Cult To Follow - Leave It All Behind
Her şeyi boğ,
Her şeyi içinden çıkılmaz hale getirirler,
Her gün kaderini mühürlerler ama sen inanamazsın,
Hiçlikten bir milyon mil uzaktaki boşluktan kendini uzak tut
Ve hepsini arkanda bırak.
İyi okumalar diliyorum.
------- ------ ----- ---- --- -- -🌠
Eninde sonunda gideceğim yeri öğreneceğim için nereye diye sormadım. Muhtemelen Atlas'ın söylediği mahkeme için götürülecektim. Fakat ilerlediğimiz yerler tanıdıktı ve bu yolun bizi doğrudan revir kanadına götürdüğünü biliyordum. Sıkıntıyla nefes verip daha fazla şiddetin geleceğini bildiğimden derin bir nefes alarak kendimi hazırladım. Herhangi bir revir kapısının önünde durduğumuzda kapıyı açmak için yanımdaki görevli kartını okutup kapının açılmasını bekledi.
Kapı açıldığında içeride arkası dönük şekilde bir şeylerle uğraşan bedeni tanıdım. O ise istifini bozmadan yaptığı işe devam etti. Beni tutan görevli hareket etmem için bedenimi ileri doğru itelediğinde sabit durduğumu fark edebilmiştim. Tamamen içeride olduğumuzda beni getiren görevli konuştu.
"Komutanım, 341'i getirdim."
"Tamam, Jack gidebilirsin."
Adını yeni öğrendiğim görevlinin omzumu kıskaç gibi kavrayan eli gevşedi. Jack odadan çıktı ve kapı ardından kapanırken Atlas yüzünü bana döndü. Kaşları şaşkınlıkla önce yukarı kalktı fakat sonrasında sanki uçlarında ağırlık varmış gibi aşağıya inip çatıldı. Eliyle yatağı işaret etti.
"Otur."
Söylediğini yapıp yatağa oturdum. Kelepçeme uzanıp açtı ve kolumu parmakları arasında tutarken derin bir nefes verdiğini duydum. Sessizce damar yolu açmak için olan iğneyi alıp kolumu bir şeyle sıkıştırdıktan sonra damar yolunu tek seferde açtı. Minik ayaklı tezgâhın üzerinden üç bölmeli bir torba aldı. Torbayı elleri arasında sıktığında torbanın içindekiler birbiriyle karışıp tamamı beyaz bir sıvı haline geldi. Torbaya bir boru taktı ve beyaz sıvı en uçtan akana kadar bekledi. Sonrasında torbayı başımda bulunan direğe taktı ve borunun diğer ucunu kolumdaki damar yoluna bağladı. Bütün bunlar olurken tek kelime etmedik. Sessizliği bozup ilk konuşan o oldu.
"Uzan ve beni dinle."
Dediğini yaparken konuşmadan onun yeniden konuşmasını bekledim.
"Sana taktığım şey bir damar içi besin. Eğer böyle devam edersen beslenmen bu şekilde değil bir tüpün midene inmesiyle yapılacak. O yüzden sana bunu yapmalarına izin vermeden kendin yemelisin. Eğer beni dinlemezsen bir sonraki sefere uygulamanı yapmak için bile burada olmayacağım. Kimsenin sana benim gibi davranacağını da sanmıyorum."
Duyduklarım karşısında şaşkınlıkla konuşmaya karar verip dudaklarımı araladım.
"Böyle bir şeyin olmasını istemem fakat anlamadığım bir konu var. Uygulamayı senin yapmayacak olmanın sebebi ne?"
"Mars üssünden ayrılıyorum."
Gerçekten gidecek miydi, Onun bütün bu iğrenç görevlilerden daha iyi olduğuna inanmaya başladığım bir süreçte bu işi bırakacak mıydı? Sebebini anlayamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gezegene Tek Yön
Bilim KurguDarbeyle bölünmeye çalışılmış dünyanın başarısız kesiminin denek olarak kullanıldığı dönemde Mars'ta tutsak edilmiş küçük kız büyür ve dünyanın düzenini yeniden kurabileceği bir fırsat keşfedince tehlikeli sularda yüzen bu grubun içerisine dahil olu...