Önceki bölümde;
Arkasında yavaşça ilerleyip elimdeki vazoyu havaya kaldırdım. Önüne düşen gölgemle bana dönecekken kafasına cam vazoyu indirmiştim. Elimde sadece kökü kalırken, adam yere düşmüş yaklaşık bir metrelik etrafıma cam parçaları yayılmıştı.
Adamın şuanlık uyuşmuş olan bedeninin üzerine eğildim ve çenesine kadar indirdiği normal hırsız şapkasını yukarı doğru kaldırdım.
Gördüğüm yüz ile tüm bedenim kasılırken ağzım şaşkınlıkla yere düştü.
Dilim ise dönmez bir şekilde;
"L-lan!" diyebildim sadece.
-----------
"Aferin gerizekalı."
Yaklaşık yarım saat önce uyanmış ve koltuğumda oturan hırsız, eski sevgilim Yeon Seok çıkmıştı.
Aptal çocuk sevgiliyken bana ağlamaklı bir şekilde verdiği kolyeyi geri almaya gelmişti."Napayım bende? Para sıkıntısı çekiyorum işte."
Kollarımı göğsümde bağlayıp yaslandığım koltuğun başından sinirle kalktım ve gözlerimi ona dikerek konuştum.
"Bende sanki çok meraklıydım salak kolyene! Arayıp isteseydin gelir adam gibi verirdik!"
Tamam kolye çok güzeldi, değerli de bir şeye benziyordu -ki bu salak gelip almaya çalıştıysa öyleydi- ve ben önemli bir davet olursa diye saklıyordum.
Ama gönülsüz verilen bir şeyi de para avcısı gibi saklayacak değildim."Her neyse ver kolyemi de gideyim." Göz devirdim.
Gidip odama koyduğum kutuyu ve içinde bulunan kolyeyi kontrol edip salona geri döndüm. Televizyonun başında dikilen ve gece lambama garip bakışlar atan Yeon Seok'a bağıracağım sırada bana dönüp;
"Hacı sen şu lambayı kullanıyor musun ya?" diye sordu.
Hemen yanına gidip omzundan çıkış kapısına doğru iteledim ve elimdeki kolyeyi eline tutuşturdum. Bu ne cüretti canım! Oldu olacak beni de alıp satsaydı. Küstah şey.
"Hadi canım hadi, bir koy git."
"İyi geceler eski sevgilim."
"İyi geceler totoş."
Tanrı biliyor ya, bu çocuk iyi çocuktu. Saklamaya gerek yoktu şimdi. Kafa dengi adamdı. Saçma hareketler falan yapardı ama tam eğlenilecek oğlandı.
☆☆☆
"Ra Hae-shi, konferans salonunu hazırlar mısın?" Min Soo hanım oturduğu yerden kalkarken bana -tabiri caizse- buyurduğu emir ile seslenirken bende kafa sallamak zorunda kalıp ayağı kalkıp ilerlerken karşımda aniden beliren bay küstah ile korkup geriye sendeledim.
"Ra Hae-shi," o ise umursamaz bir şekilde adımı söyleyip "Hazır mı?" diye sordu. Konferans salonundan bahsettiğini anlayınca kafamı iki yana sallayıp konuştum.
"Henüz hazır değil Bay Jeon, hazırlamaya gidiyorum." o da kafasını sallayıp elime kredi kartı tutuşturdu. "Tamam bundan al o zaman." deyip ilerlerken arkasından şaşkın bir şekilde ona bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
あTozlu Raflar | J.JK&BTS
FanfictionRet ettiği kızın ertesi gün işe alındığından bi' haber olduğu belliydi. "Bo Ra Hae... demek işe alındın." Sinsice gülümseyip "Öyle oldu." "Benim! müdürü olduğum bir yerde." dedi ilk kelimeyi bastırarak ve gözlerini gözlerimle buluşturarak. "Ve, göre...