Ali Gatie- It's you.•••
5 yıl önce.
Ellerim kum torbasının sert yüzeyiyle ardı ardına buluşurken, eklemlerimin üzerinde ki yanma hissini yoğun acıdan dolayı hissedemiyordum bile. Her zaman lanet ettiğim hassas tenim bir kez daha beni şaşırtmamış, attığım 5. yumruktan sonra kızarıp kanamaya başlamıştı. Tanrı aşkına, benim işim adam öldürmekti ama bebek hassaslığında ki cildim işimi zorlaştırıyordu.
Attığım son birkaç yumruğun ardından isyan eden akciğerlerimle birlikte kum torbasına işkence etmeyi bıraktım ve antrenman salonunda ki mini buz dolabına ilerledim. Bir damla su için çırpınınan bedenimi yere attım ve dolaptan aldığım soğuk suyu bir dikişte bitirdim, alnımda biriken terleri silerken midemde beliren yanma hissiyle sabahtan beri hiç bir şey yemediğimi hatırladım, açlıktan kusmama ramak kalmıştı. Son zamanlarda peşimi bırakmayan iştahsızlığım ağzıma tek bir lokma bile almama izin vermiyordu, yine oldukça kilo vermiştim ve yürüyen bir kemik torbası olmadan önce yemek yemem gerekiyordu.
"Mazoşist olduğunu düşünmeye başlayacağım." Gelen sesle beraber kaşlarım çatıldı, arkamı döndüm ve gözlerimi üstünde gezdirdim, görevden yeni geldiğini belli eden üniformasının üzerinde yer yer kendini belli eden kan lekeleri ve kirden eski siyahlığını kaybeden postallarıyla tamamen görüntü kirliliğine sebep olan kişi Bucky Barnes'tan başkası değildi.
"Bunun seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum." Dedim son derece soğuk bir sesle, onunla sohbet etmeyi bırak, ona güvenmiyordum bile ve neden herkesin ona bu kadar çabuk alıştığını sorguluyordum. Herif daha 3 ay önce Hydra için çalışıyordu ama şimdi birden başımıza aziz kesilmişti ve onun bu tavırları sinirimi bozuyordu. Sanki yıllardır sayısız insanı öldürmemiş gibi şu an karşıma dikilip gülümsemesi yüzüne bir tane patlatmak istememe sebep oluyordu.
Seri bir şekilde ayağa kalktım ve daha düzene girmemiş nefeslerimle hızla yanına ilerledim. "Beni dikkatli dinle, ben senin arkadaşın değilim ve yaptığın bokların hiçbirini unutmadım. Herkesin sana iyi davranması da sikimde değil." Aralık dudaklarımın arasından daha fazla küfürün çıkmaması için kendimi oldukça zorluyordum.
Söylenerek yanından geçmek için adım attım ama kolumu tutan metal ve soğuk parmaklar buna engel oldu, antrenmandan dolayı hala yanan vücuduma değen soğuklukla irkildim. "Onları yapan ben değildim Amelia, onları yapan kış askeriydi ve o artık yok." Bana üzüntüyle bakan mavi gözler beklenti içerisindeydi, ne dememi istediğini bilmiyordum, tek bildiğim benden duymak istediği cevabı alamayacağıydı, kolumu hışımla ondan kurtardım.
"Ah öyle mi?" Dedim alayla tek kaşımı kaldırarak. "Birkaç basit kelimeyle tekrardan bir ölüm makinesine dönüşebilirsin ve bizi öldürmeye çalışabilirsin Buchanan. Ve sen benden her şeyi unutmamı bekliyorsun." Ona iyice yaklaştım, bedenlerimizin arasında kalan birkaç santime rağmen vücudundan yayılan gerilimi buram buram hissedebiliyordum. Kulağına iyice yaklaştım, bir elim omzunda ki yerini alırken, onun boyuna yetişmem için parmak ucunda durmam gerekmişti.
"Sen o kelimeleri unutmadan ben hiçbir şeyi unutmayacağım." Kulağına fısıldadığım cümleyle kaskatı kesilen adama güldüm, onun bu tavırları beni oldukça eğlendiriyordu ve artık benim küçük eğlencem olmuştu. Yanından geçip gittim ve antrenman salonundan çıktım.
Ayaklarım zeminde hızla ilerlerken, bir an için, sadece bir an için çok mu acımasız davrandığımı düşündüm, onun için de kolay olmadığının elbette farkındaydım ama ona olan öfkem acıma hissimden baskın geliyordu. Onun için üzülsem de suratına her baktığımda içimde ki çığ gibi büyüyen öfkeye engel olamıyordum, sürekli benimle konuşmaya ve kötü bir niyetinin olmadığını göstermeye çalışıyordu, bunun tabiki de farkındaydım. Sadece zamana ihtiyacım vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/241096613-288-k869099.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
As long as it takes you ➽ Steve Rogers
FanfictionAmelia Smith, onu bırakıp geçmişine dönen Steve Rogers' ı asla affetmeyecekti. Ancak adamın geri döneceğine dair hala bir umudu vardı, umutlarını ve düşlerini kelimelerine döktü. Çaresizce onu bekleyerek.