakından inceleyebilecekti.

Birbirinden farklı insanlar ve hayvanlar. Her insanın yanında yer alan bir hayvan vardı. Biri dışında; kızıl tilki.

Kutuya bakınca en dipte küçük bir kağıt parçası gözüne ilişti. Üstünde bir adres yazılıydı. Belki bu adresi bulursa bir şeyler öğrenirim umuduyla internetten araştırdı. Adres yaşadığı yerden çok uzaktaydı. Orayı bulmak isterse eğer iki gün boyunca yol alması gerekecekti. Bunu ailesine söylerse asla ona izin vermezlerdi ama haber vermese de çok endişelenir hatta polise haber verebilirlerdi.

Bir şeyler öğrenmek istiyorsa bunu kimse durduramazdı. Sırt çantasını hazırladı; bir kaç parça elbise, fener, su, biriktirdiği tüm para, kibrit, bir şehir haritası ve işine yarayacağını düşündüğü eşyalar almıştı. Artık sadece geceyi beklemesi ve o yeri bulup aklındaki sorulara bir cevap alması kalıyordu.

Gece saat on gibi yatağından kalktı. Dolaba sakladığı çantasını alıp yavaşça hiç ses çıkarmadan annesi ve babasının odasına gitti. Masanın üstünden bir kağıt ve kalem alıp yazmaya başladı,

Anne Baba
Benden bir şeyler sakladığınızı biliyorum, aklımdaki sorulara bir cevap bulabilmek için evden bir süreliğine ayrılacağım. Benim için endişelenmeyin en kısa sürede eve geleceğim.

Sizi seviyorum

Ediz

Mektubu görebilecekleri bir yere koyup evden çıktı. Hava serindi, yıldızlar ve ay gökyüzünü süslüyordu. Dışarda birkaç insan ve sokak hayranları dışında kimse yoktu.

Sokak boyunca yürüyüp olabildiğince insanlara görünmemeye çalışıyordu. Sokak lambalarının ışığı altında yol alırken ayak sesleri işitti, arkasından bir grup çocuk onu takip ediyordu. Telaşlanmıştı. Köşeden sağa döndü. Arkasına baktığında onları gördü. Belli ki niyetleri iyi değildi. Yavaşça hızlanıp onları atlatmayı planlamıştı, onların da hızlanmaya başladıklarını fark ettiğinde daha da hızlandı. Onlardan kaçayım derken yolunu kaybetmişti, nereye gideceğini bilmezken bir ses işitti.

"Onları atlatmak istiyorsan beni dinlemelisin."

Bu kız sesi her ne kadar yakından geliyorsa da etrafta hiç kimse yoktu.

"Sen de kimsin?" dedi.

"Şimdi hiç sırası değil, ilk sağdaki yola gir!"

Bir grup kötü niyetli insandan kurtulmak adına o sesi dinledi ve ilk sağdan girdi.

"Şimdi sola dön!"
"Sağa sap!"
"Dümdüz ilerle!"

Onun tüm talimatlarına uyup sonunda kötü insanlardan kaçmayı başarmıştı. Şimdiyse başka bir sorunla karşılaşmıştı. Kaybolmuş, ormanlık bir alana gelmişti.

Gecenin karanlığında ürkünç bir yere dönüşmüştü. Esen serin hava yüzünden tüyleri diken diken olmuştu. İlerde karanlıkta bir gölge belirdi. Ağaçların arasından ayrıldığında onun bir kız olduğunu fark etti. Ay ışığı yüz hatlarını aydınlatıyor ona gizemli bir hava katıyordu.

"Sen de kimsin?" dedi .

"Birinin yardımına böyle mi karşılık verirsin?"

"O-o... sen miydin?" kafası karışmış biraz da korkmuştu.

"Evet, bendim ve arkadaşlarım bana mavi fısıltı der."

Ölüm ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin