Temmuz, 1984
"Bundan sonra dışarıya çıkmayacaksın ! Hatta odanın dışına tek bir adım dahi attığını görmeyeceğim. Anlaşıldı mı ?"
"Yemeğimi de mi burada yiyeceğim anne ?"
Annem parmağını bana doğrultup bağırtısını sunacaktı ki Vedat ondan erken davrandı. Çarpık gülümsemesi eşliğinde , " Evde yemek yapıldığı yok , kız odada yeme hayali kuruyor." dedi. Annemin öfkesini bile bile üstüne çektiğinin farkında olmadan yürüdü. İkinci el dükkandan aldığı hurdadan bozma koltuğa bedenini bıraktı. Annem ondan hallice tavrıyla alayla gülümsedi. Sonra kollarını göğsünün altında birleştirip, "Az ye de kendine uşak tut." diyerek rest çekti. Fakat karşısında Vedat vardı. Taş altında kalıp laf altında kalmayı asla beceremeyen yegâne kişiydi.
"Uşağa gerek yok , zaten şimdi de az yiyoruz Yaso."
"Doğru. Para olmayınca karın doymuyor. AA hatırlattığın iyi oldu. Hazır konuyu açmışken bu bayağı yere neden geldiğimizi hatırlıyor musun?"
"Yooo." dedi Vedat ellerini saçlarına götürüp karıştırırken.
"Tatile mi gelmiştik ?"
"Hıhı." dedi Yasemin. Yürüdü. Vedat'ın ayak dibine çöreklendi.
"Tüm gerizekalı arkadaşlarını toplayıp gezintiye çıktık."
" Kırıcı oluyorsun, Yaso."
"Pardon ! Pardon ! Geri zekalı yanlış oldu. Şerefsiz demeliydim."
"Yaso !"
"Ne Yaso ! Yaso ! Asker arkadaşınla konuşur gibi konuşma benimle. Karınım ben senin."
"Hatırlattığın iyi oldu." dedi. Uzandı Yasemin 'in yanağından makas aldı. Serseri bir gülümseme yüzünde belirirken ekledi.
"Yemeği hallettikten sonra gece minik bir kutlama yapalım. İstersen büyük de olur."
Yasemin , Vedat'ın elini ittirip, "Kızın yanında böyle konuşma !" diye ikaz etti. Sonra oturduğu koltuktan kalktı. Yan bakışlarla Vedat 'ı süzüp kapı eşiğinde onları izlemekten büyük keyif alan bana doğru yaklaştı. İşaret parmağıyla odamı göstererek emir kipiyle, "İçeriye geç küçük hanım ! " dedi.
"Ben çık diyene kadar da çıkma !"
Yanaklarımı şişirip ayaklarımı döve döve içeriye girdim. Annem de peşi sıra kapıyı üzerime kapattı. Sesler yükseldi sonra. Bağırışlar, hesap sormalar, küfürler... Hep böyle başlar. Vedat sanki burnumuzu boka batırmamış gibi davranır, Yasemin sinirlerini alt üst eder ve kavganın fitilini ateşlerdi. Yatağın üstüne oturup dizlerimi kendime çektim. Yasemin ve Vedat'ın içeride kopardığı hengameyi duymamak adına kulaklarımı da kapadım mı tamamdır. Hah işte sesler nispeten de olsa kesildi. Güzel şeyler düşün. Mutlusun. Seni çok seven bir ailen var. Kavga etmiyorlar. Arada tatlı atışmaları oluyor ama hepsi bu. Başka yok ! Göz kapaklarımı kapattım. Kendimi karanlığa hapsettim. Çok zaman sonra gökyüzü isteğime boyun eğdi. Sabahı akşama devşirdi. Bu sefer evden babam ve annem dışında başka kişilere ait sesler yükselmeye başlamıştı. Kesin yine içki masası kurulmuş , Vedat ve en az onun kadar gereksiz arkadaşları masaya doluşmuştu. Birazdan annem güzel sesi eşliğinde şarkı söylemeye başlardı. Hafif göz süzmeler , flörtöz tavırlarını da eksik etmeden tabi. Vedat'ta içten içe sinirlenir, fakat arkadaşları gidene kadar sesini çıkarmazdı. Sonrası ise az önceki tartışmadan daha büyük bir hengameden ibaretti. Hep böyle oldu. Biri ölene kadar da öyle kalacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖĞÜN KALP ATIŞLARI
Genç Kurguİstanbul'da garsonluk yaparak, kendine özgü dünyada yaşayan bir kızdır Devrim. Annesinin beklenmedik ölümü, babasının soğuk tavırları ve yaşadığı travmalar sonucu, sevimli ve boş şeylerle uğraşarak kendisine eğlence yaratmaya çalışsa da aslında haya...