Dostlarım, kardeşlerim !
Yeni bir bölümle karşınızdayım. Hadi doluşuuuun 🤗
Ha bu arada sevgili okuyucu kankalarım , bölüme 550+ yorum sınırı koyuyorum . Öyle "yb , sınırsız emoji katkılarını" kabul etmiyorum. Haberiniz olsun :)
Yorumlarınızla kafamı dağıtmaya ihtiyacım var.Bol bol yorum atın. Eee yıldıza dokunmayı da unutmayın :)
Yazan ,
Dertlerideryaedenpirelerinberberiyazarınız😔
Tik tak tik tak... Duvardaki saatin sesini ilk kez bu kadar net işitiyorum. Hep böyle ses mi çıkarırdı bu ? Tik tak tik tak... Ellerim titriyor. Yok ! Yok ! Sabah ilk işim bu saati atacağım. Zaman dediğin su gibi akıp geçmeli, ses çıkarıp sabrı tükettirmemeli; özellikle tam karşımdaki koltukta büyük bir merakla açıklama bekleyen Gökalp varken tahammül seviyemi azaltmamalıydı. Sağ ve sol elimi birbirine geçirip titremesini dizginledim. Ama ne mümkün bu sefer sol ayağım aldı sazı eline. Başladı titremeye.
"Devrim..."
Alt dudağıma dişlerimi geçirip bakışlarımı Gökalp'e kilitledim.
"... bir açıklama yapmanı bekliyorum."
Ben de bir açıklama yapmak zorunda olduğumun farkındaydım. Fakat dakikalardır tek bir cümle kurmamış, dur durak bilemeyen bakışlarım bir Gökalp'te bir kar küresinde gidip gelmişti. Tik tak tik tak... Of sussana artık ! Sus ! Terleyen ellerimi çözüp kuruması için pantolonuma sürdüm. Sesli bir şekilde nefes alıp aynı şekilde dışarıya verirken , " Özürle hallolacak bir mesele olmadığını biliyorum." dedim. Bakışlarım Gökalp'ten sekip hemen yanındaki boşluğa konumlanmış halde duran kırılmış kar küresine vardı.
"Senin için önemli olan bir şeye alenen saldırdım. Sen yapsaydın çok feci kavga ederdim herhalde. O yüzden bana istediğin kadar bağır çağır. Haklısın; gıkım çıkmaz."
"Ne tepki vereceğim konusundaki düşüncelerine ara verdiysen eğer nasıl bu hale geldiğini anlatabilirsin. "
" Kişisel alanıma isteğim dışında bir saldırıda bulunuldu. Ben de kar küresini aklını başına devşirmesi için kafasında patlattım. Konu kısaca bundan ibaret. "
Oldukça sakin bir şekilde Gökalp'e sunduğum kelimeler aynı reaksiyona tabi tutulmadı. Gökalp'in kaşları saniyesinde çatıldı. Sırtını dikleştirdi. Merakla, " Kim ?" dedi. İsim vermeyi, Necdet'i afişe etmeyi düşünmüyordum. Bu Vedat'ın olası planını tehlikeye atmakla eş değer olurdu. Eminim tanıdık bir isim sunsam gidip işi yumruklarıyla halleder, daha da çıkmaza girmemizi sağlardı.
"Ne önemi var ? O ya da bu ! Fark etmez. Sorunumuz o değil."
Parmağımla yanındaki kar küresini işaretleyerek, " Bu!" dedim. Bakışları gösterdiğim doğrultuya kaydı. Kar küresine baktı. Baktı. Ardından alayla gülümsedi.
"Aldığım ilk ve son hediyeydi. Aslında hediye işlerini pek sevmem. Fakat o gün ilk defa bir yere ait olduğumu varlığımın gerçekten de değerli olduğunu hissettim."
"Piraye verdi değil mi ?"
Kafasını belli belirsiz salladı.
"Öyle. Fakat artık bir önemi kalmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖĞÜN KALP ATIŞLARI
Roman pour Adolescentsİstanbul'da garsonluk yaparak, kendine özgü dünyada yaşayan bir kızdır Devrim. Annesinin beklenmedik ölümü, babasının soğuk tavırları ve yaşadığı travmalar sonucu, sevimli ve boş şeylerle uğraşarak kendisine eğlence yaratmaya çalışsa da aslında haya...