32| NİHAYA

4.8K 428 49
                                    

     Bir şeyler değişiyordu. Evet, bu su götüremez bir gerçekti. Hayatımda bir şeyler değişiyordu. Değişimin ilk sinyalleri birkaç hafta önce aldığım haberle gerçekleşti. Vedat'tan gelen bir haberdi bu. Evdeydim. Kendi evimde... Gecenin bir yarısı telefon çaldı. Panikle uyandım. Bu saatte beni arayan tek bir kişi olabilirdi . Vedat... Koşturarak aşağı indim. Telefonu açtım.

"Vedat." dedim. Sessizlik sardı dört bir yanımı. O konuşmayınca sazı ben devraldım.

"Geleceğim demiştin. Gelmedin."

Sesli bir şekilde nefes aldı. Sonra verdi.

"Gelmeyeceğim bir süre daha."

"Ne demek gelmeyeceğim. Yine başına bela mı açtın ? Tehlikede misin?"

"Tehlikede değilim, Devrim. Sakin ol. "

"O zaman adam akıllı açıklama yap."

"Öldü." dedi.

"Kim öldü ?"

"Mümtaz."

Sustu sonra. Ben de sustum. Telefon kapandı.  Değişim ilk adımı böyle gerçekleşti. Mümtaz'ın ölümüyle... Mümtaz... Sinan'ın babası, yarası ve ruhundaki en  karanlık köşesiydi. Lakin artık yoktu. Yukarıya çıktım. Yatağıma uzandım. O gece hiç uyumadım. Geçmiş ve gelecek arasında yalpalanıp durdum.

Ardından günler günleri kovaladı. Bir mucize oldu. Ev satıldı. Bir bavulla geldiğim bu evi yine bir bavulla terk ettim. Yeni istikametim Rüveyda Hanımların eviydi. Büyük bir karardı. Nasıl mutlu oldular görmeniz lazımdı. Sabah akşam davet menüleriyle beslediler, zayıflamaya yüz tutmuş bedenimi. Kilo aldım. Bu durumdan hiç memnun değildim. Fakat Rüveyda Hanım ve Erkan Beyin sürekli ağzıma bir şeyler tıkma çabasını da reddetmiyordum. Edemiyordum. Bir tarafta da Sevda ve gitgide daha parlayan gözleri vardı. Bunun sebebi ise bendim. Ben geldikten sonra üzerindeki denetimli halin dağılmasıydı. Sevda artık özgürdü. Kanatlarını yardım olmadan açabilecek, gökyüzünde korkusuz  şekilde uçabilecek kadar hem de.

Her şey güzeldi.
Herkes mutluydu.

Aramızdaki en mutlu kişi ise Murat'tı. O kadar mutluydu ki bu mutluluğunu kaybetmemek için telaşa düşmüş , sürüncemede giden isteme faslından sonra düğün için hazırlıklara başlaması için Rüveyda Hanımları canından bezdirmişti. En sonunda kabul edildi isteği. Hazırlıklar başladı. Güzel bir yer tuttular. Açık ve havadardı. Ardından nikah tarihini düğün gününe denk getirdiler.  Gelinlik seçimi  ve eve eşya  alımı için ise Rüveyda Hanım ile Sevda gitti. Beni her ne kadar ısrarla davet etseler de gitmek istemedim. Sevmezdim öyle şeyleri. Kimse de beni hiçbir şeye mecbur edemezdi.

Gitmedim.

Sadece bir şey yaptım. Bir gün Murat'ı tek yakaladım. Kendini nasıl heba ettiğini düğün masraflarını çıkarabilmek için nasıl uğraştığını fark ettiğim anlardan biriydi. Çektim kenara. Elimde sattığım evden kalma paranın yarısının olduğu bir zarf vardı. Zorlukla da olsa kabul etmesini sağladım. Hatta kardeşi olduğumu , şimdi destek olmazsam bir daha hangi gün destek olacağımı bastıra bastıra kafasına kazıdım. El mecbur aldı zarfı. Alırken de koca koca sarıldı. Artık her şey hazırdı. Beklenen gün ise 21 Haziran'dı. Yani yarın.

Çok yakın değil mi ? Saatler var hatta.  Fakat benim aklım hala o mektupta... Aylar oldu. Zaman geçti. Her şey çok şey değişti.  Ama kalbimde uyandırdığı hissi değişmedi.  Sırtımı yatak başlığına yaslıydı.  Kapı kapalı, gözlerim ise onun satırlarındaydı. Artık ezberleşmiştim yazdıklarını. Fakat  her bir cümlesini ezberlememe rağmen bunu mütemadiyen yapmamın tek bir nedeni vardı.

GÖĞÜN KALP ATIŞLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin