Dostlarım, kardeşlerim ! Uzun bir beklemenin sonunda yeni bölümle karşınızdayım. Azıcık bunalımdayım da ! Kurtulamadığım bir döngüye girdim galiba. Çıkamıyorum da...
Fakat geldim.
Hey! Ben buradayım . Umarım sizde gitmemişsinizdir.
Ha bir de bir çocukluğa başvuracağım. Bölüme kota ! Ne fikir ama ?! Fakat ne yapayım yorumları okuyunca azıcık mutlu oluyorum, hoşuma gidiyor.
Evet sevgili okuyucu kankalarım , bölüme 350+ yorum sınırı koyuyorum . Öyle "yb , sınırsız emoji katkılarını" kabul etmiyorum. Haberiniz olsun :)
Yazan , canısıkkınaklınoksanyazarınız
😔
Borges'in "...hafızam bayım, sanki bir çöp yığını" dediği noktadaydım. Ne geçmişin kalıntılarıyla şimdiyi yaşayabiliyordum, ne de geleceğin beyaz sayfasına değiyordu kalemim. Önüm flu, adım atsam tanıdık bir acıya denk gelecektim. Dursam -ki duruyorum- ah bu gölgem ne fena! Ortadayım; geceyle gündüzün arasına sıkışmış bir saat...
" Cesaret etmeliydim. Fakat ben kalbimi ,hayatım boyunca korkaklığa mahkum ettim. Sence de her şey için çok geç değil mi Devrim ?"
Elimde Rüya'dan geriye kalmış, bir kağıt parçası... Dilimde tek bir kelime...
"Gelecek."
"Ne demek gelecek ? Benim kardeşim nereye gitti , Devrim ? Bu kağıtta senin adın neden yazıyor?"
Kaya'nın bağırtısı tüm sokağı doldururken önüme geçen Vedat, " Hop ! Hop! Geri bas !" dedi. Şaşkındım. Onca insanın ismi dururken sonuna beni iliştirdiği bu kağıt parçasıyla hayatının yükünü omuzuma bıraktığı için de fazlasıyla kızgın.
"Ne diyorsun lan sen ?!"
"Sana o lanı yediririm çocuk ! Geri bas !"
Kaya Vedat'ı itekledi. Kısa bir kargaşa yaşandı. Fakat çevredekilerin yardımıyla çok geçmeden bastırıldı. Bir ara Gökalp'in , " Ortalığı kızıştırma , Vedat." dediğini işittim. Sonra Kaya'yı ikna edip Erkan Beylerin desteğiyle eve sokuşuna ve polisleri göndermesine şahit oldum. Ben de Vedat'ın daha fazla kavgaya karışmasını engellemek adına kolunu tuttum. "Sakin ol." dedim. Kafasını belli belirsiz sallarken, " Bu notta neyin nesi, Devrim ?" dedi. Dilimle dudağımı ıslattım. Gözlerimi Vedat'ın gözlerine sabitledim ve alayla sırıttım.
"Bilmiyorum. Fakat durduk yere başıma yine çorap örüldü galiba."
Gülmedi. Tuttuğum kağıt parçasını koparırcasına çekti. Kağıttaki her kelimeyi tekrar tekrar okudu. Derken Kayaların evinin kapısı açıldı. İçeriden Gökalp çıktı. Sakin ve bir o kadar endişeli adımlarla yanımıza geldi.
"Kaya nasıl ? Sakinleşebildi mi ?"
Kafasını salladı. Gözleriyle onu iplemeyip kağıda bakmaya devam eden Vedat'ı işaretledi ve "Konuşabilir miyiz ?" dedi. Gülümseyerek olumlu bir baş sallamayla Gökalp'in sorusunu yanıtladım.
Yürüdüm.
Yürüdü.Derken Vedat'tan uzakta olan bir köşede adımlarını durdurduk. Lakin karşı karşıya kaldığımız birkaç saniye hiçbir şey konuşmadık. Sonra Gökalp sessizliği köşeye süpürdü ve tüm vakurluğuyla , "Anlatmayacak mısın ?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖĞÜN KALP ATIŞLARI
Teen Fictionİstanbul'da garsonluk yaparak, kendine özgü dünyada yaşayan bir kızdır Devrim. Annesinin beklenmedik ölümü, babasının soğuk tavırları ve yaşadığı travmalar sonucu, sevimli ve boş şeylerle uğraşarak kendisine eğlence yaratmaya çalışsa da aslında haya...