1.2

12 10 0
                                    

Önceki bölümde;

"ÖLÜYORDUK!" diyerek arabadan hızla yanıma geldi Hoseok, elinde peçeteyle gözlerini siliyordu. Salak velet ağlamıştı resmen. Jimin de aynı, kızgın ve korkmuş bir tavırla ama ağlamadan kaşları çatık bir şekilde gelmişti yanımıza.

"Abartma be! Arabanın götü gitti senin değil."

Tabii ki abartmıştı. Sadece biraz öne doğru itelenmiş gibi olmuştuk. Küçük bir kazaydı. Kamyonun teki gelipte solaklamayı koymamıştı ya!

"Ehliyetinizi alayım?"

----------

"Ehliyetiniz beş yıl elimizde ve siz bunu bilmenize rağmen trafiğe çıktınız?" gözündeki gözlüğü burnuna kadar indirmiş, tek kaşını kaldırarak bana bakan memur amcaya baktım. Gözlerimi sol üst köşeye diktim ve konuşmaya başladım.

"Hayır."

"Ne demek hayır?"

"Yani ehliyetimin askıda olduğu doğru ama mantık olarak trafik yoktu çok. "

Hoseok çocuğunun yanımda salya sümük ağlamasından sonra, trafik polisi gelmişti yanımıza. Polisin gelmesini kesinlikle Hoseok'un suçu olarak görüyordum çünkü resmen bağıra bağıra ağlamıştı.
Yani tamam ana yoldaydık ve gerçekten fazla araba vardı. Bu şekilde küçük bir kazayla atlattığımıza şükrediyordum. Öyle ki yaralanan veya ölen olmaması vicdani duygumu sıfıra indiriyordu.
Ama, niye millet duysun ister gibi o derece ağlamıştı ki sanki!

"Noona biraz ciddi olur musun lütfen?"

Jimin polisin masasının önündeki koltuğa otururken ona göz devirdim "Kes sesini, yeminle tüm sinirimi senden çıkartırım!" diyerek de ikazımı yapmayı aksatmamıştım.

Karakola gelmiştik tabii ki. Olanlardan sonra elimizi kolumuzu sallaya sallaya gitmemize katiyen izin vermezlerdi.

"Sinirli olması gereken asıl kişi daha gelmedi."

Hoseok da diğer koltuğa oturunca ayakta kalmıştım. İkisine de ölümcül bakışlar attım çünkü benim oturmam gerekiyordu. Şunlara bak, daha dişlerini fırçalamayı yeni öğrenen veletler kendilerinden büyük birisini ayakta bırakıyorlar.

Ama lanet olsun ki haklıydı. Ben sadece suçu atacak birini arıyordum.

Jimin karakola giderken Jungkook'u aramış, olan biteni anlatmıştı. O da geliyorum diyip kapamıştı. Şirket arabası olmasaydı sıkıntı yoktu. Ama gel gör ki...

Hissediyordum. Az sonra şu kapıdan biri tsunami misali girecek ve olan biten ne varsa her şeyi sömürecekti. Ve ilk başta ben vardım sanırım.
Salak gibi bağırıp duracaktı eminim.

Kullanmayı tam bilmiyorsan neden sen oturdun o soktuğumun koltuğuna Ra Hae?

Ehliyetin askıdaydı, niye sen sürdün Ra Hae?

Ve tek güvencem, cezalı olduğumu bilmemesiydi. O yüzen bunu söyleme oranı düşüyordu.

Madem elinin ayarı yok, niye burnunu soktun Ra Hae?

あTozlu Raflar | J.JK&BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin