18| KONTRAT

10.8K 899 267
                                    

Kovulduk.

İstifa dilekçesi verdiğimiz iş yerinden muntazam olmayan bir şekilde Tarık'la yaka paça derdest edildik. Tek tesellimiz göz önünde bulunmayan Ufuk ve Reyhan'ın iş yerlerindeki konumu korumasıydı. Necdet Bey gibi cin fikirli bir herifin onları çakozlamaması biraz enteresandı ama bu kadar kolay bir kurtuluşu beklemediğimiz için bu denli küçük ayrıntıyı halının altına süpürmeyi en mantıklı hamle olarak gördük.

Kurtulduk.
Kurtulduk kurtulmasına ama geride bir sorunu bıraktık.
İşsizlik.

Ben , Tarık gibi değildim. İşsizliğe alışkındım. Fakat bu sefer işsizlik sürecim çok kısa sürdü ve Gökalp'in ,"Benim kitapçıda çalışmaya ne dersin ?" sorusuyla noktalandı. Öyle fazla bir ücret vaadetmedi. Geliş gidiş saatlerini dahi belirtmedi. Bodaslama atladığım teklifine ise gülümsemesiyle karşılık verdi. Evet arkadaşlar bu sefer vurdumduymaz bir patronun çalışanıydım. Üstelik patronum aynı zamanda nişanlımdı.

Ne klişe bir aşk hikayesi konusu değil mi ?

"Güzelim , kitapları sonra düzeltirim. Sen yorulma."

Kucağımdaki kitapları bırakma gereksinimi duymadım. Gökalp'in söylediği cümleyi kulak ardı edip kitapları kategorilerine göre raflara yerleştirmeye devam ettim.

"Maaşımı düşürmek için sinsi planlarını devreye soktuğunun farkındayım. Ama yemem bunları Gökalp Bey !"

Kapı girişinde yer alan masanın hemen arkasındaki sandalyesine kurulurken kahkaha attı.

"Tüh yakalandık yine. Fakat hata ben de. Daha en başından aklımı çalıştırmalı , bu kadar zeki bir kadını işe almamalıydım."

Son iki kitabı da rafa yerleştirip yarım ağız gülümsemin eşliğinde yönümü Gökalp'e çevirdim.

"O zeki kadını hayatına aldın, tatlım ve ..."

Kollarımı göğsümün altında bağladım. Adımlarımı hareketlendirirken , "... kaçışın yok." dedim. Gülümsemesini genişletti. Sandalyenin kollarına dirseklerini yasladı. Sağ elinin işaret ve orta parmağını birleştirip şakağına sabitledi.

"Sorun şu ki güzelim ; kaçmak istemiyorum. Aksine daha fazla tutsak olmak istiyorum. "

Kalbim hüpledi.Dudağımdaki alaycılık kırıldı . İçten bir gülüş tüm yüzümü kapladı. Masanın onun olduğu ucuna -sandalyesinin hemen yanına- bedenimi yerleştirdim. Popomu masaya yasladım.

"Fiiliyatta döktüğün tutsaklıktan yeni kurtuldun." dedim. Gökalp'in yüzünü avuçladım ve " Bence başka bir tutsaklığa girmek yerine bu durumun keyfini çıkar, Gökalpciğim." diye ekledim. Kafasını hafif yana kaydırdı. Avuç içime minik bir buse kondurdu. Dudağı kirbit oldu. Avuç içimi tutuşturdu.

Yandım.
Kavruldum.

Elimi geri çekiş hızımı tetikleyen tensel temasın ardından kaçırdığım bakışlarıma masanın üzerindeki kitap takıldı.

Oğuz Atay - Tehlikeli Oyunlar

"Yeni kitaba başlamışız."

Gökalp kitaba uzanırken belli belirsiz gülümsedi.

"Geç kaldın güzelim. Bitireli çok oldu."

Tek kaşımı havaya kaldırıp , " Hadi ya ! O zaman o eşsiz sesinizden en beğendiğiniz yeri işitmeyi isterim." dedim. Sağ eliyle tuttuğu kitabın iki yakasını kavradı. Sayfaları çevirirken , "Hay hay !" dedi. Sakince bekledim. Yüzünün aldığı ciddiyeti büyük bir merakla izledim.

Sayfaların hareketliliği bir notada sekteye uğradı. Kısa bir süre sonra Gökalp'in sesinden satırlar dökülmeye başladı.

"Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.İnsanları, eski karıma yapmış olduğum gibi, büyük bir boşluk içinde
bırakmasaydım. Kendimden de kaçıyorum gibi beylik bir ifadenin içine
düşmeseydim. Bu mektubu çok karışık hisler içinde yazıyorum gibi basmakalıp sözlere başvurmak zorunda kalmasaydım. Ne olurdu, bazı sözleri hiç söylememiş olsaydım; ya da bazı sözleri hiç söylememek için kesin kararlar almamış olsaydım. Sana diyebilseydim ki, durum çok ciddi Bilge, aklını başına topla."

GÖĞÜN KALP ATIŞLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin