1.3

12 9 0
                                    

Önceki bölümde;

O, geldiği arabasının sürücü koltuğuna geri yerleşirken, bende arka koltuğa geçmeden hemen önce kulağıma fısıldadı.

"Sen bittin kızım. Ölümlerden ölüm beğen kendine!"

Bu bir yerden tanıdık geliyordu ama...

-------------

Arabanın kapısını kapatıp herkesten arkada yürümeye başladım. Tanrım; gerçekten ne yapacağımı, nasıl kendimi savunacağımı bilmiyordum. Aslında savunsam biraz garip mi kaçardı sanki? Sanki 'hem suçlu hem güçlü' konumuna daha fazla yerleşirim. Aynen öyle, bayağı bir ortadayım şuanda.

"Geç bakalım geç," Ji Yeon girmem için ilk beni bekledi. "Umarım bu girişin birde çıkışı olur evlat."

Hayır sanki bana yüz yaşında. Ayrıca, arabanın sadece arkası düşmüştü adam öldürmemiştim ya!

Asansörden üçüncü kata çıkınca başkanın odasına doğru bir yol yürüdük. Daha sonra odanın kapısını çaldı benim için Jimin.

Kim Seok Jin'den bana bağırmasını falan beklemiyorum tabi ki. Ama işten kovacağı kesindi.
Şimdi şöyle bir bakınca, ben patron olsam ve benim şirketimin arabasıyla ehliyetsiz bir şekilde yola çıkılsa... bende direkt kovardım.
Bu açıdan kesinlikle onlara hak veriyorum.

"Gelin çocuklar, gelin."

Seok Jin, gözüne taktığı yuvarlak gözlükleriyle oturuyordu. Sinirli görünmüyordu ama düşünceliydi sanki biraz.

"Ra Hae-shi kalsın, diğerleri çıksın lütfen."

Dediğinde Jimin, Hoseok ve Ji Yeon kafa sallarken, Jungkook itiraz etti. Belli ki beni aşağılanırken görmeyi bekliyordu. "Ama-"
"Jungkook lütfen."

Herkes gittiğinde ellerimi önümde birleştirdim ve gözlerimi yere diktim. "Başkanım gerçekten özür dilerim. Bir daha olmaz, yemin ediyorum asla araba sürmeyeceğim bir daha. Bir seferliğine görmezden gelin lütfen-"

Her cümlenin sonunda eğiliyor, dudaklarımı birbirine bastırıyordum. Fazlasıyla mahcup hissediyordum. Normalde olsa, herkese veya bu şekilde durumlara genel olarak yaklaşımım -şuan ki olaya bakarsak- oğlum amma büyüttün ya şeklinde falan olurdu. Birden bire ne değişmişti?
Ben bir anda iş kadını olup çıkarken, başıma bu şekilde olaylar geleceğini ve şuan bir adamın önünde ağlamak üzere olacağımı asla tahmin edemezdim.

"Ra Hae-shi, evet yaptığın gerçekten çok riskli bir durumdu. Bunu, şirket arabasıyla yapman umurumda değil. Arabanın içinde bildiğin üzere Jimin ve Hoseok da vardı. Bu davranışın alenen onların canını hiçe saymaktı. O kadar haklıydı ki. 

"Yani, seni azarlama veya sana bağırma gibi bir niyetim yok. Yaptığın şeyin can sıkıcı bir durum olduğunu bildiğin bir yaştasın. Döve döve anlatacak değilim ya!"

Son dediği şeye kendi gülerken bende rahatsızca gülümsemiştim.
Kim Seok Jin gerçekten çok iyi bir insandı. Nedene değil, sonuca bakan bir yapısı vardı. Sonuç onun için pozitifse olayı büyütmez, en kısa şekilde unutulmasını sağlardı. Negatifse onu pozitife çevirecek yollar arardı.

あTozlu Raflar | J.JK&BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin