İyi okumalar diliyorum.
------- ------ ----- ---- --- -- -🌠
Parmaklıkların ardında bulunan koğuşuma geri döndüğümde yüzümdeki gülümsemeyi suratımdan atamıyordum. Gizem'in plaka yatağına uzandığımda damarlarımda akan kan huzur ve heyecanla karışıp bulanıyordu. Hayatta olmalarının yanında yakalanmamış, başarılı olmuşlardı. Dudaklarım göğsümün içerisinde ısınıp yükselen mutlulukla yukarı doğru kıvrılırken avuç içlerimi yüzüme bastırıp kendimi dizginlemeye çalıştım. Atlas'la gerçekleştireceğimiz yeni kaçış denemesine odaklanmak için başarısızlık düşüncesinin darbesiyle dağılmış olan zihin çarklarımı birer birer toplayıp yerine oturttum. Hücreye girme meselesi işin kolay tarafıydı fakat bunu gerçekleştirirken dikkat çekecek yersiz sebeplerden uzak durmam gerekiyordu. Loş gece ışığıyla aydınlanmış metal tavanı izlerken kafamın içerisinde koşturup duran düşüncelerden yorulup uykunun kucağına düştüm.
Aradan geçen iki günün ardından harekete geçme vakti benim için gelip çatmıştı. Yemek yemeye yeniden başladığım için kendimi daha dinç hissediyordum. Vücudumda gezinen enerjide üzerime çöken karamsarlık bulutunun dağılmasının da büyük etkisi vardı. Payıma düşeni yapmak için akşam yoklamasının gelmesini bekliyordum ve zamanı yaklaştıkça avuç içlerim terliyordu. Ortak alanın kapısından gelen sesle parmaklıklara yaklaşıp bakındığımda Jack ve Billy'i gördüm. Son günlerde gözlemlediğim kadarıyla Jack dalgasız deniz kadar sakin bir yapıya sahipti ve bu durum onu kışkırtması zor hale getiriyordu. Billy ise kaçış olayından sonra asabiyetini hırçınlığa bulamış ve olduğundan daha aksi bir hale gelmişti. Bu yüzden kartlarımı Billy'den yana oynamalıydım fakat benim koğuşumun bulunduğu tarafın yoklamasını Jack alıyordu. Bir şekilde Billy'nin dikkatini çekmeliydim.
Billy içeriye girer girmez ilk olarak bulunduğum koğuşa doğru baktığında göz göze geldik. Yüzünde bulunan gülümseme büyüyüp daha aşağılayıcı bir hal alırken yüzümü parmaklıkların arasına yerleştirip ona geri gülümsedim. Dudakları düz çizgi halini alırken kasılan çenesi dişlerini sıktığını açıkça belli ediyordu. Yüzümdeki gülümsemeyi sabit tutup ona dik dik bakmaya devam ettiğimde bakışlarını benden uzaklaştırdı. Jack benim tarafımdaki koğuşları gezmeye başladığında bakışlarımla Billy'i dürtmeye devam ediyordum. Eninde sonunda bundan rahatsız olacağına emindim. Jack koğuşumun önünde durup beni süzerken boynumu ona çevirip boynumdaki bilet dövmesindeki kodu gösterdim. Gözleri boynumdan koğuşumun yanındaki tabelaya kaydı ve elindeki tablet üzerinde parmak oynatıp bir sonraki koğuşa doğru adımladı. Bakışlarımı yeniden Billy'e çevirip boğazımı temizlediğimde seğiren kasları eşliğinde bedenini bana çevirdi.
"Sorunun mu var, fare?"
Onunla fareymişçesine oynayacağımdan habersiz şekilde kullandığı kelime gülümsememe keyif katarken kafamı iki yana salladım.
"Sorunum yok fakat belli ki seni rahatsız eden şeyler var."
Billy'nin tek gözü hafif kısılırken bedenimi gevşetip ağırlığımı sağ bacağımdan sol bacağıma doğru aktardım ve olduğum yerde salındım. Yanıp tutuşmak üzere olan yapısına minnet duyarak onu seyretmeye devam ettim. Bu gevşek tavırlarımın onu çileden çıkarmasını umut ediyordum.
"Varlığından rahatsız oluyor olabilirim. Diğer farelerle gidip ölmeni çok isterdim ama kaçmayı bile beceremedin 341."
Sürpriz, ölmediklerini biliyorum! Zihnimin içerisinde çınlayan sesi bastırmak için sesli şekilde güldüm.
"İnsanların acısına oynamak tam da sana yakışan davranış Billy ama sana bir şey söyleyeyim mi?"
Kafamı iki parmaklığın arasına yerleştirip konuşmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gezegene Tek Yön
Science FictionDarbeyle bölünmeye çalışılmış dünyanın başarısız kesiminin denek olarak kullanıldığı dönemde Mars'ta tutsak edilmiş küçük kız büyür ve dünyanın düzenini yeniden kurabileceği bir fırsat keşfedince tehlikeli sularda yüzen bu grubun içerisine dahil olu...