1.1

12 11 0
                                    

Önceki bölümde;

Onun arabası köşeyi dönerken ben hala gülümsemesinin etkisindeydim. Gamzeleri vardı ve onlar çok güzeldi. İçimden parmak sokmak geliyordu ama bunu yapamayacağımı maalesef ki biliyordum. Yüzümde gamze olmaması bir anda sinirlerimi bozmuştu. Galiba özel günüm yaklaşıyordu.

Onun için hemen evi abur cubur doldurmam gerekiyordu.

-------------

"Yeni çalışanlar matbaaya gidecek sanırım. Sen neden gitmiyorsun?" ofisin uzun koridorunda asansöre doğru yürürken, günlük plana bakarak dediğini duydum Min Soo hanımın Gae Shik beye doğru.

"Kalbim kırıldı." diyerek yanıtladı onu da Gae Shik. İkisinin evli olduğunu ama aralarının limoni olduğu hakkında birkaç söylenti dönüyordu. Evli oldukları doğruydu ve aralarının kötü olduğu da gün içindeki konuşmalarından anlaşılıyordu. Her ilişkide olurdu böyle şeyler.

Yani, herhalde.

"Taehyung'un işi varmış Bay Jeon götürecekmiş onları."

Min Soo tekrar konuştuğunda tek celsede durdum. Ayağımdaki topuklunun sesi koridorda yankılanınca birkaç çalışan dönüp bana bakmıştı.

Yedi kişi olduğumuzdan ikiye ayırmışlardı yeni çalışanları. Jimin, Hoseok ve ben bugün gidecektik ve bizi baş editör Taehyung götürecekti. Ama ne demek işi vardı!

Derin bir soluk verdim. Ellerimdeki yumruk rahatlayınca yoluma devam ettim. Asansöre binerken diğer ikisi de yanıma gelmişti. Jungkook ise büyük bir ihtimal bizi arabasında bekliyordu.

Ona hala kızgındım ve kızgın olmakta haklıydım. Göz göre göre fikrimin üstüne oturmuştu ve sanki çok normal bir şey yapmış gibi bilmemezlikten gelerek sadece tesadüf demişti.

Asansörden inip şirketten çıktık. Tahmin ettiğim gibi siyah spor arabasıyla şirketin önündeki kaldırımda bekliyordu. Arabaya yaklaştık ben direkt arka koltuğa yönelirken, Jimin ve Hoseok'un aralarında biraz tekleme olmuştu. En sonunda Jimin öne oturunca Hoseokta dolanarak sol tarafıma oturmuştu.

Jungkook dikiz aynasından hepimizi kontrol etti ve arabayı çalıştırdı. Kimseyle herhangi bir diyaloğa girmek istemediğim için kafamı sağımda kalan cama çevirdim ve akıp giden yola baktım.

Çok geçmedi yaklaşık on beş dakika sonra araba durdu ve etrafıma baktım.

Burası resmen tamamıyla yırtılmış kitap sayfalarla doluydu.

Ağzım kocaman 'o' şeklini alırken yine aynı sersemliğimle arabadan inebilmiştim. Üçümüzde şaşkın şaşkın karşımızdaki yığına bakarken gerçekten acımıştım.

Burası matbaaydı ve burada bir sürü, hatta bir sürü yırtılıp parçalanmış sayfalar vardı. Beşe yakın kamyon ve o kadar çok paketlenmiş kağıt vardı ki!
Kocaman bir alet kıskaçlarını acımasızca yırtılmış sayfaların içine daldırıyor sonrada onları kamyon kasasına boşaltıyordu. Bir kamyon çoktan dolmuştu bile. Kıskaç kağıtları kamyona taşırken bir yandan da aralardan sıvışan kağıt parçaları havada uçuşuyordu.

 Kıskaç kağıtları kamyona taşırken bir yandan da aralardan sıvışan kağıt parçaları havada uçuşuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
あTozlu Raflar | J.JK&BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin