Gökyüzü maviliğini sunduğunda. O maviye bakarak çoğu kişi hayal kuruyordu. O gökten düşen her bir damla yapraklara ve toprağa düştüğünde insanlar bir çok umut eder. En imkansızları bile düşlerdi. Öyle ki tahtında herşeyi karanlık gören o bakışlar dahi kendine bir beyaz bulurdu o yağmurlarda mavi gökte. Huzuru camların ardında izlerken özenirdi sokakta ki mutlu insanlara. Özenirdi ellerini çocuklatının saçlarında gezidren babalara. Tek istemediği güçü ve mevki iken tanrı onu cezalandırmak ister gibi bu ikisini sonzuca vermişti. Şimdi tanrı birde ona bir kadın vermişti. her tarafı rengarenk acılarla süslü bir kadın vermişti. Tanrı o kadından hem geçmişi ve onun sayesinde geleceğini de almıştı. Merhamet ve vicdan denilen şeyleri hiç tanımamıştı. Ama bazen arada ona bakarken kalbine dokunup tekrar o kilitleri kıramayacaklarını anlayınca gidiyorlardı. İşte sadece o zamanlarda istiyordu onu kollarının arasına alıp sarılsın. Bir gün elbet kırılacaktı o kapılar. Onları kırmak için hevesli bekliyordu çünkü. "Hayallerimde ki sen hep bir uçurumdun. ve ben sana yaklaştıkça ölüme yaklaştım.
9 parts